Cengiz Hortoğlu

“32 Yaşında bir kadınım, eşimle birbirimize aşık olarak evlendik. Halen de beni sevdiğini sanıyordum. Ancak bir arkadaşımın uyarısıyla beni aldattığını anladım.

Bundan iki hafta kadar önce bir arkadaşım arkadaşlarıyla yemek yerken, eşimi yanında bir kadınla görmüş. Ben inanmayınca o an resimlerini çekip bana gönderdi.

Eşim yanındaki kadınla çok samimi görünüyordu. Buna rağmen inanmak istemedim. Akşam geç saatte eve geldiğinde, ‘Neredeydin?’ diye sordum. Bu saatlere kadar çalışıyorum, işten geliyorum, nereden olacak,” dedi. ‘iş yemeğidir’ diye düşünüp inanmak istedim.

Ancak ertesi akşam eşim uyuduğunda cep telefonunu karıştırdım. Ona gelen ve onun gönderdiği bazı mesajları okuduğumda şok oldum. Gerçekten de hayatında bir kadın var.

Ne yapacağımı bilemiyorum. Nasıl oluyor da hem o kadınla birlikte olup hem de beni sever gibi davranıyor. Henüz eşim aldatıldığımı bildiğimi bilmiyor.

Size sorularım şunlar olacak:

Eşimi halen çok seviyorum, sizce affedip evliliğimi devam ettirmeli miyim?

Dava açmaya karar verirsem haklarım neler?”

”34 Yaşında bir kadınım. Eşimle 13 yıldan bu yana evliyiz. Yaşadığımız birçok olaydan dolayı ona karşı sevgim kalmadı. Aynı evde iki yabancıyız, odalarımız bile ayrı…

Boşanma davaları hakkında hiçbir bilgiye sahip değilim. Ne yapacağımı ve nereden başlayacağımı bilemiyorum.

Ne yapmalıyım? Beni boşanma davasıyla ilgili beni bilgilendirmenizi rica ediyorum.”

***

Değerli okurum, boşanma çok zor bir süreçtir. Çünkü duygusal yoğunluğu çok fazladır. Bu durum hata yapma olasılığını da arttırır.

Bu nedenle olabildiği kadar iyi düşünüp sakin kararlar vermek gerekir.

***

İşte bu süreçte dikkat etmeniz gerekenler

“24 yaşında genç bir kadınım. Bundan 6 ay kadar önce bir sosyal paylaşım sitesinde bir adamla tanıştım.

Tanıştıktan bir süre sonra da görüşmeye başladık. Bana verdiği değer ve iltifatlar başımı döndürdü. Gözüm ondan başkasını görmüyordu. Gittiğimiz her yerde cömert davranması da beni çok etkilemişti.

‘Beni çok sevdiğini ve evlenmek istediğini,’ söylüyordu. Ben elbette ilerde bu adamın nasıl bela olacağını bilmiyordum.

Birkaç ay birlikte olduktan sonra benden para istemeye başladı. Başlangıçta bundan bir yanlışlık görmedim. İstediği parayı, bazı bahanelerle ailemden alıp veriyordum.

Ama artık öyle bir hale geldi ki istediği rakamlar yükselmeye başladı. 'İşlerim bu sıra çok kötü gidiyor’ diyerek yüksek bir rakam istediğinde artık gerçeği anladım. Ayrılamaya karar verdim ve ayrıldım.

Ancak ısrarlarla ve yalanlarla benimle görüşmeye çalıştı.

Ben artık telefonlarını açmamaya başladım. Ancak ondan aldığım bir maille dünyam yıkıldı.

Mailin ekinde bir video vardı. Meğer onun evine gittiğimde sevişmelerimizi gizli kamera ile kaydetmiş. Mailde kendisiyle görüşmemem halinde videoyu aileme göndereceğini yazıyordu. Görüşmek isteme nedeni de benimle olmak ve benden para sızdırma

Zaman zaman bana gelen maillerde “Birbirimizi çok seviyorduk, ne oldu da aşkımız bitti?” diye soruyorlar.

Ben de aşkı nelerin öldürdüğünü siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim.

***

İşte aşkı öldürenler:

1)Şiddet

2)Bencillik

3)Saygısızlık

4)Cimrilik

"28 yaşında bir kadınım. Eşimle 6 yıldan bu yana evliyim.

Eşimin beni aldattığını biliyorum. Ben çocuklarımla tatildeyken sevgilisini evimize getirmiş.

Komşular da onu yanında bir kadınla evden çıkarken görmüşler. Eşime bu durumun doğru olup olmadığını sorduğumda sadece gülerek, ‘Takma bunları kafana, senin yerin başka, o gelip geçici,’ dedi.

Yani olayın gerçek olduğunu anladım.

Bu olaya çok üzüldüm, ancak eşimi seviyorum ve boşanmak istemiyorum.

Açıkçası boşanıp da sahip olduğum olanakları da kaybetmek istemem.

Eşimi affedip sadece eşimin sevgilisine karşı dava açma hakkım var mı? Haklarımı öğrenmek istiyorum."

***

Değerli okurlarım, kendi hayatımda da uygulamaya çalıştığım, huzur ve mutluluk ilkelerimi sizlerle paylaşıyorum.

1)Hangi koşullarda olursam olayım halime şükreder, sahip olduklarıma minnet duyarım.

2)Daha çoğunu dilerim ama olmadı diye dert etmem.

3)Yağmur, çamur da olsa, en az 30 dakika yürüyüş yaparım, müzik dinlerim, çok sayıda film izlerim ve doğayı öğrenmeye çalışırım.

4)Tanıdığım, tanımadığım ve beni sevmeyenler dahil herkes için iyilik dilerim.

5)Benden farklı düşünenlere saygı duyarım. Yeni bilgiler öğrenebilmek ve bildiklerimin doğru mu yanlış mı olduğunu test etmek için onları dikkatle dinlerim.

6)Dostlarımın değerini bilirim, onları hatalarıyla değil, iyilikleriyle anarım.

7)Yanımda, başkaları hakkında dedikodu yapılmasına izin vermem.

28 yaşında bir kadınım. Eşimle 2006 yılında evlendik.

Bundan 2 ay kadar önce eşimi kaybettim. Eşimden benim bir çocuğum var. Eşimin benden önceki evliliğinden 2 çocuğu daha var. Bana ve çocuğuma düşecek miras payımı öğrenmek istiyorum.”

***

Değerli okurum, eşinizin sizinle evlenmeden önce sahip olduğu mal varlıklarından ¼ oranında miras hakkınız var.

Örneğin eşinizin sizinle evlenmeden önceki mal varlıkları 200 bin TL ise bunun 50 bin TL si sizin alacağınız kabul edilecek. Geriye kalan 150 bin TL de çocuklar arasında eşit olarak çocuklar alacak. Yani her çocuk 50 bin TL alacak.

Ancak, evlendikten sonra edinilen malvarlıkları için durum değişir.

Eşinizle başka bir mal rejimiyle ilgili sözleşme yapmadıysanız eşinizle aranızda Türk Medeni Kanunu’nun 202.maddesi gereğince “Edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir.

Bu nedenle evlendikten sonra edinilen mallardan alacağınız miras payı değişir.

Meslek hayatım boyunca beni en çok etkileyen, ayrılan çiftlerin çocuklarının yaşadığı boyun büküklüğü oldu. Onların gözlerindeki hüznü, damlayan birkaç damla yaşı, “N’olur ayrılmayın” derken yüzlerindeki çaresizliği hep üzülerek hatırlarım.

Ne zaman boşanma davasıyla ilgili bir konu olsa ayrılmış çiftlerin çocuklarını düşünürüm.

Çocuklar anneleri babaları ayrılırken büyük acılar yaşıyor. Ancak zaman zaman aileler çocuklarına “Velayeti ben alacağım, sana da göstermeyeceğim” gibi olumsuz bir tavır içerisine giriyorlar. Hatta çok ciddi cezaları olduğu halde çocuğunu kaçırıp diğer ebeveynle görüştürmeyenler var.

Eşinize karşı istediğiniz kadar kızgın olun, çocuğunuzu eşinizle görüştürmediğinizde, mahkemede velayet savaşlarına girdiğinizde sizce bundan sadece eşiniz mi zarar görüyor?

Şunu çok iyi bilmek gerekir ki bu çekişmeler ve kavgalardan en çok zarar gören hatta hayatı altüst olan o çok sevdiğiniz bakmaya kıyamadığınız çocuğunuzdur.

Çocuğunuzu seviyorsanız velayet konusunda eşinizle mutlaka bir anlaşma yolu bulun. Bırakın çocuğunuzu babasıyla veya annesiyle görüşmesini engellemeyi onları görüştürmek için büyük çaba gösterin.

Çocuğunuzu anne veya baba sevgisinden