Meme kanseri, meme dokusu hücrelerinden gelişen kanserlerdir. Kadınlar arasında en sık karşılaşılan kanser türüdür. Sıklığı sürekli artış göstermektedir. Türkiye’de kadınlarda görülen tüm vakaların yaklaşık dörtte birini oluşturur.
Yayılım göstermeden, erken dönemde tanı konması durumunda, hastaların yalnızca yüzde 5’i ilk beş yıl içinde yaşamını yitirmekte, yüzde 95’inden fazlası hayatta kalmaktadır. Tanı yöntemlerindeki hızlı ilerlemelere karşın, meme kanseri özellikle 35-55 yaş grubu kadınlar arasında, önde gelen ölüm nedeni olmaya devam etmektedir.
Risk faktörleri
35 yaş altı dönemde son derece seyrek karşılaşılan meme kanserine yakalanma riskinin, yaşla birlikte artığı bilinmektedir. Çoğu meme kanseri, 50 yaşın üzerinde ortaya çıkmaktadır.
Araştırmalar, aşağıdaki durumlarda meme kanseri riskinin yükseldiğini ortaya koymaktadır:
1-Daha önce meme kanseri gelişmiş kişiler: Bu kişilerde yeniden kansere yakalanma riski yükselmektedir.
2-Aile öyküsü: Anne, kız ya da kız kardeşte özellikle de genç yaşta meme kanseri öyküsü olan kişilerde yakalanma riski artmaktadır.
3-Genetik: BRCA1 ve BRCA2 gibi bu hastalıkla ilişkili olduğu gösterilmiş bazı genlerdeki değişikliklerin, kanser oluşumuna yol açtığı bilinmektedir. Bazı durumlarda ilgili genleri inceleyen genetik testlerden tarama amacıyla yararlanılabilmektedir.
4-Östrojen: Bilimsel kanıtlar, bir kadının östrojene maruz kalma süresi uzadıkça, meme kanserine yakalanma olasılığının da artığını göstermektedir. Bu östrojen vücut kaynaklı olabileceği gibi, dışarıdan da verilebilir. Erken dönemde adet görmeye başlayan (12 yaşından önce) ya da 55 yaşından daha sonra adetten kesilen, hiç çocuk sahibi olmayan ve uzun süreli hormon replasman tedavisi alan kadınlarda, meme kanseri riskinin artığı bilinmektedir. Bütün bu durumlarda, östrojene maruz kalma çoğalır.
5-Geç çocuk sahibi olma: İlk doğumunu
30 yaşının üzerinde yapan kadınlarda meme kanserine yakalanma riski yükselmektedir.
6-Meme dokusu yoğunluğu: Meme dokusunda fazla miktarda lobül ve kanal bulunması, mamografilerde meme dokusunun yoğun görünmesine yol açar. Meme kanserinin yağ dokusunda değil; lobül ya da kanal yapısında ortaya çıkması nedeniyle, bu yoğun görüntü veren memelerde kanser riskinin artığı öne sürülmektedir. Ayrıca kanserli oluşumların saptanmasının güçleşmesi de bu tür durumlarda özellikle dikkatli olunmasını gerektirmektedir.
Meme kanseri gelişen çoğu kadında yukarıda sıralanan riskler bulunmayabilir. Ancak yaşlandıkça, meme kanseri riskinin artması, en önemli risk faktörü olarak öne çıkar.
Erken teşhis de, kendi kendini muayene yöntemi önemlidir. Bunların yanında, meme kanserinin en yaygın olarak karşılaşıldığı yaş dönemlerinde, belirli aralıklarla muhakkak doktor kontrolleri ve görüntüleme yöntemlerinden faydalanılmalıdır.
Yaş grubuna göre yöntem uygulama
20-39: Kendi kendine meme muayenesi/her ay ve klinik muayene/üç senede bir.
40-49: Kendi kendine meme muayenesi/her ay, klinik muayene/her sene, mamografi/ 1-2 senede bir.
50 yaş ve üzeri: Kendi kendine meme muayenesi/her ay, klinik muayene/her sene, mamografi/her yıl.
Meme ultrasonografisi de tamamlayıcı tetkik veya erken yaşlarda radyasyon yönünden avantaj sağladığı için kullanılabilir.
Meme muayenesinin yapılabileceği en ideal zaman; adet bitiminin hemen ilk günleridir. Bu günlerde memeler ödemini ve gerginliğini yitirir. Bu sebep dolayısıyla en kolay muayene dönemi oluştururlar. Şayet kadın menopoz dönemindeyse ya da rahim operasyonu geçirmişse, kolay hatırlanması bakımından her ayın ilk haftası muayene tarihi olarak tercih edilmelidir.
Kendi kendine meme muayenesi, gözle ve elle uygulanmalıdır. Ayakta ve yatarak gerçekleştirilebilir. Her iki durumda da memenin kendisi, başları, derisi, alt bölgeleri ve koltuk altları titiz bir şekilde muayene edilmelidir.
Bunlara dikkat!
Aşağıda sayılan belirtilerden en az biri dahi mevcut ise, kişi vakit kaybetmeden bir doktora görünmelidir:
Memede ya da koltuk altında ele gelen kitle, sertlik veya şişlik,
Meme başından kanlı ya da şeffaf renkli akıntı,
Meme başında içe doğru çekilme, çökme ya da birtakım şekil bozuklukları,
Meme başı derisinde değişiklikler; soyulma, kabuklanma gibi,
Meme cildinde yara ya da kızarıklık,
Meme cildinde ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması,
Memede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri ya da renginde değişiklik (kızarıklık vs.)
Tedavi
Meme kanseri tedavisi, alanında uzmanlaşmış bir ekip tarafından yapılmalıdır. Temel üyeleri, meme hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir cerrah, tıbbi onkolog ve radyasyon onkoloğudur.