Kübra Eser Başarı Öyküsü
Sevgili okurlarım başarıları alkışlamaya devam ediyoruz. Burada başarı öykülerini paylaştığım değerli dostların ortak özellikleri başarılarının yanında aynı zamanda mütevazi ve samimi olmalarıdır.
Bugün sizinle, Gazeteci Kübra Eser'in başarı öyküsünü paylaşacağım.
Kübra hanım öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
-Ben Kübra Eser, Bengütürk TV'de hafta içi her gün "Ekonomide Gündem" programını sunarak ekonomin nabzını tutmaya çalışıyorum. 25 yaşındayım ve çocukluk hayalim olan mesleğimi severek yapıyorum.
Başarılı olmak ıçın neler yaptınız? Nasıl çalıştınız?
-İlk olarak kimsenin olumsuz eleştirilerine kulak asmadım.
Şu ana kadar her sabah erken kalktım ve güne erken başladım. İstanbul büyük ve hızlı bir şehir, eğer erken kalkmazsan hiç bir şeye yetişemiyorsun. Mesleğimle ilgili kurslara para harcamak yerine internetten yararlandım. Şu anki tüm kendini geliştirmek isteyen gençlere de bunu öneririm.
Ödedikçe Artan Borç Nafaka
Değerli okurum, yazdıklarımı tarafsız bir gözle okuyun.
Bu bir hikâye değil, gerçeğin ta kendisi...
Bir gün bir kadın ve bir erkek evleniyor.
Hayat bu, o evlilik yürümeyebiliyor, boşanıyorlar. İşte sorun böyle başlıyor.
Taraflar eşit kusurlu da olsa erkeğin ömür boyu nafaka ödemesine karar verilebiliyor.
Kadın asgari ücretle çalışsa bile nafaka kesilmiyor, ancak evlenmesi veya iyi bir işte çalışması gerekiyor.
Bunların dışında nafakanın kesilmesi ancak nafaka alan eşin haysiyetsiz hayat sürdüğünün kanıtlanması ile mümkün oluyor. Bu şu andaki Türk Ceza Kanunu ile mümkün değil, çünkü yasa ile özel hayatın gizliliği net bir biçimde korunuyor. Kaldı ki böylesine soyut bir kavramla boşanmış eşlerin birbirlerinin hayatına müdahale etmeleri son derece yanlış.
Figen Civan Başarı Öyküsü
Sevgili okurlarım başarıları alkışlamaya devam ediyoruz.
Burada başarı öykülerini paylaştığım değerli dostların ortak özellikleri başarılarının yanında aynı zamanda mütevazi ve samimi olmalarıdır.
Bugün sizinle, Sayın Figen Civan'ın başarı öyküsünü paylaşacağım.
Başarılı olmak için neler yaptınız? Nasıl çalıştınız?
-Başarı kendi kendine gelmez. Bir işte en iyisi olmak istiyorsanız önce yaptığınız işe saygı duymak zorundasınız. İster çay taşıyın ister taş taşıyın, isterseniz CEO olun fark etmez.
Basamakları kendiniz inşa ederek çıkmalısınız. Böylece yukarı tırmandığınızda geride ne bıraktığınızı da çok iyi biliyor olacaksınız.
Böylece, bir gün olur da geride kalırsanız, malzemeyi bildiğiniz için aynı yere ulaşmanız zor olmayacaktır. Ben hep öyle yaptım.
Simge Fıstıkoğlu Başarı Öyküsü
Sevgili okurlarım başarıları alkışlamaya devam ediyoruz.
Burada başarı öykülerini paylaştığım değerli dostların ortak özellikleri başarılarının yanında aynı zamanda mütevazi ve samimi olmalarıdır.
Bugün sizinle, tanımış olmaktan gurur duyduğum çok değerli dost ve arkadaşım Sayın Simge Fıstıkoğlu'nun başarı öyküsünü paylaşacağım.
Simge Hanım öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
-Fani olduğunu kendine sık sık hatırlatan bir faniyim.
Aslında bu yanıtınız bile bilgece... Çok teşekkür ediyorum. Başarılı olmak için neler yaptınız? Nasıl çalıştınız?
-Çok çalıştım. Hem nitelik hem nicelik olarak. Uzun saatler çalıştım. Ayrıca derinleşmeye, uzmanlaşmaya gayret ederek çalıştım. Biliyormuş gibi yapmadım, bilmediklerimi önce kendime itiraf edip kendimi geliştirmeye çalıştım. Hala öyle yapıyorum.
İbrahim Aybar Başarı Öyküsü
Sevgili okurlarım başarıları alkışlamaya devam ediyoruz.
Bugün sizinle tanımış olmaktan gurur duyduğum çok değerli dost ve arkadaşım Sayın İbrahim Aybar'ın başarı öyküsünü paylaşacağım.
İbrahim Bey öncelikle kendinizi tanıtır mısınız? Nerede doğdunuz? Aileniz ve mezun olduğunuz okulları, yaptığınız işleri ve şu andaki görevinizi de öğrenmek isterim.
-18 Eylül 1953 senesinde Nazilli-Aydın’da doğdum.1974 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Makine-Uçak Mühendisi olarak mezun oldum. Aynı üniversiteden 1976 yılında Yüksek Mühendis unvanı aldım. Daha sonra 1978-1980 yılları arasında A.B.D. ’ye giderek doktora çalışması yaptım.
1980-1984 yılları arasında yurtdışında ve 1984-1988 yıllarında Türkiye’de özel sektör içinde profesyonel iş yaşamımı sürdürdüm.1988-1991 yılları arasında Başbakanlık’ta Danışman olarak çalıştım.1991-1992 yılları arasında Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı yaptım. Aynı yıllarda Sümerbank Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan Vekilliği yaptım.1992 yılından 2000 Eylül ayına kadar Varan Turizm Genel Müdürü ve UYTAD Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptım.
Ekim 2000 ile Ağustos 2016 yılları arasında Oyak
Velayet Ve Nafaka Savaşları
Dün akşam değerli arkadaşım, Babasız Bırakılan Çocuklar Ve Çocuksuz Babalar Derneği Başkanı İbrahim Aksoy'la konuştuk. Çok önemli noktalara değindi. Ortak velayet ve ebeveyne yabancılaşma sendromuna dikkat çekti.
Değerli okurlarım dileğimiz bir evliliğin ömür boyu mutlulukla sürmesidir. Ancak, büyük bir sevgiyle başlayan bir evlilik hangi nedenle olursa olsun, birden boşanmayla sonuçlanabiliyor.
İşte asıl sorunlar da bundan sonra başlıyor.
Bazen iki taraftan biri, çocuğunu diğer ebeveynle görüşmesini engellemeye kadar varan davranışlar içerisine girebiliyor.
Bu davranışın, kendi çocuğuna telafisi imkânsız zararlar verdiğinin farkına varamıyor. Bakmaya kıyamadığı yavrusuna hayat boyu kurtulamayacağı bir travmayı yaşatmaya nasıl kıyıyor! Anlamak mümkün değil.
Ben velayet hakkının anne-babadan daha çok çocuğun hakkı olduğuna inanıyorum. Çocuk Haklarının Uygulanmasına Dair Avrupa Sözleşmesi çocukların haklarını çok net olarak belirlemiş.
Çocuklarımız geleceğimiz, bu nedenle velayet çok önemli!
Jale Erdoğmuş
Değerli okurlarım başarıları alkışlamaya devam ediyoruz. Bugün sizinle Sayın Jale Erdoğmuş'un başarı öyküsünü paylaşacağım. O çok sayıda hastalıkla savaşırken asla pes etmedi. Yaşama daha sıkı sarıldı. Çok ağır da olsa hastalıklar onun azmini, yaşama sevincini, başarı yolculuğunu engelleyemedi.
Jale Hanım öncelikle kendinizi tanıtır mısınız? Sizin en büyük başarınızdan biri hastalıklarla savaşmanız, bunu nasıl başardınız?
-05 Aralık 1979 yılında İstanbul’da doğdum. Aslen Sinop/Gerzeliyim. 1. ve 2. Sınıfı Ankara Çubuk Atatürk İlkokulunda okuduktan sonra, ilkokulu İstanbul'da tamamladım. Ortaokulu Alibeyköy Ortaokulu'nda başarı ile bitirdim. 1994-1998 yılları arasında, lisede sınavla yerleşerek, iyi bir derece ile Okmeydanı İstanbul Ticaret Odası Anadolu Ticaret Meslek Lisesi/ İngilizce Dış Ticaret Bölümünü okudum. (Fizik, Kimya, Biyoloji ve Matematik derslerini İngilizce olarak okudum ve öğrendim)
Eğitim hayatıma ara vererek, 1998-2001 yılları arasında bir firmada Satış Destek Elemanı olarak çalıştım. 2001 yılından itibaren eğitim hayatıma yeniden devam ettim. Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Muğla Yüksekokulu Dış Ticaret bölümünden
Nafaka ile ilgili çok yazı yazdım. Bu sorunun çözümlenmesi gerektiği kanısındayım. Kesinlikle bulunacak çözüm kadınları da mağdur etmemeli! Bunun yolunun da nafakanın süreli olmasıyla birlikte nafaka fonunun kurulması olduğu kanısındayım.
Elbette başka çözümler de tartışılmalı!
Nafaka yasasının siyasi bir yanı yok. Kadın erkek eşitliği ile de ilgisi yok. Kusura bakmayın ama, bir kadının, 300 TL nafaka için bir ay beklemesini savunmanın kadın hakları ile ilgisini kuramıyorum.
Kadın-erkek eşitliğini savunanların kadınların kendi başarı öykülerini yazabilecek koşulların hazırlanmasını savunmaları gerekmez mi?
Bu yasanın sadece mağdurları var. Mağduriyetleri anlamak farkındalık, kendimizi onların yerine koymak öz farkındalıktır.
Ben nafaka mağdurlarının durumunu düşündüğümde çok üzülüyorum, uykularım kaçıyor.
Siz değerli okurlarımdan da nafaka mağdurların durumunu anlamanızı rica ediyorum.