Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Av. Zafer İşeri 

I-Ekosistem üzerine 

Ekosistem, belirli bir alanda bulunan canlılar ile bunları saran cansız çevrelerinin karşılıklı ilişkileri ile meydana gelen ve süreklilik arz eden ekolojik sistemlere denir. Ekosistem teriminin genel tanımından anlaşılacağı üzere ekosistemden bahsedebilmek için mekan ve özne unsurlarının birlikte varlığı gerekmektedir. Ekosistem teriminin tanımında yer alan özne unsurunu ise canlılar ile cansız çevreler oluşturmaktadır. Nitekim bu iki özne arasında meydana gelen ve süreklilik arz eden karşılıklı ilişkileri muhteva eden ekolojik sistemler ekosistem olarak adlandırılmaktadır.

Haberin Devamı

Ekosistem teriminin çevre hukuku bağlamında detaylı olarak incelenmesini gerektiren sebep, çevre hukukuna konu oluşturan ekosistem kavramının bütün unsur ve detayları ile idrak edilebilmesinin Çevre Hukukunun kapsam ve sınırlarının belirlenebilirliğinin sağlanmasındaki önemdir.

II-Çevre hukukunun konusu

Çevre Hukukuna konu olan ekosistemin korunması 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun ruhunda yer alan en temel amaçtır. Nitekim genel itibariyle hukuk; birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilim olarak tanımlanmakta olup bu genel tanımdan anlaşılacağı üzere hukukun düzenleme alanlarının birey, toplum ve devletin birbirleri arasındaki ilişkiler olduğu görülecektir. Bununla birlikte çevre hukuku ise teorik olarak insanlıkla doğal çevre arasındaki etkileşimi düzenleyen antlaşma, düzenleme ve ortak hukuk kuralları bütünüdür. Bu açıdan bakıldığında çevre hukuku; konusunu, birey, toplum ve devletin değil de insanlık ve çevrenin oluşturduğu bir bilim olmakla birlikte; çevre hukukunun bu görünümü, içerisinde yeni kurallar, yeni anlaşmalar ve yeni düzenlemeler barındıran spesifik bir alanı, hukuk dünyasına kazandırmaktadır.

Haberin Devamı

III-Hukuki ve idari önlemler

Nüfus popülasyonundaki artışla doğru orantılı olarak globallik unsuru da her geçen gün artan dünyamızda, küresel anlamda yaşanan çevre kirliliğine ilişkin vakaların yükselmesiyle Çevre Hukuku ve Çevre Hukuku’na ilişkin kanuni düzenlemelerin ne denli önemli olduğu bir kez daha gözler önüne seriliyor.

Gelişmekte olan ve gelişmiş olan ülkeler, her geçen gün artan çevre kirliliği sorununa karşı mali ve hukuki önlemler alsalar da bu önlemlerin ne oranda etkili olduğu hususu tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Nitekim alınan önlemlerin, artan çevre kirliliklerini durdurmadığı yahut azaltma yönünde bir eğilime sevk etmediği görüldüğünde, bu önlemlerin efektif yöntemler olmadığı anlaşılacaktır.     

Ülkeler tarafından alınan bu önlemler kapsamında siyasi ve idari kurumlar da teşkil edildiği görülmektedir. Nitekim 2872 Sayılı Çevre Kanunu İkinci Bölüm 5.Maddede yer alan kanun metni idari bir merci olarak teşkil edilen Yüksek Çevre Kurulunun görevlerini düzenlemektedir. İşbu maddenin a fıkrası gereğince “Etkin bir çevre yönetiminin sağlanması için hedef, politika ve strateji belirlemek” Yüksek Çevre Kurulunun görevleri arasındadır. Bu görevin ifası ile hızlı biçimde aksiyonlar alınması çevre sağlığı bakımından hayati önem taşımaktadır.

Haberin Devamı

Nitekim Marmara Bölgesi için gündemde yer alan en büyük çevre sorunu olan müsilaj (deniz salyası) meselesi incelendiğinde; 13.06.2021-15.06.2021 tarihleri arasında yer alan üç gün içinde 733 metreküp müsilaj toplanan Marmara Denizi’nde daha efektif ve ivedi yöntemlerin idari ve siyasi merciler tarafından alınması gerekmektedir. Nitekim bu anlamda Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bir aksiyon alınmış ve Resmi Gazete’de yayımlanan 10.06.2021 Karar Tarihli, 1287K. sayılı ve 12.06.2021 Yayım Tarihli “Başta Marmara Denizi Olmak Üzere Denizlerimizdeki Müsilaj Sorununun Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırma Komisyonu Kurulmasına Dair Karar” isimli Meclis Kararında 3 ay çalışma süreli bir komisyon kurulması kararı alınmıştır.

Meclis tarafından alınan bu aksiyonun uzun vadede benzer çevre sorunlarının önüne geçilmesi bağlamında kesin bir önlem yahut tespit oluşturup oluşturmayacağını göreceğiz.