Güllaç, hafif ve sevilen bir tatlı olmasına rağmen Ramazan dışında pek aklımıza gelmez. Oysa yağ içermemesi ve bol sütlü olması, besin değeri açısından kıymetini artırıyor.
Ramazan’da tatlı yerken dikkat edilmesi gerekenleri dün sizinle paylaşmıştım, bugün de bu ayın simgelerinden biri olan güllaçtan bahsetmek istiyorum. Güllaç, hafif ve sevilen bir tatlı olmasına rağmen Ramazan dışında pek aklımıza gelmez. Oysa yağ içermemesi ve bol sütlü olması, besin değeri açısından kıymetini artırıyor. İşte bu özellikleriyle de ‘Ramazan’ın gülü’ unvanını fazlasıyla hak ediyor.
Haftada 2 kezle sınırlandırın
Tabii faydalı da olsa miktarına ve sıklığına dikkat etmekte yarar var. Çünkü her şeyin fazlası, vücudumuzda yağ olarak depolanıyor. Yani yediğiniz miktar, saat ve tüketme sıklığınıza dikkat etmeniz gerektiğini hatırlatmak isterim. Eğer kilo vermek veya verdiğiniz kiloları korumak istiyorsanız Ramazan’da tatlı tüketimini her gün yerine haftada iki kezle sınırlandırmanızı öneririm. Tatlı seçimlerinizi çok yağlı, şekerli, şerbetli ya da kızartma yerine daha masum olan sütlülerden yana kullanın. Hafif tatlılar, daha az kalori almanızı sağlarken uyku düzeninize de yardımcı olur.
Bunun yanı sıra lif kaynağı meyveleri unutmamak gerekir. Ramazan’da en çok ihmal edilen gruplar, sebze ve meyveler. Meyve tatlıları yapabilir, güllaç ve diğer sütlü tatlıları meyvelerle süsleyebilirsiniz.
Neden tatlı krizi yaşıyoruz?
Her yemek sonrası vücudunuz tatlı yemeden doydum sinyali göndermiyor mu? Ya da gün içinde herhangi bir saatte kendinizi birden tatlı yerken mi buluyorsunuz? Bu durum birkaç sebepten kaynaklanıyor olabilir. Birincisi, damak tadı ve beslenme alışkanlığı. İkincisi, psikolojik olarak sizi daha mutlu ettiğine ve tatlı yemeye ihtiyacınız olduğuna inanırsınız. Üçüncüsü, insülin denen iştah canavarı pankreas tarafından kontrolsüz salınıyor olabilir.
Her üç durumu da çözmek ve tatlı krizlerini yenmek mümkün. Sürekli tatlı yeme ihtiyacı, açlık halinde konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik, yemekten 3-4 saat sonra anormal acıkma ve gece tatlı isteği gibi şikayetler insülin metabolizmasında bozukluğu düşündürür. Özellikle fazla kilonuz varsa ve bu yağlanma karın bölgenizde dikkat çekiciyse mutlaka bir endokrinoloji ve diyabet uzmanına danışın. Sadece açlık kan şekerine bakmak, böyle bir durum için yeterli değildir. Mutlaka insülin ve glikoz metabolizması beraber değerlendirilmeli. Hatta fazla kilolarınızın sorumlusu bile olabilir. Yedikleriniz enerji olarak kullanılamayıp, yağ olarak depolanıyor olabilir.
Kan şekerinin düşmesine dikkat
- Ara öğünler: Ana öğünlerdeki besin tüketimini azaltıp, 3 ana öğüne 1-2 ara öğün ekleyin. Böylece azar azar ve sık beslenerek kan şekerinin dengede kalmasını sağlayabilirsiniz. Uzun süren açlık durumlarında kan şekeri düşer ve tatlı isteği artar.
- Basit karbonhidrattan komplekse geçiş: Basit karbonhidratlar kan şekerinin daha çabuk yükselip, çok ani düşmesine yol açar. Kompleks karbonhidratlarsa kana daha yavaş geçerek, kan şekerini daha yavaş yükseltip, uzun süre aynı seviyede kalmasını sağlar. Kompleks karbonhidratlara en iyi örnek, bulgur, kuru baklagillerdir, kepekli ürünlerdir. Bunların proteinle tüketimi kan şekeri için daha olumlu bir seçimdir.
- Posa: Posa veya diyet lifinin pek çok faydası olduğu bilinir. Reaktif hipoglisemi durumlarında da faydalıdır. Posa, mide boşalmasını geciktirerek, daha uzun süre tok kalmayı ve kana şekerin daha uzun sürede geçmesini sağlayarak, kan şekerinin ani pikler yapmasını engeller.
- Aç karnına meyve yemeyin: Bozulmuş glukoz toleransı, hipoglisemi ve insülin salınımında bozukluk gibi prediyabet veya diyabet teşhisiniz varsa hem regülasyon hem de tatlı isteğini azaltmak için tek başına meyve yemeyin. Yanına mutlaka protein ekleyin. Protein, şekerin daha yavaş emilmesini sağlar. Peynir, süt, yoğurt, ayran ya da yağlı tohumlar ara öğünlerde meyvenin yanına ilave edilebilir.
Güllaç tarifi
Malzemeler:
- 6 yaprak güllaç
- 500 gram hurma
- 2 yemek kaşığı bal
- 750 ml yağsız süt
- 100 gram ceviz içi
- 2 yemek kaşığı Hindistan cevizi
- Süslemek için yaban mersini
Hazırlanışı:
Sıcak suda bekletilen hurmaların kabuklarını soyun, çekirdeklerini çıkarın. Daha sonra mikserden geçirin. Bir bez yardımıyla süzün, pütürlü kısmı püre, suyunuysa şerbet olarak kullanabilirsiniz. Isıtılmış süt, hurma şerbeti ve balla karıştırın. Güllaç yapraklarını tek tek büyük bir tepside karışımın içine bastırın, daha sonra tepsiye dizin. İki yaprak güllaç koyduktan sonra üzerine hurma püresi ve ceviz ekleyin. Daha sonra iki kat daha güllaç yaprağı koyun ve işlemi tekrarlayın. Üzerini mevsim meyveleriyle süsleyin.