Listelere şarkı sokmak zor iş
“Akıl yaşta değil baştadır” sözünün canlı örnekleri sık olmasa da karşıma çıkıyor.
Zeynep Tanyalçın, bu gruba dahil bir genç. 22 yaşında Amerika’da Atlanta’da bir plak yapım şirketinde genç yetenekleri araştıran artistik menajer olarak çevirebileceğim pozisyonda çalışıyor.
Şirketin adı RedZone... Patronlar, The Dream lakaplı Terius Nesh ve Tricky Stewart.
The Dream rapçi ve besteci, 2008 de Rihanna’nın çıkış şarkısı Umbrella’yı yazan ve Grammy kazanan bir sanatçı.
Şirket Britney Spears, Beyonce, Justin Bieber, Mariah Carey gibi şarkıcıların bir çok şarkısına imza atmış. Şimdi oralarda neler oluyor Zeynep’e soralım:
Hayatım müzik
E.Y.: Oralara yolun nasıl düştü ?
l 2012‘de Berklee Müzik Okulu’nun Ankara seçmelerine katıldım ve okumaya hak kazandım. Orada ilk iki sene genel teori ve armoni eğitiminin yanı sıra genel müzik ve eğlence sektöründe işletme, şarkıların lisanslanması, telif hakkı gibi eğitimler aldık. Ben şarkı söylemek istiyordum. Lisede okul orkestrasında söylüyordum, çok ödül kazandık. Bayağı da iyiydim. Okula gidince müzik ve pazarlama konusu daha çok ilgimi çekti. Hareketli, çok aktif bir iş. Sonuçta Music Business/Management dalından mezun oldum.
E.Y.: Neden Atlanta?
l Okulu-muz teoriden çok pratiğe önem veren bir okuldu. Önemli yerlere geziler düzenleniyor. Hip hop, jazz ve R&B ye yatkın olduğum, Urban müziği sevdiğim için Atlanta gezilerimde ilişkileri arttırdım. Amerika’da örneğin New York’a canlı performansçılar gider, Los Angeles’a film müziklerini yapanlar gider. Atlanta, Urban müziğin merkezi. 3 yıl üst üste Atlanta’ya gittim, insanlarla tanıştım. Onların PR’larını yaptım, playlistlere şarkılarını yerleştirdim. Çalıştığım merkezde sanatçıların hazırladığı şarkıları filmlere reklamlara bilgisayar oyunlarına kadar veriyorlar.
Kaliteli şarkıcılar
E.Y.: İşler nasıl yürüyor, her güzel ses ve şarkı ünlü oluyor mu?
l Listelere şarkı sokmak çok zor. On binlerce doların olması gerekiyor. Çok kaliteli ancak tanınmayan şarkıcıların yapıtları parasızlıktan ne yazık ki çöpe gidiyor. Bu konuya ağırlık veriyorum şimdilerde. Bir proje geliştirdim. Bu seneki Midem’e götüreceğim projeyi.
E.Y.: Projeyi biraz daha açar mısınız?
l Fransa’da haziran ayında yapılacak Midem seminerinde bir start-up yarışması var ve oraya bu projeyi götürerek “melek yatırımcı” bulmak istiyorum. Curator bağımsız sanatçıları günümüz internet radyolarının müzik listelerine yerleştirmek amaçlı bir proje. Yeni bir şarkımız var diyelim ve biz onun şarkılarını popüler çalma listelerinde duymak istiyoruz. Çok parası olmadığı için örneğin Spotify’da çok dinleyicisi olan çalma listelerine giremiyor. Ancak 300-500, belki birkaç bin dinleyicisi olan kişisel çalma listeleri de var ve bu insanlar da bu işten para kazanacaklarını bilmiyorlar, sadece dinleyici eklendikçe kendileri mutlu oluyorlar. Gerçekte onların dinleyicileri de bağımsız sanatçıları destekleyebilir, onlara seslerini duyurmada ivme kazandırabilirler. Benim 200 dolarım, sizin 2000 dinleyiciniz var.Her iki tarafta kazanıyor. Alan memnun, veren memnun.
E.Y.: Türkiye’de bu işi yapmayı düşünür müsün?
l Tabii ki işler buralarda şu an için böyle yürümüyor. Kısa zamanda bizde de değişim olacaktır. Ben de zaman içinde işleri tam öğrenmiş olurum. İzmir’den üç sanatçı ile temas içindeyim bugünlerde.
Dinlemeniz gereken beş güzel şarkı
1 - River- Bishop Briggs
Gerçek adı İngiliz Sarah McLaughlin yırtıcı bir rock gırtlağı arka planda soul/ gospel arası gidip gelen muhteşem bir parça.
2 - Lust for Life-Lana Del Ray
Del Ray’in uçucu, melankolik sesine Weekend’in neşeli vokalleri eşlik ediyor, kontrastların güzel bir birleşimi olmuş.
3 - Smoke Of Dreams Thurston Moore
Sonic Youth’un eski vokalist ve gitaristi Moore’dan fevkalade akıcı gitar rifleri, sakin sesi rüyalara uçuruyor.
4 - Good Goodbye-Linkin Park
Nu metal üstadları yanlarına aldıkları iki rapçi Pusha T ve Stormzy türlerinden daha farklı bir şarkıya imza atmışlar.
5- Despacito-Justin Bieber
Luis Fonci ve Daddy Yankee ile Bieber latin ritmlerine yelken açmış romantik, ateş gibi yaz şarkısı.
