CHP’de daha 14 Mayıs akşamı başlayan çalkantı kısmen durulmuş gözüküyor. En azından tornado halinden çıkılmış gibi. Bu durum İsviçreli psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross’un yasın 5 evresi modelini hatırlatıyor. İsviçreli psikiyatrist bir kayıptan sonra insanların sırasıyla inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme süreçlerini yaşadığını söyler.
CHP’de ilk turda bitirileceğine inanılan seçimde her şey sandıklar açıldıktan bir kaç saat sonra inkâr ile başlamıştı. Sonra öfke haline döndü ki bunu 28 Mayıs’taki ikinci tura kadar geçen süreçte de ve sonrasında da gördük. Değişim tartışmaları öfkenin çıktısıydı. Hâlâ tam olarak bitmese de pazarlık aşamasına evrildi.
‘İstanbul’u hallet’
Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ‘Sen önce İstanbul’u hallet’ dedi. O da tam ikna olmasa bile İstanbul’a odaklandı sanki. Depresyon süreci ise özellikle oy verenlerde tüm evrelerin eşlikçisi. Atlatılıp atlatılamadığını görmek için en azından yerel seçimi beklemek gerekecek. Kabullenme evresine geçildiğinin ise bir kaç göstergesi var. Biri artık ‘değişim! değişim!’ diye tempo tutanlar çok ilgi görmüyor. Çünkü ilçe kongrelerinde ortaya çıkan sonuç gösteriyor ki, değişim de isteseler delegeler genel merkez lehine tutum sergiliyor. Üçüncüsü değişimi öncelikle yeni tüzük ve parti programına yansıtmaya odaklanıldığı anlaşılıyor.
Kabullenmenin bir diğer göstergesi ise geçen cuma günü Ankara’da yapılan bir toplantı olabilir. CHP’li belediyelerin basın birimleri cuma günü Ankara’ya davet edildi. CHP’li kaynakların İstanbul Belediyesi’nden bir ekibin de toplantıya katıldığını özellikle vurgulaması anlamlı. Yani ‘bakın birlikte çalışıyoruz’ deniliyor. Bu arada toplantıda yerel seçime giderken ortak bir dil oluşturma konusu tartışılmış. Öneriler ortaya konulmuş. İBB’den özellikle imkanları kısıtlı irili ufaklı belediyelere eğitim, haberlerin yaygınlaştırılması gibi konularda destek vermesi istenmiş. CHP’li bir isim, “Kardeş medya koordinasyonuyla dayanışma içinde bir süreç işletmek istiyoruz” dedi.
TEAM CHP
Bu arada CHP’nin medya ile ilişkiler birimine de malûm bir format atıldı. Medya planlama ve koordinasyondan sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına getirilen Eren Erdem bir süredir TEAM CHP adlı bir yapılanma oluşturmaya çalışıyor. Belediyelerle yapılan toplantıda bundan sonra faaliyetlerinin daha görünür olmasını sağlamak için bu birimin devreye sokulması da konuşulmuş.
Bir belediye bültenini önce ortak platforma geçecek, burada genel merkez tarafından onaylanacak ve sonrasında tüm ulusal basına duyurulacakmış. Bu anlatılan süreçte hafiften bir denetim kokusu da burna çarpmıyor değil ama konuştuğum CHP’li kaynak bu ifadeye karşı çıktı. “İstanbul’un, Ankara’nın böyle bir şeye ihtiyacı olmayabilir ama Cide Belediyesi’nin, Karabağlar Belediyesi’nin hizmetlerinin konuşulur hale gelmesine ihtiyacı var. Onun için yapılıyor” dedi.
AK Parti’den bir Yavaş tespiti
Hem CHP’deki değişim tartışması hararetini yitirdiğinden hem de Meclis kapalı olduğundan olacak, siyasetçilerle sohbetlerde konu dönüp dolaşıp yerel seçime geliyor. Geçtiğimiz hafta AK Partili isimlerle yaptığım sohbetlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a ilişkin ilginç bir tespit vardı.
“Çok güzel unutturdu kendini” dedi AK Partili isim. “Nasıl yani?” diye sorunca “Ekrem İmamoğlu’nun tam tersini yaptı. Sonuçta Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayıydı ve o da kaybetti. O da tüm sahneye çıkanlar kadar yıpranmıştı. Ekrem İmamoğlu, değişim tartışmasını başlattı, göz önünde olmaya devam etti. Yavaş ise hiç konuşmadı, ortalığa çıkmadı, tartışmadı, göze çarpmamak için ne gerekiyorsa yaptı. Yenilgisini unutturdu. Başarılı strateji” dedi. Benim konuştuğum isim söylemedi ama ben bu tespitten, ‘AK Parti Yavaş’ı ringe çekmeye çalışacak galiba’ sonucunu çıkarttım.
