UYKU APNESİ

17 Kasım 2019

Uyku apnesi, uyku esnasında tekrarlayan nefes durmalarıyla kendini belli eden, kanda oksijen oranının düşmesine ve uykunun bölünmesine neden olan ve ani ölüm riski taşıyan ciddi bir bozukluktur. Bazı insanlarda uyuma esnasında nedeni tam olarak bilinmeyen üst hava yollarında tıkanma, sinir sistemindeki bir problem ve hava yollarındaki daralma gibi faktörler uyku apnesine sebep olur.

Tipleri ve nedenleri

Uyku apnesinin üç temel türü mevcuttur: Tıkayıcı şekilde (obstrüktif), merkezi (beyindeki solunum merkezine bağlı) ve bu iki türün karışımı (mix tür). Çalışmalarda hastaların yüzde 84’ünde tıkayıcı, yüzde 1’inde merkezi ve yüzde 15’inde de mix tür uyku apnesi görüldüğü ortaya çıkmıştır.
Tıkayıcı tip uyku apnesi, en sık görülen tiptir. Her cinste ve her yaşta görülebilse de, özellikle orta yaş erkeklerde ve kilo problemi olanlarda daha sıktır. Nedeni, yumuşak damak kaslarının normalden fazla gevşemesidir ve buna bağlı olarak da solunum yolu tıkanır. Büyümüş bademcik (tonsil) ve geniz eti

Yazının Devamı

İnsülin direnci

10 Kasım 2019

İnsülin, pankreasta yer alan beta hücreler tarafından salgılanan ve kandaki glikoz seviyelerini düzenleyen bir hormondur. Glikoza tepki olarak salgılanan insülinin miktarı, kanda glikoz seviyesi yükseldikçe doğru orantılı bir şekilde artar. Besinler mide tarafından sindirildikten sonra enzimler tarafından parçalanarak, şekere dönüştürülürler. Ardından kana karışan şeker, insülin hormonu tarafından dengelenir. İnsülinin temel görevi, kanda aşırı glikoz birikimini önlemektir. İnsülin hormonunun yetersiz salgılanması ya da görevini tam anlamıyla yerine getirememesi; diyabet, böbrek ve kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere, pek çok ciddi sağlık sorununa yol açabilir.

Karaciğer, kas ve yağlarda depolanan insülin, enerji üretiminde kullanılır. Gün içerisinde karaciğer tarafından belirli aralıklarla kana ufak miktarda olsa da glikoz salınımı devam eder. Yani yeterli miktar da insülin salınımıyla hem kandaki şeker miktarı dengelenir hem de vücudun ihtiyaç duyduğu enerji sağlanır. İnsülin yüksekliği, tıp dilindeki adıyla

Yazının Devamı

KALP KRİZİ

3 Kasım 2019

Kalp krizi, dünyada ölüm nedenleri arasında hâlâ ilk sırada yer almaktadır. Stresli yaşam, büyük şehirlerdeki ağır hayat koşullarının yanı sıra, kalıtım, kötü alışkanlıklar (beslenme, sigara vs.), şeker hastalığı, yüksek tansiyon, aşırı kilo, yüksek kolesterol ve hareketsiz yaşam da kalp krizine zemin hazırlamaktadır.

Nedir, nasıl gelişir?

Kalp krizi, ‘miyokard enfarktüsü’ olarak adlandırılır. Eğer koroner arter aniden tıkanırsa, kalbin o bölgesine kan akımı tamamen kesilir. Bu durumda bir miktar kalp kası kalıcı olarak zarara uğrar. Bu durum çoğunlukla geçmeyip, uzun süre devam eden göğüs ağrısıyla birlikte olur ve miyokard enfarktüsü veya kalp krizi olarak adlandırılır.

Kalp krizi, damar sertliğinin koroner kalp damarlarını tutması sonucu ortaya çıkar. Vücuda kan pompalayan kalbin kan beslenmesi, koroner kalp damarlarının taşıdığı kanla gerçekleşir. Koroner kalp damarlarında zaman içinde biriken yağlar, damar duvarında plaklar oluşturur. Bu plaklar damar boşluğunda yer tutarak kan akımını yavaşlatır ve bir süre sonra damarın

Yazının Devamı

PROSTAT KANSERİ

27 Ekim 2019

Prostat kanseri, erkeklerde akciğer kanserinden sonra en çok teşhis edilen habis tümör türüdür. Genelde 50 yaş sonrası erkeklerin hastalığıdır. Teşhis konulan erkeklerin yüzde 90’dan fazlası, 60 yaşından daha yaşlıdır. Nüfusun ortalama yaşının artmasıyla, ülkemizde de hastalığın sıklığı git gide artmaktadır. Yaşları 70 üzerinde olan erkeklerin yüzde 30’unda, gizli prostat kanseri mevcuttur. Bu tümörlerin sadece bir bölümü, herhangi bir zamanda daha hızlı büyümeye başlar ve tedavi edilmesi gereken tehlikeli bir hastalığa dönüşür.

Prostat kanseri, sinsi seyredebilir. Hiçbir belirti vermeyeceği gibi, hastalar; idrar yapmayla ilgili problemler, menide veya idrarda kan, sırt, bel, kalça ve uyluk ağrılarıyla başvurabilirler. İdrar yapmayla ilgili problemler; idrar yapamama, idrar yapmaya başlama ya da durdurmada zorlanma, sık sık idrara çıkma, geceleri çıkma, idrar akımında zayıflama, kesik kesik zorlanarak yapma ve ağrılı idrar yapma şeklinde olabilir. Bu belirtiler kanser dışı nedenlere de (prostat büyümesi, enfeksiyon gibi) bağlı

Yazının Devamı

MEME KANSERİ

20 Ekim 2019

Meme kanseri, meme dokusu hücrelerinden gelişen kanserlerdir. Kadınlar arasında en sık karşılaşılan kanser türüdür. Sıklığı sürekli artış göstermektedir. Türkiye’de kadınlarda görülen tüm vakaların yaklaşık dörtte birini oluşturur.

Yayılım göstermeden, erken dönemde tanı konması durumunda, hastaların yalnızca yüzde 5’i ilk beş yıl içinde yaşamını yitirmekte, yüzde 95’inden fazlası hayatta kalmaktadır. Tanı yöntemlerindeki hızlı ilerlemelere karşın, meme kanseri özellikle 35-55 yaş grubu kadınlar arasında, önde gelen ölüm nedeni olmaya devam etmektedir.

Risk faktörleri

35 yaş altı dönemde son derece seyrek karşılaşılan meme kanserine yakalanma riskinin, yaşla birlikte artığı bilinmektedir. Çoğu meme kanseri, 50 yaşın üzerinde ortaya çıkmaktadır.

Araştırmalar, aşağıdaki durumlarda meme kanseri riskinin yükseldiğini ortaya koymaktadır:

1-Daha önce meme kanseri gelişmiş kişiler: Bu kişilerde yeniden kansere yakalanma riski yükselmektedir.

2-Aile öyküsü: Anne, kız ya da kız kardeşte özellikle de

Yazının Devamı

Grip aşısı

13 Ekim 2019

Havaların soğuması ve ekim ayının gelmesi, grip vakalarını artırdı. Halkı, enfeksiyon hastalıklarına karşı savunmasız bırakan grip konusunda uyarmak ve aşı yaptırmak için bilinçlendirmek çok önemli hale geldi. Öte yandan her yıl 250-500 bin kişi grip ve komplikasyonları nedeniyle ölüyor. Peki, grip aşısı ne zaman yaptırılır, kimler grip aşısı olmalı?




Grip, sağlıklı kişilerde kendini sınırlasa da yüksek risk grubundaki bireylerde ciddi hastalık, komplikasyon ve ölüme varan sorunlara neden olabiliyor. Grip aşısı olarak bu risklerden kurtulmak oldukça kolay.Hastalık, bebeklik döneminden yaşlılığa kadar tüm yaş grubunu etkilemekte ve görülebilmektedir. Bununla birlikte risk grubunda yer alan kişilerde hastalık, diğerlerine göre daha ağır seyredebilmektedir. Bu kişilerde zatürre, bronşit, sinüzit, orta kulak iltihabı, oldukça nadiren beyin ve sinir sisteminde hasar oluşması ile kalp kası hasarı gibi ciddi tablolara neden olabilir.

Yazının Devamı

Kışa hazır mıyız?

6 Ekim 2019

Kış mevsiminin öncüsü sonbaharın biteceği şu günlerde, hava sıcaklıkları bir gün yüksek, mevsim normallerinin üzerinde, bir gün daha düşük seyretmekte... Hatta geceyle gündüz arasındaki ısı farklılıkları çok belirginleşmektedir. Bu duruma vücudumuzun ayak uydurması, adaptasyonu her zaman kolay olmamakta ve savunma sistemimiz zayıflamaktadır. Özellikle çocuklar, yaşlılar, astım gibi kronik akciğer hastalıkları olanlar, sigara kullananlar, Tip 1 ve Tip 2 diyabetliler ile gebelerde vücudun savunma sistemi değişikliklere daha duyarlıdır. Bu kişiler, dikkat etmezse hastalıklara daha kolay yakalanmaktadırlar.




Hastalıklardan kendimizi korumak için neler yapabiliriz?

Yazının Devamı

Depresyonda mıyım?

29 Eylül 2019

Depresyon, uzun süre boyunca devam eden, çok üzgün, umutsuz, çaresiz ve değersiz hissetme halidir. Gündelik hayatta kolayca kullandığımız bu sözcük aslında çok ciddi bir rahatsızlığa işaret eder.
Bu ruh hali kişinin tüm yaşamını etkiler. Yalnız kalma isteği, hiçbir şeyden zevk almama, iştahsızlık (veya kendini yemeğe verme), yorgunluk, sık sık ağlama, çok az ya da fazla uyuma, dikkat eksikliği, yerinden kalkmak istememe, kararsızlık, suçluluk hissi, intihar düşüncesi gibi geçici olmayan, uzun süren belirtileri vardır.
Maalesef depresyon sık görülür. Kadınlarda görülme oranı yüzde 4-10, erkeklerde ise yüzde 2-2.5. Hayat boyu risk kadınlarda yüzde 10-26, erkeklerde yüzde 5-12’dir. Depresyon kadınlarda erkeklerden üç kat daha sık görülür. Hastalar çoğu zaman karşımıza bir hastalığı varmış düşüncesiyle gelirler. Halsizlik, yorgunluk, odaklanma sorunu, eklem, kas ağrıları ile uyku problemleri gibi şikayetlerle başvururlar.

Belirtileri nelerdir?

Depresyonun belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
-

Yazının Devamı