Omega: İyi ama hangisi?

9 Nisan 2017

Yunan alfabesinin 24. ve son harfi olan omega anlam olarak da sonu, akıbeti ifade eder. Bizim için anlamı omega 3, 6 ve 9 yağlarının sağlığımız için önemiyle ilgilidir.

Genel olarak omega yağlarının sağlık için faydalı olduğu bilinir. Oysa bu yağlar kendi içinde farklı çeşittedir ve birlikte kullanılırken oranına dikkat edilmezse biri diğerinin faydalı etkisini baskılayabilir, hatta belli miktarın üzerinde alındığında fayda yerine zarar bile verebilir.

Omega 3

Omega 3 yağ asitleri esansiyel yağ asitleridir. Yani vücudumuzda üretilmez, dışarıdan almamız gerekir. Kendi içinde üç çeşittir. ALA (Alpha-linolenic acid) keten tohumu, ceviz, kabak çekirdeği, semizotu, soya fasulyesi, fındık, kurutulmuş kekik ve nane, taze fesleğen gibi bitkilerde, EPA (Eicosapentaenoic acid) ve DHA (Docosahexaenoic acid) daha çok somon, uskumru, hamsi, sardalya gibi balıklarda bulunur.

Omega 3 yağ asitleri kalp damar sağlığı açısından önerilir. LDL dediğimiz kötü kolesterolü düşürme, HDL dediğimiz iyi kolesterolü yükseltme ve kan yağlarından trigliseridi düşürme, kanı incelterek akışkanlığını kolaylaştırma etkileri ve kalp ritim bozukluğuna faydaları vardır.

Zihin sağlığı, iyi bir hafıza için önerilir.

Yazının Devamı

Polenlerden uzak durun

2 Nisan 2017

Güneşli ve güzel havaların gelişiyle beraber doğanın çiçekler açıp güzelleştiği ilkbahar, insanlar için de bir sevinç ve enerji kaynağıdır. Kışın nispeten karanlık halinden uyanmaktır aslında. Fakat bazılarımız için de hapşırık, burun ve göz akıntısı, öksürük, genizde yanma, kaşıntı, burun tıkanıklığıyla birlikte nefes darlığıyla geçen sıkıntılı bir dönemdir.

Bahar nezlesi ya da bahar alerjisi olarak tanımlanan bu süreç baharda polen adı verilen çiçek tozlarının havada uçuşmasıyla eşzamanlıdır. Alerjik özellik taşıyan bu maddeler nefes alırken burun iç yüzeyine ulaşıp alerjik rinit dediğimiz mikrobik olmayan iltihabi bir duruma yol açar. Aynı alerjen gözlerde de benzer şekilde konjonktivit şeklinde kızarma, batma, sulanmaya yol açar. Her ikisi de çok rahatsız edici ve günlük hayatı olumsuz yönde etkileyen şikayetlerdir.

Korunma yolları

En kolay çözüm alerjiye sebep olan polenlerden mümkün olduğunca uzak kalmaktır. Polenlerin en çok uçuştuğu sabah saatlerinde genelde 10.00’a kadar ve akşam saatlerinde, açık havada dolaşmamak, pencere açmamak, açık havada yürüyüş ve sporu diğer saatlere ertelemek alerjenle olan teması azaltacaktır.

Burnun dış kısmına ve göz çevresine çok ince bir tabaka

Yazının Devamı

Çarpıntı tehlikeli midir?

26 Mart 2017

Kalbimiz hızlı çarptığında hissettiğimizdir çarpıntı. Kalbin hızı yani dakikadaki atım sayısı normalde erişkinler için 60 ile 100 arasındadır. Tıptaki adı nabız olan bu sayı 100’ün üzerinde ise taşikardi yani çarpıntı söz konusudur. Kimi zaman nabız sayısı normal değerler arasında olduğu halde çarpıntı hissedilebilir. Bu durumda genellikle ekstrasistol yani erken atımlar ya da başka çeşitli aritmiler söz konusu olabilir.

Sebepleri neler?

Kalp hızındaki her artış bir hastalığa işaret etmez. Efor harcayınca, heyecanlanınca, korku, stres, endişe anında adrenalin deşarjı ile çarpıntı hissedilebilir. Bu tamamen normal bir durumdur. Dinlenince ya da ortaya çıkaran etki geçince kendiliğinden düzelir. Bazen panik atak tetiklenince çarpıntı başlar, çarpıntıyı hisseden kişi ölüm korkusu ile daha çok paniğe kapılır, nefes darlığı ortaya çıkabilir, çarpıntı daha da artar ve bu artış paniği de artıracağı için bir kısır döngü oluşturur.

Sigara, tütün, çay, kahve gibi kafeinli içecekler çarpıntıyı tetikleyebilir. İnsülin direnci varsa acıkınca ya da hipoglisemi ataklarında kan şekeri düşüşüne bağlı olarak el ayak titremesi ile beraber çarpıntı gözlenir. Benzer şekilde diyabet hastalarında da

Yazının Devamı

Vücudun su tutması

19 Mart 2017

Tıptaki adıyla ödem olarak bilinir. Hücrelerarası bölgede normalde bulunması gerekenden daha fazla sıvı birikmesi olarak tanımlanır. Kısa süre içinde oluşabileceği gibi yavaş yavaş da gelişebilir. Eğer yavaş gelişiyorsa uzun süre anlaşılamayabilir, çoğu zaman basit şekilde kilo artışı zannedilir. Yeme alışkanlığı hiçbir şekilde değişmediği halde, hatta diyet yaparken gözlenen kilo artışı “Su içsem yarıyor” misali ödem şeklinde karşımıza gelebilir. Gelişme süresi, yeri, miktarı, sebeplerine göre farklılıklar gösterir. Ödem tek başına bir hastalık sayılmaz. Bir sebebe bağlı olarak ortaya çıkar. Bu sebep normal de olabilir veya bir hastalık da olabilir.

Normal ödem nedenleri

Hareketsiz bir yaşam tarzı sürdüren kimselerde ödeme sık rastlanır. Uzun süre oturarak çalışan ya da ayakta kalan kimselerde, uzun süren yolculuklarda ayaklardaki şişme bu yüzdendir. Yerçekiminin etkisi ile sıvı ayaklarda ve ayak bileklerinde birikir. Bazen diz altına kadar da çıkabilir. Sebep dolaşıma bağlıdır. O bölgedeki kasların çalışması dolaşımı da aktifleştireceği için uzun süre hareketsiz kalmak yerine oturduğumuz yerde bile bu bölgedeki kasları çalıştırıcı hareketler yapmalıyız. Arada kalkıp yürümeliyiz,

Yazının Devamı

14 Mart’ın anlamı bizim için Tıp Bayramı’dır

12 Mart 2017

İngilizcede tarih yazılış sırasında önce ay sonra gün yazıldığından dünyada 14 Mart, 3,14 sayısına benzemesi nedeniyle “Pi Günü” olarak sayılmakta. 1879’da Alman fizikçi ve Nobel Fizik Ödülü sahibi Albert Einstein’ın da doğduğu tarih olan 14 Mart ülkemizde Tıp Bayramı olarak kutlanır.

14 Mart 1827 tarihinde Sultan II. Mahmut’un yenilikçi hareketleri sonucu, hekimbaşı Mustafa Behçet Bey’in de katkılarıyla İstanbul’da ilk tıp okulu, Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire kurulmuştur. Daha sonra kuruluşu 1470’lere dayanan İstanbul Üniversitesi’nin adı altında anılacak bu kurum her zaman gurur duyduğum okulum İstanbul Tıp Fakültesi’nin de temelini oluşturmuştur.

14 Mart Tıp bayramı ilk kez 14 Mart 1919 tarihinde 1. Dünya savaşı sonunda, İstanbul’un işgal edildiği günlerde, yabancı işgal kuvvetlerine karşı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak kutlanmıştır. Tıp öğrencileri 1827 yılında aynı gün eğitime başlayan Tıbbiye’nin 92. yılını kutlamak amacıyla günümüzde Sağlık Bilimleri Üniversitesi binası olan okulun iki kulesi arasına büyük bir Türk Bayrağı asarak aynı zamanda işgali de protesto etmişler.

Dil bile aynıdır

14 Mart’ın anlamı Türk doktorları için Tıp Bayramıdır. Ben bu vesileyle

Yazının Devamı

Ağır metallerle bedenimiz nasıl zehirleniyor?

5 Mart 2017

Ağır metal zehirlenmesi sözü kendi gibi ağır bir ifade bırakıyor insanda. Bile bile zehirlenmeyi kim ister ki? Sanayileşme ile beraber çevre kirliliğinin de giderek arttığı dünyamızda daha annemizin karnındayken bile birçok toksik yani zehirli maddeye ister istemez maruz kalabiliyoruz. Bu toksik maddelerden bir grup olan ağır metaller yer kabuğunda doğal olarak bulunan bileşiklerdir. Bozulmaz ve yok edilemezler. Bu maddeler genelde vücudumuza gıdalar, içme suyu ve hava yolu ile girerler. Birikme eğilimi gösterdikleri için vücuda giren miktar ve sürekliliğine göre de zehirleyici bir etki yaratırlar.

Sağlığımızı tehdit eden ağır metallerin sayısı oldukça fazladır. Hatta bunlardan bazıları vücut metabolizmamız için gereklidir ancak belli bir dozun üzerinde onlar da zehirlenmeye sebep olur. Bunlara ayrıca değineceğiz ama en sık karşılaştıklarımız arasında yer alan kurşun, cıva, kadmiyum ve alüminyumdan biraz bahsetmek isterim.

Çıplak elle dokunmayın

Sanayide daha çok benzin katkı maddesi, radyasyon koruyucusu, kablo yalıtkanı olarak ya da pil yapımında, oyuncaklardaki boya ve saç boyaları da dahil olmak üzere tüm kurşun bazlı boyalarda, lehim yapımında, cam, kristal üretiminde, evdeki

Yazının Devamı

Kalpte blok olunca

26 Şubat 2017

Kalp yaşamı devam ettirmek üzere kendi kendine çalışan ve ritmini düzenleyen bir organdır. Ana görevi olan kanı pompalama işini sürekli ve düzenli kasılmalarla sağlar. Bu kasılmayı gerçekleştirmek üzere sağ kulakçıkta yer alan bir merkezden elektrik uyarısını çıkartır. Bu uyarı özel hücrelerden oluşan bir yol üzerinden ilerleyerek her iki karıncığa kadar iletilir.

Kalp kasına ulaşan bu elektrik uyaranları ile de kasılma gerçekleşir ve kasılan kalp içindeki kanı ana damarlara pompalar. Kan da bu şekilde tüm organlara atardamarlar yoluyla ulaşır.

Blok çeşitleri

Uyarının merkezden çıktığı yerden kasılmayı gerçekleştirecek kasa ulaşana kadar izlediği yol üzerinde bir engel olmasına blok denir. Kalpteki ileti sisteminde meydana gelen bloklar bu engelin bulunduğu yere ve sebebine göre farklı çeşitlere ayrılır.

Blokların bir kısmı kendiliğinden geçer, tedavi gerektirmez. Sıklıkla sebep ortadan kalktığında bir daha da tekrarlamaz. Bazıları ise kalp durmasına kadar yol açacağından acil tedavi gerektirir.

Kalpte bloğa sebep olan en sık sebep ne ilginçtir ki aslında tedavi amacıyla verilen ve kalp hızını yavaşlatan ilaçlardır. Sıklıkla çarpıntı ile seyreden ritim bozukluklarında kullanılan bu

Yazının Devamı

Beyindeki elektrik idaresi

19 Şubat 2017

Tıp ne kadar ilerlemiş olursa olsun beynin çalışması ile ilgili hâlâ çözülememiş konular mevcuttur. Zihin ve akıl da işin içine girince konuşacak çok konu var. Bu sefer yalnızca beynin elektriksel faaliyetindeki anormallikten bahsedeceğim.

Beyin temelde glia ve nöron olarak adlandırılan iki tip hücreden oluşmaktadır. Glia hücreleri merkezi sinir sisteminde uyarı yaratmayan ve bilgi iletmeyen hücrelerdir. Genel anlamda sinir sisteminin tutkalı olarak bilinirler. Bu hücrelerin görevi nöron yani sinir hücrelerini sarmak ve onları bir arada tutmak, gerekli besin ve oksijeni sağlamak, bir sinir hücresini diğerlerinden ayırmak, fagositoz dediğimiz yol ile patojenleri imha etmek ve ölü sinir hücrelerini ortadan kaldırmaktır.

Sinir hücreleri ise uyarılabilir hücrelerdir. Beyinde milyarlarca sinir hücresi vardır. Beyin fonksiyonlarının tümü bu hücrelerin dizileri tarafından kontrol edilir. Dolayısıyla hareket, konuşma, düşünce, duyu ve duyguların hepsi düzenli olarak bunlardan gelen sinyallere bağlıdır. Sinir hücrelerinin aktivitesi elektriksel ve kimyasal sinyallerle birbirine iletilerek gerçekleşir.

Halk arasında sara hastalığı olarak da bilinen epilepsi nöbetler halinde seyreder. Beynin

Yazının Devamı