Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ‘Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019’u ana hatlarıyla bir sunumda açıkladı. Kuşkusuz, bu sunumda en dikkat çekici alan “çalışma yaşamı ve sosyal güvenlik alanına” ilişkin kısımlar oldu. Bakan Albayrak, kıdem tazminatı sistemi ile sosyal güvenlik düzeninde önemli yapısal reformların yapılacağını duyurdu.
KIDEM TAZMİNATI TARAFLAR İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?
Kıdem tazminatı çalışma yaşamında yer alanların, sendikaların, işverenlerin, işveren örgütlerinin en çok dikkat kesildiği konuların başında gelir.
Kıdem tazminatı çalışan için çalıştığı yılların karşılığı olarak görülürken, işveren için de önemli bir maliyet kalemi.
Çalışma mevzuatımızda kıdem tazminatı özel olarak düzenlenen maddelerden birisidir.
Nitekim 4857 sayılı İş Kanunumuz 2003 yılında yürürlüğe girdiğinde bile, eski kanunun kıdem tazminatını düzenleyen maddesi yürürlükte bırakılmış ve eski kanunda yer alan haliyle günümüzde de uygulanmaya devam etmiştir.
BİREYSEL HESAP FONU MU?
Daha önce gün yüzüne çıkan taslaklara bakılırsa, Bakan Albayrak’ın açıkladığı paketin detaylarına inilirse, önümüzdeki dönem üzerinde çalışılacak tazminat sisteminin “birey hesabına dayalı kıdem tazminat
Kanuna göre genel sağlık sigortalarının eksiksiz sağlık hizmeti alması için prim borçları 60 günü aşmamalı. Ancak 29 Mart’ta çıkan kararla borçlular da yıl sonuna kadar hizmet alabilecek
1 Ocak 2012’de yürürlüğe giren genel sağlık sigortasıyla, (GSS) Türkiye’de ikamet eden herkes için sağlık güvencesi hayata geçirildi. Bu kapsamda genel sağlık sigortasından faydalanma çerçevesinde en genel anlamda iki grup ortaya çıktı. Sigortalı çalışanlar, SGK’dan aylık veya gelir alanlar ve bu kişilerin bakmakla yükümlü olduğu kişiler ile hiçbir sosyal güvencesi olmayanlar. Sigortalı çalışanlar, emekliler, dul ve yetim aylığı alan kişiler ile bu kişilerin bakmakla yükümlü olduğu kişiler açısından prim ödeme konusu sorun oluşturmuyor, ancak Bağ-Kurlular ve GSS primini kendisi ödeyen kişiler zaman zaman sorun yaşayabiliyorlar.
Kimler kapsamda?
Sigortalı olarak çalışanlar ile SGK’dan aylık veya gelir alanlar, yani emekliler ve dul yetim aylığı alan kişiler ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler genel sağlık sigortasından yararlanabiliyorlar. Emekliler ve dul yetim aylığı alanlar prim ödemeksizin, çalışanlar ise brüt maaşlarından kesilen ve işveren tarafından ödenen primler sayesinde sağlık
Seçimle iş başına gelenlerin sosyal güvenlik haklarını incelediğimiz yazı dizimizde bugün belediye başkanları ve muhtarların maaşlarını ele alıyoruz
Belediye başkanlarının maaşlarını Belediyeler Kanunu belirliyor. Belediyenin nüfusuna, büyükşehir olup olmamasına göre maaşlar farklılaşıyor.
Nüfus gösterge rakamını değiştirerek, kamu görevlilerinde olduğu gibi maaşı farklılaştırıyor. Belediye başkanlarının maaşı 7 bin Türk Lirası ile 25 bin Türk Lirası arasında değişiyor.
Fakat belediyelere ait şirketlerdeki yönetim kurulu üyelikleri nedeniyle ek ödemeler alabiliyorlar. Bu da maaşlarını farklılaştırıyor.
Belediye başkanlarının maaşları Belediyeler Kanununa göre hesaplanmakla birlikte, sosyal güvenlik için ödeyecekleri prim 5510 sayılı Kanunda belirlenen prime esas kazanç üzerinden hesaplanıyor. Kanuna göre; büyükşehir belediye başkanları için bakanlık genel müdürünün, diğer belediye başkanları için ise öğrenim durumları itibarıyla 657 sayılı Kanuna göre yükselebilecekleri dereceyi aşmamak kaydıyla, 657 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı ek gösterge cetvelinin “VIII. Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfı” bölümünün (d) bendinde belirtilenlerin prime esas kazançları üzerinden prim ödeniyor.
Kim
Bu yazı dizimizde seçimle iş başına gelenlerin sosyal güvenlik haklarını inceleyeceğiz. Belediye başkanları devlet memuru olmamakla birlikte, devlet memurlarının sosyal güvenliğine tabi, yani 4/1-(c) sigortalısıdır
Seçimleri geride bıraktığımız şu günlerde seçimle yönetime geçenlerin sosyal güvenlik haklarına ilişkin birçok soru da gündeme geldi. Bu soruların başında da belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin ve muhtarların görevleri nedeniyle emekliliğe hak kazanıp kazanamayacakları, hak kazanacaklarsa hangi statüden emekli olacakları, daha önce emekli olanların durumlarının etkilenip etkilenmeyeceği ve çalıştıkları sürede hangi sosyal güvenlik haklarından yararlanacakları geliyor. 5510 sayılı Kanun bu konularda da detaylı birçok düzenlemeyi barındırıyor. Yazı dizimizde bunları inceleyeceğiz...
Bilindiği gibi 5510 sayılı Kanun tek Kanun niteliğinde olmakla birlikte, sosyal güvenlik hakları bağlamında kişilerin çalışma şekillerine göre temelde 3 farklı statü oluşturmuş durumda.
Bu nedenle soruların cevaplarını vermeden önce ilk belirlenmesi gereken ilgili kişilerin, 5510 sayılı Kanun uyarınca hangi statüde sigortalı olacakları. Belediye başkanları ile muhtarları ve
Günümüzde işgücü piyasasındaki esnekleşme sonucunda çok çeşitli çalışma modelleri söz konusu. Bu açıdan, bazı çalışanlar işverenin fiziksel olarak kontrolünde bulunmayan yerlere bağımsız şekilde çalışıyorlar.
Geleneksel yapıdaki evden çalışma, yani işverenin parça başına ücret ödemesi karşılığında evde üretim yapılan çalışma şekli halihazırda varlığını sürdürüyor olsa da özellikle nitelikli işlerde, nitelikli işgücünün evde çalışması giderek artmaya başladı.
Evde çalışma, çalışanlar açısından trafik derdi çekmeden çalışma anlamına gelirken, işverenler açısından da iş yeri giderlerini önemli ölçüde düşürme anlamına geliyor.
Diğer taraftan, “zamanın özgürce kullanımı” tartışmalı bir konu. Çalışan her ne kadar evde olsa da çoğunlukla bir ağ üzerinde merkezi iş yerine bağlı oluyor. Fakat zamanın esnek kullanımı da evde çalışmanın gerekçelerinden birini oluşturuyor. Özellikle bilgisayar programcılığı, çeviri ve medikal araştırmalarda veya proje bazlı işlerde bu tür çalışmalar hızla gelişti.
Sosyal güvenlik hukuku için aradaki fark önemli
Evde çalışma halinde işçinin işverenle olan bağımlılığı zayıflıyor. Bunun anlamı, işverenin işçi üzerindeki talimat verme yetkisinin önemli ölçüde
Emeklilik, çalışanların en büyük hayalidir. Emeklilik günlerine ilişkin planlar çalışanların önemli gündem maddesidir. Fakat bazen iş ortamındaki zorluklar, amirlerin olumsuz tutumları, iş arkadaşlarıyla ilişkiler gibi sebeplerle çalışmak işkence haline gelebilir. Bu gibi durumlarda çalışmadan emekli olmanın yolları aranır. İsteğe bağlı sigortalılık çalışmadan emekli olma imkânı sunar ve bu durumdaki kişiler için önemli bir fırsattır.
Kendi primlerini kendileri öderler
Çalışmayan ve emekli veya malullük aylığı almayan kişiler isteğe bağlı sigortalı olabilirler. İsteğe bağlı sigortalılar kendi primlerini kendileri öderler ve bu şekilde emekli olabilirler. Dolayısıyla, isteğe bağlı sigortalının emekli olması için işe gitmesi gerekmez. İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için gerekli bir diğer şart ise isteğe bağlı sigortalı olacak kişinin 18 yaşın altında olmamasıdır.
Sağlık hizmeti alınabiliyor mu?
İsteğe bağlı sigortalı olan ve kendi primlerini ödeyen kişiler sağlık hizmetlerinden yararlanabilirler. Bunun yanında, isteğe bağlı sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişiler de bu statüleri devam ettiği müddetçe isteğe bağlı sigortalı üzerinden sağlık hizmeti alabilirler. Bu nedenle, isteğe
Mart ayı birçok çalışan açısından yıllık zamların ücretlere yansıtıldığı ay. Çalışanların ücretlerine ilişkin ihtilafların çoğu da bu ayda yaşanıyor. Mevzuatımızda işverenin ücret zammı yapmasını doğrudan zorunlu kılan herhangi bir hüküm bulunmuyor. İş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde ücret zammı yapılacağına ve zammın oranına ilişkin bir kural bulunmuyorsa, ücret zamlarının çerçevesini asgari ücret uygulaması ve eşitlik ilkesi çiziyor. Bunlardan ilkinin anlamı, bir çalışana asgari ücret altında ödeme yapılamaması, eğer çalışan asgari ücret seviyesinde çalışıyorsa, asgari ücretin artırılmasıyla birlikte ücretinin de artırılmasıdır. İkincisi ise buna göre daha karışık ve çalışan açısından talebi daha zor olan eşit işe eşit ücret zammı durumudur.
Benzer konumlarda olmak
Aynı durumda olan iki çalışan arasında farklı işlem yapmak eşitliğe aykırı olarak kabul edilmektedir. Çalışana kanunda sayılan ayrımcılık nedenleri dışında bir nedene dayalı olarak eşitliğe aykırı uygulamalar yapılması halinde mahrum kalınan haklar talep edilebilmektedir. Mahrum kalınan hakların başında da eşitliğe aykırı olarak uygulanan ücret zamları gelmektedir.
İşverenler, iş yerinde çalışan işçilere ayrımı
İstihdam Seferberliği kapsamında hayata geçen ücret desteğinin uygulama detaylarını düzenleyen genelge SGK tarafından geçen hafta yayınlandı. İşte bu genelgenin ayrıntıları
4447 sayılı Kanunun geçici 19. maddesinin dördüncü fıkrası çerçevesinde, başka bir ifadeyle İstihdam Seferberliği kapsamında hayata geçirilen ücret desteğinin uygulama detaylarını düzenleyen genelge, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geçtiğimiz hafta yayımlandı. Bugünkü yazımda, söz konusu genelge kapsamında ücret desteğinin uygulanması ile ilgili hususları ele almaya çalışacağım.
Prim desteği
Ücret desteği ile birlikte 7103 sayılı Kanun çerçevesinde halihazırda uygulanmakta olan prim desteği de verilecek. Dolayısıyla, son üç aydır işsiz bir kişiyi 2018 yılında ortalama çalıştırdığı işçi sayısına ilave olarak istihdam eden işveren hem prim, hem ücret desteğinden yararlanabilecek. Ücret ve prim desteğinin birlikte uygulandığı durumda, işveren çalıştırdığı işçi için ücret, prim ve vergi ödememiş olacak. Bu kapsamda işverene sağlanan destek tutarının 3.134 TL’ye ulaşması söz konusu.
Ücret desteğinin şartları
Ücret desteğinin alınabilmesi için hem sigortalı açısından hem de işveren açısından bazı koşulların yerine