Cengiz Hortoğlu

Yeni bir yıl yeni bir başlangıç demektir. Bu nedenle de yeni bir yıl, geçmişin ağır yüklerinden kurtulup yeni kararlarla zihinsel ve bedensel olarak yenilenme fırsatıdır.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kendinize özen göstermeniz ve bireysel olarak daha mutlu olmanız eşinizin da daha mutlu olması demektir.

Çünkü mutluluk da mutsuzluk da gripten daha bulaşıcıdır. Mutluluğunuz veya mutsuzluğunuzdan en çok da sizinle yaşayan insanlar etkilenir.

İşte daha mutlu birliktelikler için öneriler:

1)Evinizi olabildiği kadar sadeleştirin. Masada sandalyede atılmış giysiler, tıklım tıklım gardıroplar, üzerinize üzerinize gelen mobilyalar ne varsa ayıklayın.

Ne kadar fazlalık varsa (Giysi, ayakkabı, mobilya ve her türlü eşya…) onları ayırın ve ihtiyacı olanlara verin. Bunu yaptıktan sonra nasıl hafiflediğinize şaşıracaksınız.

2)Evinizin bakıma ihtiyacı var mı? Bir etrafa bakının. Belki duvar boyaları yıpranmıştır. Duvarları ve tavanı kendi zevkinize göre yeniden boyayabilir veya boyatabilirsiniz.

Belki de salon için sevdiğiniz bir çiçek alır doğanın güzelliğini ve pozitif enerjisini evinize taşırsınız.

“36 Yaşında bir kadınım. Eşimle birbirimizi severek evlendik. Ancak artık ona tahammülüm bile kalmadı.

Aynı çatı altında yaşamamız imkânsız. O eski güzel günler çok gerilerde kaldı.

Onun yüzünü bile görmek istemiyorum. Sabah akşam tartışma kavga… Sadece aynı evde yaşayan nefret dolu iki yabancıyız.

Boşanmaya kararlıyım, ancak boşanma ile ilgili olarak da hiçbir bilgiye sahip değilim, ne yapmalıyım? Nereden başlamalıyım?”

***

Değerli okurum, beni en çok düşündüren “sana aşığım” diyen ve bir dakika ayrı kalamayan insanlar ne oluyor da böylesine düşman oluyor?

Kullandığınız ifadeleri belki bir yabancı için kullanmazsınız. Öncelikle geçmiş güzel yılların anısına hiç olmazsa aranızdaki saygıyı koruyun.

“32 yaşında bir kadınım. Eşimle birbirimize âşık olarak evlendik. Şimdi 6 yaşında bir kızımız var.

Eşimin beni aldattığını öğrendim. Bir arkadaşım onu hem de tanıdığım bir kadınla sarmaş dolaş görmüş. Önce kabul etmedi. Ben de arkadaşımla yüzleştirdim. Bunun üzerine kabul etmek zorunda kaldı.

O akşam kızımı da alarak ağabeyimin evine gittim.

Günlerdir arayıp özür diliyor. Arkadaşlarım da ‘sakın affetme’ diyorlar. Ne yapacağımı şaşırdım. Ne yazık ki onu halen seviyorum.

Kızımı da düşünüyorum. Babasını çok seviyor.

Beni neden aldattığını da anlamış değilim.

Kendi kendimi yiyip bitirdim, sabahlara kadar bu konuyu düşünüyorum. İki haftada iğne ipliğe döndüm.

Bir arkadaşımın önerisiyle size yazmaya karar verdim. Benim için vereceğiniz cevap çok önemli!

“29 yaşında genç bir kadınım. Eşimle 2 yıl önce evlendik.

Eşim benimle işimden ayrılmam koşuluyla evlendi. Ancak bunu kabul etmekle ne büyük hata yaptığımı şimdi daha iyi anlıyorum.

Evde yardımcım da olduğu için bütün gün boşum. Eşim çok kıskanç olduğundan alışverişe ile çıkmama bile izin vermiyor.

Bütün gün evdeyim ve sıkıntıdan patlayacak gibi oluyorum.

Eşim akşamları da çok geç saatte geldiğinden onunla da yeterince görüşemiyoruz. Çoğu zaman sabaha karşı geldiğinden, o geldiğinde ben yatmış oluyorum.

Son bir yıldan bu yana internet zaman geçireceğim tek alan oldu. Sabahtan akşama kadar internetteydim.

Ya oyun oynuyorum veya sitelerde dolaşıyordum. Bir yıl önce bir adamla tanıştım. İlk zaman güzel sözleri beni mutlu etti. Ancak daha sonra buluşmak istediğinde bunu şiddetle reddettim, ilişkimi de kestim.

Daha sonra da başkalarıyla da görüşmelerim oldu. Ama eşimi hiçbir zaman aldatmadım.

“23 yaşında genç bir kadınım, eşimle birbirimizi severek evlendik. 2 yıldan bu yana da çok mutlu bir evliliğimiz var.

Geçen hafta Pazar günü sabah eşimle birlikte neşeyle kahvaltı yapıyorduk. Ben ona “Dün akşam bir rüya gördüm ama sana anlatmayacağım,” dedim.

Gerçekten de anlatmaya niyetim yoktu. Eşim bir türlü vazgeçmedi. Anlatmam için ısrar etti. Ben de anlatmak zorunda kaldım. Rüyam daha onunla tanışmadan önceki bir arkadaşımla ilgiliydi.

Rüyamı duyar duymaz, çok sinirlendi. Ben mümkün olduğu kadar sakin davranıp bunun sadece bir rüya olduğunu anlatmaya çalıştım ama ikna edemedim. Bana bağırıp çağırıp evi terk etti.

Aradan altı gün geçtiği halde eve gelmedi. Telefonlarımı da açmıyor.

Ortak arkadaşlarımızdan birine bana boşanma davası açacağını söylemiş.

Eşimi çok seviyorum, böyle basit bir nedenle boşanmak istemiyorum. Eşim dava açarsa kazanır mı?Lütfen yardımcı olun.”

***

“32 yaşında genç bir kadınım, eşimle birbirimiz severek evlendik. Evliliğimizin ilk yılları çok iyiydi. Ancak son 3 yıldan bu yana eşim bana karşı çok soğuk davranıyor.

Uzun zamandır odasını da ayırdı. Aynı evde yaşayan iki yabancı gibiyiz.

Akşam geç saatte geliyor, yemekten sonra odasına çekilip bilgisayar oyunlarıyla vakit geçiriyor.

Bu konuları ne zaman konuşmaya kalksam, ağır hakaretlere başlıyor.

En son geçen hafta ben yine bu konuyu açtım, bu defa tokat atıp dudağımı patlatması bardağı taşıran son damla oldu.,

Ben de rapor aldım ve annemlere gittim. O günden beri de görüşmüyoruz.

Ne yapmalıyım? Bu durumda boşanma davası açabilir miyim?”

***

Huzuru ve mutluluğu nasıl bulacağım?

1)Elindeki ekmeği bir başkasıyla paylaşmanın mutluluğunu yüreğinde hisset,

2)Daha az yemek ye, daha çok hareket et,

3)Daha az konuş daha çok dinle,

4)Farklı görüşlere öfkelenmek yerine yararlanmaya çalış,

5)Yeri geldiğinde ağırlaşmasını ve durmasını bil,

6)Sevdiklerin için daha çok zaman ayır,

7)Kimseye kin tutma ve nefret duyma,

“30 Yaşında bir kadınım, eşimden gördüğüm şiddet nedeniyle boşanmayı düşünüyorum. Edinilmiş mal ve kişisel mallar nelerdir? Beni bu konuda bilgilendirir misiniz?”

***

A)1 Ocak 2002’den itibaren (Farklı bir mal rejimi seçilmediyse) tüm evli çiftler için uygulanacak yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir.

Bu mal rejiminde, edinilmiş mallar ile kişisel malların hangileri olduğu büyük önem taşıyor. Tarafların hak ve alacaklarını belirlemek üzere tasfiyeye girecek olan mallar, edinilmiş mal tanımına giren mal varlıklarıdır.

B)Edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir

Bir eşin edinilmiş malları şunlardır:

1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler,

2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,