Can Kazaz, yeni bir isim. Geçtiğimiz aylarda 3. albümü olan ‘Ben Sizden Kaçtım’ yayımlandı. Çok keyifli bir söyleşi yaptık:
-‘Ben Sizden Kaçtım’ bana daha melankolik, daha hüzünlü geldi. Kişisel yaşanmışlıklardan mı yoksa toplumsal depremyonun bir havası mı?
C.K.: İkisini de kapsıyor aslında. Eskiden var olan pozitif havayı hissetmiyorum içimde ve çevremde. Dolayısıyla samimiyetle, neyi yaşıyorsam o yönde duygularım açığa çıkıyor. Melankoli eskiden beri dibine kadar yaşamayı sevdiğim bir haldir ve melankolik şarkılarım hep vardı. Ama bu sefer şarkıların atmosferini de o yönde oluşturdum.
-‘Bunca Yıl’ öncelikle sözleriyle beni çok etkiledi bestelerde önce güfte mi yoksa melodik iskelet mi geliyor?
C.K.: O şarkının özelinde önce beste ortaya çıktı. Önce nakarat melodisi ardından nakarata sözler. Sonra diğer sözlerle eşzamanlı melodiler şeklinde çıktı. Bazen cümle ve melodi aynı anda geliyor. Özellikle üzerinde durduğum şey melodilerin estetik açıdan iyi olması. İyi, akılda kalıcı, dile dolanan melodileri kendim de daha çok sevdiğim için, elimden geldiği kadar öyle bestelemeye çalışıyorum. Bu albümde sözleri de edebi açıdan eski şarkılarıma göre daha kuvvetli olması için ekstra özen gösterdim diyebilirim. Hangi sırayla olduğunun genel bir yöntemi yok benim için.
Rap’ten sonra...
-Rap ile başladığınız kariyerinizde bugünkü müziğinize dönüşümünüz neden oldu?
C.K.: Aslında bunlar sırayla olan şeyler değil. Dolayısıyla evet, insanlarla paylaştığım ilk müzikler rap altyapılarımdı. Kendim rap yapmıyordum. Müziklerini besteliyordum, ardından nakaratlar bestelemeye ve onları seslendirmeye başladım rap şarkılarında. Bu prodüksiyon deneyiminin üzerine, kendi şarkılarımı yazmaya ve bestecilik eğitimimi de ekleyince, hiç birini bırakmadan üzerine ekleyerek devam ediyorum diyebilirim. Bir rap prodüksiyonu hala yapabilirim, bırakmış değilim.
-Sanatçı bağımsızlığına çok önem veriyorsunuz şu anda çalıştığınız prodüksiyon şirketini biraz anlatır mısınız?
C.K.: İlkesel olarak müzisyen bağımsızlığı, günümüz müzik ortamındaki sömürü düzeninin zayıflaması için çok önemli bir olgu. Bunun için iyi sanat eserleri ortaya çıkarmayı öncelikli kabul eden kişiler ve kurumların yer edinmesi gerekiyor. Ben hep bağımsız müzik yaptım ve devam ediyorum. Mezunu olduğum İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalışıyorum ve bölüm içerisinde BİLGİ Music Label adıyla atıl bir şekilde duran dijital paylaşım platformu vardı. Üniversite bünyesinde kar amacı gütmeyen bu yapıyı kurumsallaştırdık ve hem manejerim hem de bölümdeki iş arkadaşım olan Ateş Erkoç’un girişimiyle BİLGİ Music Label’ı dijital dağıtım yapan bir platforma dönüştürmüş olduk. Şu anda sadece bölüm öğrencileri, mezunları ve hocalarına hizmet sağlayan bu yapı, iTunes, Spotify, Fizy, Turk Telekom Müzik gibi dijital müzik mecralarına müzik dağıtımı yapıyor ve eserlerin o mecralardan dinlenebilmesini sağlıyor. Sanatçılara, plak şirketlerinin asla vermediği yüksek yüzdelerde maddi pay veriyor. Hem BİLGİ’li müzisyenler sömürüye uğramayıp bağımsız kararlarını verebiliyorlar hem de eserlerini insanlara ulaştırma imkanı buluyorlar. Ben de müziklerimi şu anda bu şekilde yayınlıyorum.
Yeni nesil ve müzik
-Müzik eğitmeni olarak da çalışıyorsunuz yeni nesilin müzikle ilişkisi nasıl?
C.K.: Yeni nesili bir bütün olarak genellemem doğru olmaz, çok çeşitli eğilimler var. En genel bahsedebileceğim şey dinleme kültürü olabilir belki. Toplumsal olarak dinleme kültürümüzü zayıf buluyorum ve doğası gereği bu en çok müzikle olan ilişkimizi etkiliyor. Konuşanı dinlemek, çalan bir müziği dinlemek, öten kuşu dinlemek, kendimizi dinlemek yani genel olarak dinlemekle ilgili becerilerimizi geliştirmekte geri kalıyoruz diyebilirim. Bu beceri gelişkin olursa, toplumda pozitif yönde birçok gelişme olacağına inanıyorum. Buna yeni ve gelecek nesillerin müzikle olan ilişkisi de dahil.
-Solo kariyerinizde gelecek projeleriniz var mı ?
C.K.: Konserlerimi artırmayı, dinleyiciye daha fazla ulaşmak için tekliflerin de artmasını bekliyorum. Yaptığım müziğin insanlara yaşattığı deneyime kafa yoruyorum şu anda. Bunun en gerçek olduğu yer de konserler açıkçası. Her konserin özgün olması için grubumla çalışıyoruz. Şu anda var olan şarkılarımı insanlara ulaştırmak niyetim ve ardından mutlaka yeni müzikler üretmeyi de sürdüreceğim. Herkesi paylaşmaya ve kulak verip etrafını dinlemeye davet ediyorum.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024