Safa Tekeli - dusunce@milliyet.com.tr
Millî Mücade-le’ye ve Mustafa Kemal’e karşıt oluşunun nedeni, Ali Kemal’in İttihat ve Terakki’ye olan düşmanlığında beliriyordu. II. Abdülhamit’in baskıcı yönetimi günlerinde Ali Kemal, Paris’e, Jön Türklerin yanına gelir (1895). Paris’te Jön Türklerin önde gelenlerinden Mizancı Murat, Ali Kemal’den, Jön Türklere katılmasını ister. Ali Kemal reddederek, “Girmem, üç günde kavga edeceksiniz, emsalini gördüm” diye cevap verir. Ali Kemal’in oğlu Zeki Kuneralp, kitap haline getirdiği babasının anıları “Ömrüm”de şu yargıya varıyor: “İdeallerini büyük ölçüde paylaştığı halde Ali Kemal, jöntürklerle anlaşamadı. Gayeye varmak için izledikleri yolu beğenmedi. Jöntürkler ile Ali Kemal arasındaki anlaşmazlık sonra düşmanlığa dönüşmüştür ve bu da Ali Kemal’in daha sonraki seçeneklerini etkilemiştir.”
Ali Kemal’in son yazıları
Zeki Kuneralp, “Sadece
SAFA TEKELİ - İngiltere Başbakanı Boris Johnson’a, Ermeni asıllı iş adamı eski Glendale belediye başkanı Rafi Manukyan (Raffy Manukian) tarafından yapılan çağrı, Johnson’un büyük dedesi Ali Kemal’i yeniden anımsamamıza yol açtı. 26 Nisan 2022 tarihli Milliyet’te yer alan habere göre, Manukyan’ın, “New York Times”ta yayınlattığı ilana göre, gazeteci ve siyasetçi Ali Kemal, “Ermeni soykırımı faillerinin cezalandırılması çabalarından dolayı ‘hain’ olarak” adlandırılmıştı. O yüzden, Başbakan Boris Johnson’a İngiltere’nin sözde Ermeni soykırımını tanıması çağrısında bulunuluyordu.
Ancak bu ilan, tarihi gerçeklere dayanmamasının ötesinde, tarihi gerçekleri çarpıtıyordu da. Evet, Osmanlı’nın son Dâhiliye Nazırı (içişleri bakanı) Ali Kemal, Ermeni ve Rum yanlısı bir tutum sergilemişti; ama Ali Kemal’in bu tutumu, bizzat dönemin tanıkları tarafından belirtildiği üzere tamamen İttihat ve Terakki’ye olan muhalefetine dayanmaktaydı. Üstelik Ali Kemal’e o dönem
Bilgay Duman - bilgay.duman@gmail.com / Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) 17 Nisan 2022 gecesi, Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü PKK varlığına yönelik olarak, Mayıs 2019’da başlatılan “Pençe Harekatlarının” bir devamı olarak, Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerinde, “Pençe Kilit” adıyla yeni bir operasyon başlatması, bölgede yeni bir hareketliliğin ve tartışmanın da başlamasına yol açtı. Türkiye açısından operasyonların amacı ve hedefi son derece net. Ancak sınırın diğer tarafında “olmaması gereken” bir kafa karışıklığı var. Türkiye’nin ülke içi operasyonları neticesinde gücünün büyük kısmını sınır ötesinde tahakküm etmek zorunda kalan PKK, Türkiye’nin gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyonlar neticesinde de sınır ötesinde yeniden konumlanma çabası içerisinde. Özellikle 2019’da başlatılan ve halen etkili bir biçimde sürdürülen “Pençe Harekatları” sonucunda, PKK’nın kırsal ve dağlık alanda yediği
Yusuf Günay -Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Kurucu Başkan - 2015 Paris İklim Değişikliği Kongresi’nde “2050” yılına kadar dünyanın ısısını 1.5 dereceye kadar azaltma kararı alındı. Hedef karbon salımını sıfırlamak. AB ülkeleri “yeşil enerji”yi gerçekleştirmek için 1 trilyon dolar yatırım yapma kararı aldılar. 2023 yılından itibaren AB’ye giren alüminyum, demir çelik, elektrik, gübre, çimento gibi ürünlerde “karbon” ayak izi varsa, ekstra vergiler ödenecek. Sonrasındaki hedef ise karbon ayak izine kapıları kapatmak. İngiltere ve Almanya, 2035’te fosil yakıtlar olarak bilinen “ağır yakıt” yerine “hidrojen” enerjisine geçecek. Almanya sistemi kurdu. Rüzgar ve güneş enerjisi santrallarıyla yeşil enerji elde edecekler.
Bu çerçevede yeşil enerji kaynakları olarak tanımlanan rüzgar ve güneş santralları, Türkiye’ye çok büyük şans getiriyor. AB ülkeleri içinde en yüksek rüzgar enerjisi elde edebilen ülke İngiltere. Türkiye ikinci
Bülent Akarcalı - Uzun zamandır ciddi sürtüşme ve çatışma yaşamış olan Türk- Fransız ilişkilerinin hızlı bir iyileşme gösterdiğini ve bir ısınmanın başladığını gözlemliyoruz.
Özellikle Ukrayna savaşı, Fransa ile Türkiye’yi birbirine yaklaştıran ve Avrupa denince esas temsilcilerin adeta Fransa ve Türkiye olduğunu ortaya çıkaran bir unsur oldu. Ukrayna söz konusu olduğunda ne İtalya ne İspanya ve hatta Almanya’nın dahi ortalıkta olmadığını gördük.
AB kanadından, elini taşın altına koyan, ciddi olarak tavır alıp eyleme geçen bir tek Macron ve Fransa’yı oldu.
Macron, 10 Nisan 2022’de yapılacak başkanlık seçimlerine artık çıraklığını bitirmiş ve ustalık dönemi için girmiş olacak. Büyük bir ihtimalle, belki de
ilk turda kazanacak.
Bu iyileşmenin mimarları arasında önemli bir isim, Fransa’nın en itibarlı eğitim kurumlarından olan Ecole Nationale d’Administration’da (Milli İdare Okulu-bizim Siyasal Bilgiler benzeri) Yüksek Lisans yapmış olan ve de şu anda Paris Büyük Elçimiz Ali Onaner olduğunu
Bilgay Duman - bilgay.duman@gmail.com / Rusya-Ukrayna savaşı ikinci ayına yaklaşırken, farklı boyutlarıyla tartışılan bir konu haline geldi. Geçtiğimiz günlerde İngiltere’nin köklü gazetelerinden "The Guardian"da çıkan bir yazı dikkatleri Irak’a çekti. "Rusya, İran'ın Irak'tan Kaçırdığı Silahları Ukrayna'ya Karşı Kullanıyor” başlıklı yazıda, İran’ın, Irak’tan Şii milis grupların elindeki silah ve mühimmatı alarak Şelemçe Sınır Kapısı üzerinden kendi topraklarına, ardından da deniz yoluyla Rusya’ya geçirdiği iddia edildi. Hatta bir Şii milisin açıklamasına yer verilerek, “ABD karşıtı her şeyin kendilerini mutlu ettiğini söylediği” öne sürüldü.
Nitekim geçtiğimiz haftalarda Irak’ın başkenti Bağdat’ın en işlek noktalarından biri olan Cadiriye’de, İran’a yakın Şii milis gruplarca konulduğu iddia edilen, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in fotoğrafının yer aldığı “Başkanın arkadaşları” imzasıyla Rusya’ya destek afişi asılmış, daha sonra Irak güvenlik
Orhan Kalkan / Kültür ve Turizm Bakanlığı eski İşletmeler ve Yatırımlar Genel Müdürü
Ankara Üniversitesi’nin 6 -7 /Kasım/1997 tarihinde düzenlediği Ulusal Ev Ekonomisi Kongresi’nde sunduğum bildirinin bir bölümünden bahsetmeden geçemeyeceğim. “Köylerde, tabii kaynaklar halinde bulunan hammaddelerin köy el sanatları yolu ile değerlendirilmesi ve boş geçen zamanın el sanatları yolu ile köy ekonomisine ve aile refahının gelişmesine yardımcı olmanın yanında, köyden şehre göçü önlemek açısından da son derece önemli olacağına inanmaktayım. İlave olarak da hediyelik turistik eşya ve el sanatları, turizmimizde önemli bir yer işgal etmektedir. Bunun için ‘El sanatları köyleri’ veya ‘El sanatları merkezleri’nin geliştirilmesi ve kurulmasının büyük önem taşıdığına inanmaktayım“ vurgusunu yapmıştım.
Diğer taraftan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda bulunduğum yıllarda, özellikle de turizm haftalarında, ülkemizin pek çok il ve ilçelerinde ev hanımlarına yönelik, her
Orhan Kalkan / Kültür ve Turizm Bakanlığı eski İşletmeler ve Yatırımlar Genel Müdürü - Turizm gelirleri bütün ülkelerin ödemeler dengesinde önemli bir döviz kaynağı ve istihdam açısından da önemli bir
fırsat olduğu, her kes tarafından çok iyi bilinmektedir. Kaldı ki ülkemizin her köşesi bir turizm köşesi ve bir turizm cenneti, yeter ki kültür ve turizm değerlerini turizm ekonomimizin hizmetine sunabilecek organizasyonları yapabilelim. Ilıman iklimi ve ayni anda dört mevsimin özelliklerini yaşamanın yanında, çok değişik türden ve zengin doğal, kültürel, tarihi ve arkeolojik değerlere sahip olması, ayrıca bunlara bir de insanımızın hoşgörü ve konukseverliğini eklediğimizde yöresel turizm cazibelerimizin ve çekiciliğinin ne kadar zengin olduğunu görüyor ve yaşıyoruz.
Bugün dünya’da kalabalık şehirleşme ve sanayileşmenin beraberinde getirdiği, nüfus yoğunluğu, gürültü ve hava kirliliğinin insanlar üzerindeki baskısı ve