1)Eşler arasında sağlıklı bir cinsel yaşam olmaması,
2)Cimrilik,
3)Eşlerden birinin diğerini sürekli küçük düşürmesi,
4)Öfkenin kontrol edilememesi sonucu her türlü şiddet,
5)Verilen sözlerin unutulması,
6)Hesapsız harcamalar sonucu maddi sorunların ortaya çıkması,
7)Sürekli yakınma, hayattan memnuniyetsizlik,
8)Her şeyden kaygı duyma ve bu kaygıyı eşe yansıtma,
Bir kadın okurum, bana gönderdiği mailde, “Geçen hafta boşandım, çok büyük bir boşluktayım, bana yol gösterin,” diyor.
Bu konuda daha önce yazmış olmama rağmen konunun önemi nedeniyle tekrar yazıyorum.
Değerli okurlarım, elbette dileğimiz evliliklerin yaşam boyu sürmesidir.
Ancak bazen eşler arasındaki anlaşmazlık öyle boyutlara gelir ki evliliğin sürdürülmesi taraflara ve çocuklara zarar vermeye başlar ki bu durum da boşanmayı zorunlu kılar.
Boşandıktan sonraki süreç hiç de kolay değildir. Hatta eşler hazırlıksızsa bazen boşanmak yükseklerden paraşütsüz düşmek gibidir.
Boşanmayı çok isteyenlerin bile boşanma sonrası gözlerindeki hüzün beni hep düşündürmüştür.
Boşanma erkekleri de çok etkilese de kadınları daha çok etkilediği açık ve nettir.
*En başta soyadı değişeceği için nüfus cüzdanı, ehliyet, tapu, ruhsat ne varsa değiştirmek zorundadır.
“28 yaşında genç bir kızım. Fakülteyi iki yıl önce bitirdim. Bir yıldan bu yana da aileme ait bir şirkette çalışıyorum.
Altı ay kadar önce nişanlandım, nişanlımla birbirimizi çok seviyoruz. Babam evlilik sözleşmesi yapmam için ısrar ediyor. Nişanlım da ‘Bana güvenmiyorsan ayrılalım’ diyor
Kaç gündür uyku uyuyamıyorum.
Evlilik sözleşmesi ile ilgili bilgim de yok. Annemin önerisiyle size yazıyorum. Beni aydınlatırsanız sevinirim.”
***
Değerli okurum, bu konuyla ilgili çok sayıda mail alıyorum.
Öncelikle evlilik sözleşmesi yaparsanız ne olur? Yapmazsanız ne olur? Bunu sizinle paylaşmak istiyorum.
Diyelim ki sözleşme yapmadınız. Bu durumda yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimini seçmiş olursunuz.
“26 yaşında genç bir kadınım. Eşimden yeni ayrılmıştım, arkadaş ortamında bir gençle tanıştım.
Bir süre arkadaşlık yaptıktan sonra bir gün beni evine davet etti.
Aradan bir hafta geçmeden ortak arkadaşlarımızdan birisi beni aradı.
‘Dün sizi izledik’ dedi.
Ben de ‘Ne demek istiyorsun?’ diye sordum.
‘Kayıttan haberin yok muydu?’ dedi.
Meğer sevişmelerimizi, gizli kamera ile kaydedip arkadaşlarıyla izlemiş.
Şoka uğradım, ne yapacağımı bilemiyorum. Ona karşı haklarımı öğrenmek istiyorum.”
“23 yaşında genç bir kızım. Öyle bir sorunum var ki ne yapacağımı bilemez durumdayım
İnternette benim adıma benim fotoğrafımla ve bana ait özel bilgilerle bir profil oluşturulmuş. Bu profille de bana bir sevgili bulunmuş. Ama ben bu durumu arkadaşlarım söyleyince öğrendim.
Bunu yapanın ayrıldığım erkek arkadaşım olduğundan eminim. ,Çünkü ayrılmamızı bir türlü kabul edememişti.
Bana ait birçok bilgiyi ancak o bilebilir. Kullandığı resim de onun çektiği resimlerden birisi…
Ne yapacağımı bilemez durumdayım. Bir arkadaşımın önerisiyle size yazıyorum, ne yapmalıyım, lütfen yol gösterin.”
***
Değerli okurum, sizin yaşadığınız mağduriyetleri yaşayan çok kişi var.
Bu sorunla karşılaşanlar onarılması olanaksız maddi ve manevi zararlar görüyor. Ancak hak arama özgürlüğünüzü sonuna kadar kullanmalısınız.
“27 yaşında bir genç kadınım eşimle bundan 6 ay önce evlendim.
Güya birbirimizi severek evlendik.
Ancak balayımızdan daha 6 ay geçmeden eşimin beni aldattığını öğrendim.
Bir hafta kadar önce bir mesaj geldi. ‘Eşin seninle evli görünüyor ama asıl sevdiği başkası...’
Ben bunun üzerine eşim gece yattıktan sonra kimlerle görüştüğüne baktım.
Bu numara telefonuna kayıtlıydı. Ancak isim bir kadına değil, erkek adı olarak kaydedilmişti.
Bunun üzerine ertesi gün o numarayı aradım. Karşıma bir kadın çıktı.
‘Siz kimsiniz, bana neden mesaj gönderdiniz?’ diye sordum.
Bana gelen birçok mailde “Eşimle aramızda hiçbir sorun yoktu, bu duruma nasıl geldik?” sorusu soruluyor.
Yaptığımız araştırmalarda eşleri boşanmaya götüren nedenle gerçek nedenin farklı olduğunu gözlemledik.
Bazen ayrılmak isteyen eş de gerçek nedenin ne olduğunu bilemeyebilir.
Aslında bu sıklıkla karşılaştığım ama üzerinde durulmayan asıl neden eş tarafından takdir edilmemektir.
İçtenlikle söylüyorum ki, evliliklerde mutluluğu sürdürmek sanıldığı kadar zor değil.
Sadece eşin fedakarlıklarını takdir etmek, değerli bulmak bile onlarca sorunu çözecektir.
Çünkü olumlu bir davranışın tek bir etkisi yoktur. Her olumlu davranış veya söz birden çok olumlu sonucu ardı ardına getirir.
Olumlu olarak tanımlanan değer verilen ve takdir edilen bir eş kolay kolay evliliğini yıkmıyor.
"32 yaşında bir kadınım. Eşimle 6 yıldır evliyiz.
Eve geliyor yemek yedikten sonra odasına kapanıyor. O içerde olmadığında ne zaman odasına girsem, sürekli cinsel içerikli sitelerde dolaştığını anlıyorum.
Odasını da ayırdı, ayrı odada kalıyor. Bana karşı hiçbir yakınlığı yok. Sabah akşam elinde bilgisayar veya cep telefonu…
Önceleri çalıştığını sanıyordum. Ancak anladım ki çalışması falan yok. Devamlı o sitelerde…
Kaç kez tartıştık. Her tartışmamızda bana karşı inanılmaz hakaretlerde bulunuyor.
Bir kaç kez de fiziksel şiddete uğradım. Boşanmayı düşünüyorum. Bana bir yol gösterin. Ne yapayım?”
***
Değerli okurum, elbette ne yapacağınıza siz karar vereceksiniz.