Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) söz konusu Türkiye olduğunda yerleşik içtihatlarından ayrıldığını ve Türkiye’ye çifte standart uyguladığını vurguladı.
Bakan Tunç medya temsilcileriyle buluşmasında özetle şunları söyledi:
YARGI GEZİ’Yİ SUÇ KABUL EDİYOR: (Kılıçdaroğlu’nun Kavala ve Atalay ziyaretleri) Sayın Kılıçdaroğlu hep ‘Gezi Onurumuzdur’, ‘Gezi direniştir’ dediler. Gezi’yle ilgili yargılama sürecini bir kere suç olmadığını kabul ediyor. Şiddet, şiddeti teşvik, hiçbir demokratik düzende kabul edilemez. Yargıtay kararını okudu mu bu arkadaşlar? Yargı, Gezi’nin suç olduğunu, şiddet hareketleri olduğunu ve bütün ülkeye yaygınlaştırılmak istendiğini ve seçilmiş hükümete yönelik bir kalkışma hareketi olduğunu kabul etti.
HADİ UY O ZAMAN: Ne diyor Sayın Kılıçdaroğlu? ‘Öncelikle sen elindeki Anayasa’ya uy’. Hadi uy o zaman. 83’üncü madde açık. Siz sadece bir fıkrayı okuyup, bir milletvekilinin sorguya çekilemeyeceğini, soruşturulamayacağını, yargılanamayacağını ifade eden o tek fıkrayla kalır, aşağıdaki fıkraları okumazsanız yanlış bir sonuca varmış olursunuz.
AİHM KARARLARINI YERİNE GETİRME: Belli davalar bakımından Türkiye, AİHM kararlarını uygulamayan bir ülke gibi gösteriliyor. Halbuki gerçek o değil. Ülkeler bakımından Bakanlar Komitesi’ne gönderilen dosya sayısı 31 bin 303. Yerine getirme oranı yüzde 79,39. Türkiye olarak Bakanlar Komitesi’ne gönderilen hak ihlali verilmiş dosya sayımız 4 bin 336. İcrası tamamlanan dosya sayısı 3 bin 857. İcrası devam eden 479 var. Oranımız yüzde 88,95. Yani AİHM kararlarını ortalamanın üstünde uygulayan ülke Türkiye. Ülkeler ortalamasının 10 puan üstündeyiz. Biz Türkiye olarak çifte standart uygulanmasını istemiyoruz. Öncelikli talebimiz bu. Bazı kararlar bakımından da AİHM’nin hukuki olmayan kararlar verdiğini söylüyoruz. Türkiye söz konusu olduğunda, yerleşik içtihatlarından ayrılıyor AİHM.
AİHM DELİL İNCELEMESİ YAPTI: (Yalçınkaya kararı) ByLock suç demiyor bizim yargımız. Bir şifre, bir yazışma söz konusuysa, içerik incelemesi yaptı, bilirkişi incelemeleri yaptı ve bu şifrenin örgüt mensubu olmayan kişilerce temin edilemeyeceği sonuçlarına vardı. Yargıtay’ın bir standardı var. Öncesinde ByLock indirip de ceza alanlarla ilgili bozma kararları verdi. Dolayısıyla bir standarda kavuştu. Şimdi sadece bir pilot dosyayı ele alarak büyük daireye gönderdi AİHM ve büyük dairede sanki o 8 bin dosyanın aynı nitelikteymiş gibi lanse etmeye çalıştılar. Yalçınkaya dosyasına baktığınız zaman ByLock indirilmiş ve FETÖ’nün propagandasına yönelik mesajları görürsünüz. Delil incelemesi yapmayan AİHM bu konuda delil incelemesi yaptı, yerleşik içtihatlarından ayrıldı
BİREYSEL BAŞVURU: AYM’nin bireysel başvuru kararlarında bir yüksek temyiz mahkemesi gibi kararlar alması Yargıtay ile AYM arasında bir tartışmaya da neden olur. Bireysel başvuru ile ilgili aksayan hususlar özellikle sistemimize zarar verecek noktaya varmadan bir düzenleme yapmak gerekir.
AYM KAVALA KARARINI GÖRÜŞECEK: AYM eğer hak ihlali kararı verirse karar elbette kesin olur yani uyulması gerekir. Ama karar yanlış olursa tabii ki eleştirme hakkı herkesin en doğal hakkı. Hatalı, yanlış bir karar da olsa AYM kararı neticede. AYM karar verdiğinde değerlendirmek gerekir.
İsveç’ten iade taleplerine ret
İsveç ‘terörle mücadele yasamı değiştirdim’ dedi. Yasaya baktığımız zaman zaten tüm ülkelerde olması gereken bir yasa. Asıl olan yasanın uygulanması. Biz İsveç’ten bunu bekliyoruz. İsveç’le ilgili; 28 iade talebi, 1 hitam, 3 derdest, 1 tanesi sonuçsuz ABD’deymiş o istediğimiz kişi. 1 vazgeçme var, 22 de ret var İsveç’in. Finlandiya ile ilgili; 14 iade talebimiz, 1 hitam yani çeşitli sebeplerle son bulan talep ölmüşte olabilir, 2 derdest devam eden, 2 Amerika’da olduğu için sonuçsuz, 9 ret var.
YENİ ANAYASA: Devletin temel niteliklerini tartışmaya açmayız. Değişmez maddelerin dışındaki hususlar, hepsi konuşulabilir. Temel hak ve özgürlükleri öne çıkaran hukuk devleti ilkesini güçlendiren ve demokrasinin standardını daha yukarıya taşıyan maddelere ağırlık verilmesi gerekir.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ: Yüzde 50+1 ile ilgili herhangi bir tartışma söz konusu değil. Beş yıllık uygulamada aksayan yönlerimizi görüyoruz. Aksayan yönlerle ilgili reform süreci yapılabilir.
SOSYAL MEDYA MAHKEMESİ: Sosyal medya mahkemesi diye bir mahkeme var. Hiçbir sorumluluğu da yok. Fake hesaplarla hakimlik yapanın kim olduğunu da bilmiyoruz. Bilemediğimiz içinde mücadele zor oluyor.