Yerel seçim sürecinde sırada manifestolar aşaması var. Partilerin belediyeciliğe bakışını ve yönetim anlayışını ortaya koyan bu belgeler genellikle başkan adaylarıyla paralel açıklanıyor. Bu kez en erken harekete geçen parti MHP oldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Beka, birlik, beraberlik milli belediyecilik” anlayışıyla hazırlanan, “Üretken Belediyecilik Vizyon Belgesi”ni Kızılcahamam kampında açıkladı. MHP, elindeki bazı belediyelerin adaylarını açıklayarak bu konuda da bir adım ileride. Belgede “Ayrıştıran değil, birleştiren belediyecilik”, “Devletle vatandaşı buluşturan belediyecilik”, “Aile ile konutu birleştiren belediyecilik”, “Afete karşı tedbir üreten belediyecilik” gibi başlıklar bulunuyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da 12 Ekim’deki toplantıda Yerel Seçim Strateji Belgesi ile partisinin izleyeceği yol haritasını ilan etmesi bekleniyor.
Eskiyi suçlamayalım vurgusu
AK Parti’nin hafta sonu gerçekleşen kampında da Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, katılımcılara partinin bir manifesto ile belediyecilik vizyonunu ortaya koyması gerektiğini söyledi. Özhaseki’nin son derece kapsamlı olduğu belirtilen sunumu, “gerçekçi” bulunmuş ve beğenilmiş. Belediyeler ile ilgili şikâyetleri sıraladıktan ve seçmen üzerinde bazı yanlış algılar olduğunu belirttikten sonra AK Parti kurmayı, “Şikâyetleri ortadan kaldıracak ve algıları kıracak şekilde bir yol belirlemeliyiz. Ortaya koyacağımız manifesto eskiyi suçlamadan ve karalamadan çok iyi işler yaptığımızı, bundan sonra daha iyisini de yine bizim yapacağımız algısını vurgulamalı” ifadesini kullanmış.
Kamptan aktarılan bilgilere göre, Özhaseki’nin altını çizdiği unsurlardan biri de şehirlerin siyasi analizinin doğru yapılması. Ki bu konu genel seçimler için sahaya inildiğinden bu yana birçok isim tarafından yapılan bir tespit. Her şehrin farklı dinamikleri, ihtiyaç ve beklentileri olduğu halde bir süredir bu konunun göz ardı edilmesi nedeniyle partinin yüksek meblağlı siyasi fatura ödediği yorumu yapılıyor. Mehmet Özhaseki, daha sonra bir süredir altını çizerek tekrarladığı cümleyi kampta milletvekillerine de tekrarlamış, “Şehirler için ehliyetli, liyakatli en doğru adayları belirlemeliyiz. Yani toplumsal karşılığı olan adaylarla seçime gitmeliyiz” demiş.
‘Kandil belediyeleri istiyor’
AK Parti’nin kampından yansıyan ve önümüzdeki dönemin gündem maddelerinden biri olacağı netleşen bir diğer konu ise çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu’da olan kayyum atanmış belediyeler. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Teröre bulaşmış olanlar, olur ya sandıktan çıkacak olurlarsa öyle bekleyelim şu olsun, bu olsun yok, anında gereğini yapıp kayyum tayinleriyle yolumuza devam edeceğiz. Beklemek yok” dedi. Mesajın HDP’ye olduğunu ayrıca, belirtmeye gerek yok. Erdoğan, bu sözlerle aslında Ankara’da bir süredir sorulan bir soruya yanıt verdi. O soru, kayyumda olan yaklaşık 100 belediyeyi yine HDP alırsa ne olacak? Ankara’da, Kandil’in belediyeler için “Tekrar kazanılsın” talimatı verdiği ve genel seçim için inilen sahada HDP’nin o zamandan bu yana milletvekilliğinden çok belediyeleri kazanmak için çalıştığı konuşuluyor. Sahadan yansıyanlar da söylentiyi doğruluyor. Kayyumlar tarafından yapılan başarılı çalışmalara karşın belediyelerin büyük kısmını yine HDP’nin kazanacağı tahmin ediliyor. Örgüt asıl belediyeleri istiyor çünkü belediyeler önemli bir gelir ve etki kaynağıydı.
PKK, hendek siyasetinin sekteye uğratılmasıyla hem gelir hem de insan kaynağından oldu. Belediyelerin gelirleri örgüte aktarılıyor, örgüt elemanları ve sempatizanları da istihdam edilerek ayrıca “güç” oluşturuluyordu. PKK, FETÖ’cülerden arındırılarak gerçekleştirilen terörle mücadele faaliyetleri sonucunda darbe aldı. Son iki yıldır zayıflayan PKK, Batman’ın Gercüş ilçesi kırsalında el yapımı patlayıcıyla düzenlediği ve 8 askerin şehit olduğu saldırı gibi eylemlerle yerel seçime doğru, hâlâ gücünün yerinde olduğu mesajı vermeye çalışıyor. Güvenlik kaynakları, örgütün bir süredir suikast ya da ölü sayısı yüksek eylem çabasında olduğunu belirtiyor. Sorularımı yanıtlayan bir güvenlik yetkilisi, “Belediyeler örgüt için milletvekilliği kazanmaktan daha önemli. Sadece Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir belediyeleri ve bunların iştiraklerinden örgüte çeşitli şekillerde 3-4 milyon lira aktarılabilir” dedi. O yüzden Cumhurbaşkanı’nın sözlerini, belediye başkan adaylarının ortaya çıktıkları andan itibaren mercek altında olacağı şeklinde okumakta fayda var.