Küresel düzeyde işsizlikte geriliyor ancak bu iş kalitesindeki iyileşmeye tam olarak yansımıyor. Dünyada çalışan 3.3 milyar insanın 700 milyonu yoksul. 1 milyarı aşkın kişi kayıtdışı çalışıyor. İstihdam içinde olmak her zaman insana yakışır bir yaşam standardını garanti etmeye yetmiyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından her yıl yayımlanan, küresel ve bölgesel işgücü piyasası eğilimlerinin değerlendirildiği Küresel İstihdam Eğilimleri ve Sosyal Görünüm 2019 yılı raporu açıklandı. Rapora göre, küresel düzeyde işsizliğin azaltılmasında görülen ilerleme iş kalitesindeki iyileşmelerle eşleşmiyor. Bu açıdan, milyonlarca insanın olumsuz çalışma koşullarını kabul etmek zorunda kalması nedeniyle düşük kaliteli istihdam, küresel işgücü piyasasının temel sorun alanı olarak karşımıza çıkıyor.
- 3.3 milyar insan ekonomik açıdan ‘yeterince’ güvende değil
Raporda yer verilen verilere göre, 2018’de küresel düzeyde istihdamda yer alan 3.3 milyar insanın büyük bir bölümü ekonomik anlamda yeterince güvende değil. Söz konusu kişiler, ayrıca yeterli seviyede maddi refah ve fırsat eşitliğiyle de karşı karşıya bulunmuyor.
Dahası, bir yandan küresel düzeyde işsizlikte gerileme söz konusuyken,
Engellilerin yoksulluğa düşmesinin önüne geçmek ve bakım masraflarının karşılanması için engelli aylığı ve evde bakım parası ödeniyor. Bunun şartları nedir, nasıl başvuru yapılıyor ve her ay ne kadar alınıyor, inceledik...
Engelli aylığı ve evde bakım parası, engellilerin yoksulluğa düşmesinin önlenmesi ve engellilere yönelik bakım hizmetlerinin masraflarının karşılanması adına uygulanıyor. Engelli aylığı ve evde bakım parası alınabilmesi için bazı şartlar söz konusu. Bunlara bir bakalım...
Aylık ne kadar ödeme var?
Gerekli şartları sağlayan ve engellisine bakan kişiye 2019 yılı için aylık 1305.97 TL ödeme yapılıyor.
Evde bakım parasının alınabilmesi için engellinin bulunduğu hanede kişi başına düşen gelirin asgari ücretin üçte ikisinden düşük olması gerekmektedir.
2019 yılı itibarıyla bu rakam 1219.35 TL. Bu rakamın üzerinde kişi başına düşen gelir bulunan hanelere evde bakım parası ödenmez.
Başvurular SYDV’lere
Evde bakım parası ve engelli aylığı alınabilmesi için başvuruların ikamet edilen yerdeki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il veya ilçe müdürlüklerine yapılması gerekiyor. Evde bakım parası alınması için başvuru esnasında engellinin bulunması gerekmiyor.
İş hayatına başladığı işyerinden emekli olanların sayısı gittikçe azalıyor. İşyeri değiştiren kişilerin kıdem hakları ve önceki işverende doğmuş hakları ne oluyor? Bu yazımızda bu sorulara yanıt vereceğiz...
Çalışma hayatında iş yeri değişikliği sıklıkla karşımıza çıkan bir durum. Günümüzde tek bir iş yerinde işe başlayıp, emekli oluncaya kadar aynı iş yerinde çalışma nerdeyse ortadan kalktı. Birçok kişi çalışma hayatı boyunca tek bir işverenin yanında çalışmıyor. Farklı işverenlerin iş yerine geçiş yapabiliyor, hatta başka bir iş yerinde çalıştıktan sonra tekrar aynı işverenin iş yerinde çalışmaya başlayabiliyor. Çalışanların işveren değişikliği kıdeme bağlı hakların ve önceki işveren nezdinde doğmuş hakların ne olacağı sorusunu beraberinde getiriyor.
Devir yoksa hak yok
Farklı işverenler yanında çalışma, kıdeme bağlı hakların sıfırlanması anlamına geliyor. İşçi bir işverenin iş yerinden başka işverenin iş yerine geçtiğinde çalışma süresi baştan başlıyor, kıdem tazminatına esas süre yeni işe girdiği tarihten itibaren işliyor, ihbar tazminatına ve yıllık izne esas süre yeni tarihe göre hesaplanıyor. Bunun iki istisnası var. İlki iş yerinin devri, ikincisi ise iş sözleşmesinin devri.
İş
2019’da işverenlere uygulanacak asgari ücret desteğinin detayları belli oldu. Çalışan sayısına göre destek var. Ayrıntılar yazımızda
Asgari ücret gerek çalışanlar gerekse firmaların bütçeleri açısından çok önemlidir. Asgari ücret, aynı zamanda çalışma hayatında doğum, askerlik ve hizmet borçlanmasında idari para cezalarına kadar çok sayıda kalemin belirleyicisi olan önemli bir parametre.
Diğer taraftan, asgari ücret belirlenirken çok hassas bir dengenin gözetilmesi gerekiyor. Asgari ücret alan çalışanlar açısından bir geçim meselesi olan asgari ücret, işverenler açısından istihdam kararını belirleyen bir kalem. 2019 yılı için aylık asgari ücret tutarı, brüt 2.558,40 TL ve net 2.020,90 TL olarak belirlenmişti. Yani, bir önceki yıla göre yüzde 26 zam yapılmıştı. Bu da işveren maliyetlerinin artması anlamına geldiğinden işverene daha önceki yıllarda verilen asgari ücret desteğinin devam ettirilmesine karar verilmişti.
Desteğin detayları
30 Ocak 2019 tarihli ve 30671 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7162 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 2019 yılında uygulanacak asgari ücret destek uygulamasının detayları belli oldu. Buna göre, 4/a
Bugünkü soru-cevap bölümüyle yazı dizimizi bitiriyoruz. Son bölümde, tavan primden asgari ücrete dönmek, anne üzerinden yetim aylığı, kıdem tazminatı için 15 yıl şartı konularındaki soruları yanıtlıyoruz
1 - Sigorta primlerimiz en yüksekten ödeniyor. Diyelim ki ben bir süre sonra buradan işten çıktım. Emekli olana kadar prim ödememek mi yoksa asgari ücretten prim ödemek mi daha mantıklı? Hangisinde maaş daha düşük olur? (Doğan Kısa)
Cevap: Primleriniz tavandan ödeniyorsa, işinizden ayrıldığınızda asgari ücretten prim ödeyerek çalışmaktansa çalışmamak daha iyi. Çünkü asgari ücret üstünden prim ödeme emekli aylığı hesabına esas ortalama aylık kazanç tutarınızı aşağı çekeceğinden, emekli aylığınızı olumsuz etkiler.
2 - SSK emeklisiyim. Memur emeklisi eşim vefat etti. Engelli oğlum var. Ne kadar maaş bağlanır? (Çağdaş Gümrükçü)
Cevap: Çocuk malul ve muhtaç ise eşinizden yüzde 30 oranında çocuğunuza, yüzde 60 oranında size aylık bağlanır. Çocuğunuz aylık bağlanma şartlarını taşımıyorsa yani aylık bağlanmazsa size eşinizden yüzde 75 oranında aylık bağlanır.
3 - Emekli Sandığı emeklisiyim. Hiç evlenmedim. SSK emeklisi eşinden maaş alan annem 2015’te vefat etti. Annemden kalan SSK, emekli
Yazı dizimizin ilk 4 bölümünde emeklilikle ilgili genel bilgilere yer verdik. Bugünkü bölümde ise okurlarımızdan gelen soruları yanıtlamaya başlıyoruz. Bugünkü yazımızda aylık bağlama süresi, yıpranma, ikinci kez emekli olma, askerlik borçlanması ile ilgili sorulara yanıt bulacaksınız
Soru 1:Merhaba, 10 yılı devlette memur, 35 yılı da özel sektörde sigortalı olmak üzere, 45 yıl yıldır çalışıyorum. En üst limitten sigortalı maaşı alsam bile 25 yıllık çalışanla aynı. O, 25 yıl prim yatırdı, ben 45 yıl? Aynı maaş, bir çelişki değil mi? Tazminat hesaplanırken, devletteki 10 yıl sayılıyor mu, sayılmıyorsa, devletin 10 yıl boyunca yaptığı kesintiler ne olacak? Mevcut sistem uzun çalışmayı değil, kısa çalışmayı teşvik etmiyor mu?
CEVAP: Emekli aylığına etki eden iki unsur prime esas kazanç, yani SGK’ya bildirilen ücret ve çalışılan gün sayısıdır. Dolayısıyla, teorik olarak prim gün sayısı fazla olan kişinin emekli aylığının yüksek olması gerekir. Ancak gün başına ödenen kazancı düşürecek şekilde SGK’ya bildirimde bulunulması emekli aylığını düşürüyor. Ülkemizde üç kez emekli aylığı hesaplanmasıyla ilgili yöntem değiştiği ve her değişiklik aylık hesabında sigortalı aleyhine sonuçlar
Emekli aylıkları hesaplanırken memur, kendi hesabına çalışan ve işçi kategorileri ayrı ayrı değerlendirilir. Çeşitli dönemlerde yapılan reformlarla sadece emekli olma yaşı değil emekli aylığı hesaplama yöntemleri de değiştiği için birkaç farklı hesap dönemi de aylık hesabına etki yapar
Emeklilik koşulları, çalışanların emekli olmak için kaç yıl çalışmak zorunda oldukları ve yaş şartının ardından en çok merak edilen konuların başında “emekli aylıkları” konusu geliyor. Tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de emekli olunca alacağımız aylık çalışırken kazandığımız maaşla aynı olmuyor. Yani emekli olduğumuzda hak ettiğimiz aylık azalıyor. Ancak emekli aylığının daha da azalmasını engellemek mümkün. Bu detaylara girmeden önce emekli aylığı nasıl hesaplanıyor ona bakalım.
Acaba nasıl hesaplanıyor?
Emekli aylıklarının hesaplanması yönteminde de “memur”, “kendi hesabına çalışan” ve “işçi” ayrımı söz konusu. Bunun yanı sıra çeşitli dönemlerde yapılan sosyal güvenlik reformları ile sadece emekli olma yaşı değil emekli aylığı hesaplama yöntemleri de değiştiği için birkaç farklı hesap dönemi var. Bu dönemler “2000 yılı öncesi dönem”, “Ocak2000 ile Ekim2008 arası dönem” ve “Ekim 2008 sonrası
Sağlık sebebiyle erken emekli olmanın mevzuata göre birçok farklı kriteri var. Bu kapsamda malulen emeklilik ve engelliler için emeklilikte farklar bulunuyor
Emekliliğe ilişkin çokça sorulan sorulardan biri, sağlığını yitirenlerin erken emekli olup olamayacağı konusunda. Hastalanan, ameliyat olan ve rapor alıp işine devam edemeyenlerin aklında nasıl emekli olacakları sorusu vardır. Sosyal güvenlik mevzuatımız kimlerin sağlık sorunları sebebiyle erken emekli olabileceklerini düzenlemiştir. Bu çerçevede, iki emeklilik kavramı öne çıkar. Bunlardan ilki “malulen emeklilik”, diğeri de “engelli hakkıyla emeklilik” kavramıdır. Malulen emeklilik ile engelli emekliliği arasında bazı farklar vardır.
‘Her malul’ engellidir
Malulen emekli olabilmek için gerekli ilk ve en önemli şart, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğuna dair sağlık kurulu raporudur. Bu raporun alınabilmesi için kişilerin ilk olarak bulundukları il veya ilçedeki SGK merkezlerine başvurmaları ve yetkili hastanelere sevk edilmeleri gerekir. Kişiler doğrudan hastaneye başvurarak rapor almak yerine SGK’ya başvurarak sevklerini gerçekleştirmelidirler.
Sevkin SGK üzerinden yapılmasının nedeni, yalnızca sağlık kurulu raporunun