Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile cumhurbaşkanı olabilme kriteri de oyların yüzde 50+1’ini alabilmek olarak belirlendi. Sistem sadece yüzde 50+1’den ibaret olmasa da ne zaman sistem değişikliğinden bahsedilse akla ilk gelen çoğunlukla bu kriterin değiştirilmesi. Bunun nedenlerinden biri gündeme ilk geldiğinde AK Parti içinden bir kesimin de şüphe ile yaklaşması olabilir. Bazıları yüzde 50+1’i istikrar için önemli bir güvenlik supabı olarak gördü ve kesinlikle korunması gerektiğini savundu, savunuyor. Ancak bazıları da gereğinden yüksek ve zorlayıcı buldu. Bugün ittifakların çok parçalı olması ve bazı partilerin büyüklüklerinden çok ağırlık kazanması, zorlayıcı bulanların haklı çıktığına delil olarak gösteriliyor.
Sistem uygulamaya geçtikten sadece bir yıl sonra AK Partili eski bakan Faruk Çelik “İlk turda yüzde 40 ve üzeri oy alan seçilsin. Yüzde 50 +1 formülü Türkiye’yi yorar” demiş, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “Muhalefet getirirse Meclis’te tartışılır” açıklaması dikkat çekmişti. Ancak Erdoğan partisinin MYK’sında sözlerine açıklık getirirken “Bizim böyle bir gündemimiz, yönelimimiz, tartışmamız yok. Muhalefet getirirse bunu tartışmaktan çekinmeyiz ama gereken cevabı da veririz. Yüzde 50 +1 demokratik çoğunluğu ve çoğulculuğu ortaya koyan bir oran” dediği haberlere yansımıştı. Yani Erdoğan o zaman 50+1’in değişmesine sıcak bakmadığını açıkça ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti’nin seçim beyannamesinin açıklandığı toplantıda “Son 5 yıldaki uygulama tecrübesine ve değişen ihtiyaçlara göre Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin restore edilerek geliştirilmesinden” bahsetti. Erdoğan, yüzde 50+1’e göndermede bulunmadı. Seçim Beyannamesi’nde de yapılması düşünülen değişiklikler de sadece:
Cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlıklar, ofisler, politika kurulları ve idarenin merkez ve taşra teşkilatında yetki ve görev dağılımının yeniden düzenlenmesi, teşkilat yapılarının gözden geçirilmesi,
(Yasama ve yürütme arasındaki diyaloğun artırılması için) TBMM’de genel görüşme açılmasının ve Meclis araştırma komisyonu kurulmasının kolaylaştırılması,
Bakanların bütçe görüşmeleri dışında da Meclis komisyonlarına katılması ve Meclis’i düzenli aralıklarla bilgilendirmeleri olarak sıralandı.
Bu noktada Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurul Başkan Vekili Mehmet Uçum’un son dönemde yaptığı iki açıklamada da yüzde 50+1’in tartışılmaması gerektiğine dair vurgusu dikkat çekiyor. Son olarak geçen cuma günü katıldığı televizyon programında Uçum şu ifadeyi kullandı:
“Siyasetin merkezde yoğunlaşması için 50+1 temel mesele. Sosyoloji ve siyasi istikrar açısından önemi ortada. Tartışılsa bile isabetli olacağını düşünmüyorum. (..) Yüzde 1’in önemli olmasının nedeni yüzde 49’un olmasıdır. 50+ 1’i aşağı çekmesi Cumhurbaşkanı’na imkân sağlamıyor”
Uçum sistemde revizyon için Anayasa değişikliğine ihtiyaç olmadığını belirterek Cumhurbaşkanının her düzenlemeyi kendi kararnamesi ile yapabileceğini, ancak kanun ve kararname ayrımını netleştirmek için Anayasa değişikliği gerektiğini söyledi. Uçum’un bu ifadesi ile an itibarıyla seçim sonunda hiçbir ittifakın bir diğerinin desteği olmaksızın Anayasa’yı değiştirebilecek çoğunluğa ulaşamadığı öngörüsünün örtüştüğü ileri sürülebilir. Ancak kanımca bu seçim sonucunda yüzde 50+1 kriterinin indirilmesi yönünde bir değişiklik tartışmasının bir kez daha ve belki de daha uzun soluklu olarak açılabileceği olasılığını ortadan kaldırmıyor.
Kılıçdaroğlu’nun makamındaki kütüphanesi
Hatırladığım ilk örnek başbakanlığı döneminde Turgut Özal’ın İcraatın İçinden programlarındaki arka plan çözümleri. Çerçeve içindeki fotoğrafta, masada duran bir kitap ya da bir obje ile verilen mesajlara da sarf edilen sözler kadar dikkat kesilirdik. Hep yapılır ama bu konuda son dönemde en çok malzeme veren CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu. Kılıçdaroğlu’nun evinin mutfağından çektiği videolarda tezgâh üzeri değişiklikler bile yakından takip ediliyor. Yeni eklenen mutfak cihazlarından tutun da deterjan markasına kadar. Bir süredir ‘yiğitlerim’ adlı videoda olduğu gibi başka bir kütüphaneyi arkasına alıyor. Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Merkezi’ndeki çalışma odasındaki bu kütüphanedeki kitapları benim gibi merak edenler varsa tespit edebildiklerimden bazıları şunlar:
Davam - Necmettin Erbakan
Dilsiz Acılar- Mehmet İldoğan
Güneşin Kızları - Şemsettin Topçu
Deniz Gezmiş Kahramandır - Mehmet Tüm
Paşam - Hasan Basri Bilgin
Tershanenin Komitesi - Zeynel Coşar
Azap Ağa - Mehmet Culum
Rıza-i Hak - Seyit Mürsel Kani
Ateşte Semah Dönenler - Remzi Aydın
Arafat’ta 320 gün - Dr.Cemil Aslan
Dürüst Gerçek - Dan Ariely
Kartal Gözüyle Milliyetçilik - Cazim Gürbüz
Ahlakın Direnişi - Esat Demir
Solun Erhimanları - Güler Buğday