Yaklaşık 17 yıl önce silahlı çatışmalarla başlamış bir bölünme, yıllardır süren siyasi ayrılık... Filistinli iki grup El Fetih ve Hamas arasında 2006 yılında başlayan bu bölünme, Gazze Şeridi’nin kontrolünün Hamas’ın eline geçmesiyle sonuçlandı. Filistin, fiziki olarak Batı Şeria ve Gazze’deki yönetimlerle ikiye ayrıldı. Fiziki ve siyasi bölünmüşlük geçen 17 yıla rağmen giderilebilmiş değil. Onlarca denemeye, Mısır başta olmak üzere Türkiye, Katar, Cezayir gibi ülkelerin devreye girmesine rağmen taraflar bir türlü aralarındaki görüş ayrılıklarını gideremedi.
Filistinli gruplar yine, yeniden Mısır’da uzlaşı arıyor. Buluşma öncesinde Filistin Devlet Başkanı (El Fetih Lideri) Mahmud Abbas ve Hamas Lideri İsmail Haniye’nin Ankara’da bir araya gelmesi sembolik de olsa önemliydi. İsrail’in Mescid-i Aksa’ya ve Temmuz ayı başında Cenin’deki saldırılarına karşı Türkiye’de böyle bir birliktelik görüntüsü verildi, ama elbette asıl değerli olan bu görüntünün bir fotoğraf karesiyle sınırlı kalmaması ve Filistin cephesinin yeniden birleşmesi.
Yükselen tansiyon
İki taraf da İsrail’in son saldırılarına karşı “ulusal birlik” kurma çabası içinde ama bu çok da kolay değil. Zira Filistinli iki grup arasında son bir yılda tansiyon yine yükselmişti. Bunun sebebi, Hamas’ın Batı Şeria’yı “bir plan doğrultusunda kontrol altına almaya çalıştığı” iddiasıydı. Geçen yıl Ramallah’ta bir marangoz atölyesinde yaşanan patlamayla Batı Şeria’da bazı tünellerin varlığı ortaya çıkmıştı. Kazayla yaşanan patlama sonrası yapılan incelemelerde, tünellerde patlayıcılar, silahlar ve haritalar bulunmuştu. El Fetih yönetimi bu gelişmelerden sonra açıkça “terörist eylemlerle Filistin’deki otoritenin temelleri baltalanmaya çalışılıyor” diyerek Hamas’ı suçlamıştı.
İsrail’in bu ay başında Cenin kampına dönük 48 saatlik saldırısı da, sürecin başka bir boyutu oldu. İsrail basını, Abbas’ın Filistin İstihbarat Başkanı Macid Faraj’a “Hızlı hareket etmezseniz Hamas 2007’de Gazze’de olduğu gibi Cenin mülteci kampını da kontrol etmeye başlayacak” uyarısı yaptığını yazdı. Hatta Abbas’ın Filistin güvenlik güçlerinin Batı Şeria’nın kuzeyine konuşlandırma emri verdiği de bilgiler arasındaydı. Abbas’ın 10 yıllık bir aranın ardından Cenin kampına gitmesi de bu açıdan sembolikti. Mahmud Abbas’ın Filistinli gruplara diyalog çağrısı da bu adımdan önce gelmişti. Hamas’ın toplantıya katılma kararı ise 23 Temmuz’da uzun süredir tutuklu olan Mustafa Ebu Arra’nın serbest bırakılmasının ardından açıklandı.
Özetle El Fetih’in başındaki Abbas, Batı Şeria’yı kontrolünde tutma mücadelesi verirken, Hamas lideri İsmail Haniye Gazze’de ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor. Tarafların Mısır’da yapılan uzlaşma görüşmeleri öncesinde birbirlerine karşı tutumlarının nispeten yumuşamış olmasının sebepleri bunlar.
Temel görüş ayrılıkları neler?
Fetih ile Hamas arasındaki en temel görüş ayrılığı, İsrail devletini tanıyıp tanımama üzerineydi. Hamas İsrail’in varlığını kabul etmezken, El Fetih İsrail’i tanıyor ve görüşmelerde “iki devletli çözümü” savunuyor. El Fetih olası bir Filistinliler arası mutabakatta Gazze yönetiminin “uzlaşı hükümetine bırakılmasını”, Hasa ise bu tabloda yönetimde söz sahibi olmayı istiyor.
Gazze’deki memurların Filistin yönetimine bağlanması, seçime giderken seçmen listelerinin belirlenmesi, sayım yapılması, sınır kapılarının “uzlaşı hükümeti”nce kontrol edilmesi gibi konularda görüş ayrılıkları sürüyor. Hamas’ın elindeki silahların ne olacağı, İsrail’le yapılan güvenlik koordinasyonu anlaşmasının durumu da (Hamas bu koordinasyona karşı, El Fetih İsrail ile bunun olması gerektiğini savunuyor) belirsiz. Ayrıca Gazze’ye ulaşımı sağlayan tünellerin kontrolünün ve o trafiğin de çözümün önündeki önemli bir engel olduğu düşünülüyor.
Mısır’daki zor hedef
Mısır’daki görüşmelerde, Filistin’de bir kez daha “uzlaşı hükümeti” kurulması müzakere edilecek ancak Filistinli analistlere göre ‘görüşmelerde ele alınacak gündemin detaylarına dair bir çerçeve yok’ ve hedefler konusunda belirsizlikler var. Ayrıca şunu unutmamak gerekiyor ki, taraflar 17 yılda sayısız kez buluştu. Hatta 2008, 2011, 2014 ve 2017’de uzlaşı metinlerine imzalar atıldı. Tarafların son mutabakatı ise 2022 yılındaki “Cezayir Deklarasyonu”ydu. Üstelik sadece Hamas ve El Fetih değil, irili ufaklı 12 Filistinli grup da bu deklarasyona destek verdi. “Tarihi” diye nitelenen deklarasyona göre 2006’dan sonra hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de seçime gidilecekti. Ancak uzlaşma yürümedi, çünkü Mahmud Abbas son anda “İsrail Doğu Kudüs’te Filistin seçimlerinin yapılmasına izin vermiyor” diyerek, seçimlerin ertelendiğini duyurdu. Bu gelişme bir mutabakatın daha çöpe atılmasıyla sonuçlanmıştı.
Bu hafta sonu Mısır’da, geçmiştekinden farklı nasıl bir açılım yapılacak da mutabakata varılacak belirsiz. Dahası Mısır’da bir anlaşmaya varılsa bile bu sonucu “başarılı” diye görmek için yeterli değil. Geçmiş deneyimler bize bunu gösteriyor. Anlaşmaya varıldıktan sonra uygulanmayan bir metin yine çöpe atılmaya mahkûm. Üstelik bu kez Cezayir’den farklı olarak tüm Filistinli gruplar da masaya gelmiyor. Örneğin İslami Cihad Hareketi “Cezaevlerindeki tüm tutukların serbest bırakılması” gibi koşullarını gündeme getirerek toplantıya katılmayacağını açıklamış durumda... Bu toplantının önemli bir riski de halihazırdaki görüş ayrılıklarını daha da derinleştirme ihtimali. “Bölünmüşlükten” yorulmuş Filistin halkının ümidini bir kez daha kırma ihtimali de cabası...
Filistin’deki ekonomik görünüm
(Dünya Bankası 2022 verileri)
Nüfus: 5 milyon 43 bin
Batı Şeria’da işsizlik: 13,1 %
Gazze’de işsizlik: 45,3 %
Yoksulluk oranı: 29,7 % (Yaklaşık 1 milyon)
Kişi başına düşen gelir: 3 bin dolar
Bütçe dengesi: % -4,5
Cari dengesi: % -12,7
El Fetih-Hamas çatışmasında dönüm noktaları
Ocak 2006: Filistin seçimlerini Hamas kazandı,
Eylül 2007: Birlik hükümeti kurabilmek için görüşmeler başladı, ancak uzlaşma sağlanamadı,
Mart 2007: Gazze’de ateşkesin sağlanması ve birlik hükümeti kurulması için Mekke anlaşması imzalandı. Mutabakat yine bozuldu, Gazze Hamas’ın kontrolüne geçti,
Mart 2008: Sana mutabakatı imzalandı, Gazze’de Haziran 2007’nin öncesine dönülmesi kararlaştırıldı,
Eylül 2010: El Fetih-Hamas arasında müzakereler yeniden başladı, görüşmeler ancak üç ay sürebildi,
Mayıs 2011: Mısır’ın öncülüğünde mutabakat metni imzalandı, taraflar 2012’de seçime gitme konusunda Kahire anlaşmasını imzaladı ancak mutabakat yine hayata geçemedi,
Şubat 2012: Katar öncülüğünde Doha anlaşması imzalandı
Mart 2012: Siyasi görüş ayrılıkları yeniden başladı, 2013’te çatışmalar alevlendi,
Nisan 2014: Gazze ve Kahire anlaşmalarıyla taraflar mutabakata vardı, Haziran 2014’te kurulan ‘Birlik hükümeti’ yemin etti
Aralık 2015: Kahire anlaşmasının uygulanabilmesi için taraflar Doha’da görüşmelere devam etti, ama uzlaşı hayata geçemedi
Ekim 2017: Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır öncülüğünde yine Kahire anlaşması imzalandı, yine uygulanamadı,
Eylül 2020: ABD Eski Başkanı Trump döneminde Filistinli gruplar yeniden görüşmelere başladı,
Ekim 2022: 14 Filistinli grup Cezayir anlaşmasını imzaladı, seçime gitme kararı aldı ancak Nisan 2023’te Abbas seçimi erteleme kararını duyurdu.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024