Türkiye’de 55 yıldır işverenleri temsil eden TİSK’in 39 yaşındaki yeni Başkanı Özgür Akkol, sendikayı daha etkin hale getirmeyi amaçlıyor. Akkol’un önceliği sanayinin dönüşümü ve endüstri 4.0’a hazırlanılması
Ülkelerin endüstri ilişkileri sistemi genel olarak üçlü bir yapıya dayanır. Bu üçlü sac ayağında işçi sendikaları, işveren sendikaları ve kamu otoritesi bulunmaktadır. Bu yapı ortak sorunların çözümünde en etkili mekanizmadır. Özellikle gelişmiş ülkelerde bu üçlü yapıyı güçlü kılan organizmalar sendikalardır. Hem işçi hem de işveren sendikaları ve bunların üst organları olan konfederasyonlar çalışanların ve işletmelerin hak ve menfaatlerinin korunması çabalarını devletin kural koyma fonksiyonuyla birlikte yerine getirirler.
Ülkemizde de işçi sendikacılığı kadar işveren sendikacılığı da önemlidir. İşverenler farklı işkollarındaki sendikal hareketlerini bir bütün olarak tek çatı altında Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) altında toplamışlardır.
20 Aralık 1962’de kurulan TİSK, Türk işverenlerini yurt içi ve yurt dışında endüstriyel ilişkiler alanında temsil etme yetkisi olan tek üst kuruluştur. TİSK’in çatısı altında kamu hizmeti dahil ekonomi ve sanayinin çeşitli
İş akdi feshi ya da işe geri dönüş ile ilgili konularda işçi ve işveren arasındaki iletişimde postadan kaynaklı gecikmeler, gidişatı etkilemiyor. Ancak mahkeme, postaya geç verme gibi durumları ‘kötü niyete’ yoruyor
İş güvencesine sahip işçilerin iş sözleşmelerinin feshinde, işverenin işçiden veya işletmeden kaynaklanan geçerli bir nedene dayanma zorunluluğu bulunmaktadır. Fesih nedeninin geçerli olmaması, fesih nedeni bulunmaması, geçerli fesih nedeni bulunsa da işçiden kaynaklanan durumlarda işçinin savunmasının alınmamış olması, fesih bildiriminin yazılı olarak yapılmaması veya feshe son çare olarak yaklaşılmaması feshi geçersiz kılmaktadır. Feshin geçersiz sayılması halinde işçi tekrar işe başlama şansı elde etmektedir. Feshin geçersizliğine bağlı olarak işçinin tekrar işe başlama şansı elde etmesinde birtakım sürelerin önemi bulunmaktadır. Kanunun aradığı taleplerin doğru zamanda yapılmaması bu şansı ortadan kaldıracaktır.
Arabulucuya başvuru şart
İşçinin işe iadesi için ilk şart, işçinin fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurması. Arabulucuya başvurmayan işçinin doğrudan dava
Bayramda işverenler arife yani pazartesi günü ile cuma gününü tümden tatil ederek, söz konusu günlerdeki çalışmaları için çalışanlarına 2 ay içinde telafi çalışması yaptırabilir. İşte ayrıntıları...
Bu sene Ramazan Bayramı tatili, neredeyse haftanın tamamına yayılıyor. 4 Haziran Salı günü bayramın 1. günü kutlanacak. Bayram 4, 5 ve 6 Haziran’ı, yani salı, çarşamba ve perşembe günlerini kapsıyor.
Yarım gün olan 3 Haziran Pazartesi arife günü ile Cuma günü de eklenebilse, hafta sonlarıyla birlikte tatilin uzaması mümkün. Gerek çalışanların, gerekse işverenlerin aklında acaba bu günler birleştirilerek tatil süresi uzatılabilir mi sorusu var. Tatil sürelerini birleştirebilmek için çeşitli yollar bulunuyor.
Ne anlama geliyor?
İş Kanunu’nda ‘telafi çalışması’ bu gibi durumlar için düzenlenmiş. Buna göre, işveren resmi tatillerden önce veya sonra işyerini tatil ederek bütün çalışanlarına izin verebilir.
Bu bayramda da işveren arife yani pazartesi günü ile cuma gününü tümden tatil ederek, söz konusu günlerdeki çalışmaları için çalışanlarına 2 ay içinde telafi çalışması yaptırabilir. Örneğin haftanın 5 günü, günde 9 saat çalışılan bir işyerinde pazartesi ve cuma günleri işyerini tatil eden
Emeklilere 1000 TL bayram ikramiyesinin 27 - 31 Mayıs haftasında ödenmesi bekleniyor. 1 Mayıs’a kadar emeklilik dilekçesi verenler de bayramda ikramiye alabilecek.
İlk kez geçtiğimiz yıl Ramazan Bayramı’nda emeklilere ödenen bayram ikramiyesi, bu yıl da ödenecek. 1 Mayıs tarihine kadar emekli olmak için dilekçelerini verenler de bayramda ikramiye alabilecek. Emekliler ile birlikte dul ve yetim aylığı alanlara da bayram ikramiyesi ödeniyor. Emekliler ile dul ve yetim aylığı alanlara ödenen ikramiye rakamı ise farklı.
Bayram ikramiyesi her yıl Ramazan ve Kurban bayramından önce SGK’dan gelir veya aylık alanlara ödeniyor. Dolayısıyla emekliler, dul ve yetim aylığı alanlar, malulen emekliler yılda iki kez bayram ikramiyesi alıyorlar. İkramiye sayesinde bayram harcamaları için emeklilerin eli rahatlamış oluyor.
Diğer yandan bayram ikramiyeleri ile emeklinin bayramda çocuk ve torunlarına hediyeler alarak mutlu olmaları da sağlanmış oluyor.
3 ayda tam 2 bin TL
Geçtiğimiz yıl Ramazan Bayramında ikramiyeler 8 Haziran’da ödendi. Bu yıl Ramazan Bayramında ödenecek ikramiyenin ise tarihi henüz net değil. İkramiyeler büyük ihtimalle 27 - 31 Mayıs haftası içerisinde yatırılacak. Dolayısıyla
Davranışı sebebiyle fesihle karşılaşan bir işçinin ilk yapması gereken şey, ‘işe iade’ talebiyle 1 ay içinde arabulucuya başvurmak olmalı
İş güvencesine sahip işçilerin iş sözleşmeleri ancak İş Kanunu’nda sayılan geçerli nedenlerden birinin olması halinde feshedilebilir. Geçerli neden yoksa işverenin uyguladığı fesih geçersiz kabul edilir ve çalışan işe iade hakkı kazanır.
İşverenin çalışanı eski işine aynı şartlarla başlatmaması halindeyse, diğer tazminat haklarına ek olarak iş güvencesi tazminatı ödemesi gerekir. Bu nedenle geçerli nedenlerin neler olduğunun belirlenmesi önemlidir.
Kanun geçerli nedenleri, işçiden veya işletmeden kaynaklanan nedenler olmak üzere ikiye ayırıyor. İşçiden kaynaklanan nedenleri de işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler şeklinde bölümlüyor.
İşçinin hangi davranışlarının geçerli fesih nedeni oluşturduğunu somut olarak saymıyor ve gerekçesinde işin normal şekilde yürütümünü engelleyen ve işyerinde bulunması gereken uyumu olumsuz etkileyen davranışlar şeklinde genel bir tanım yapıyor.
Sözleşme ve talimatlar önemli
İşçinin iş sözleşmesinin feshine sebep olabilen davranışlarının belirlenmesinde iş sözleşmesi ve işverenin vereceği
Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO) ve Avrupa Araştırma Ajansı Eurofound tarafından ortaklaşa hazırlanan ve geçtiğimiz hafta yayınlanan “Küresel Perspektifte Çalışma Koşulları” başlıklı raporda, çalışma saatleri, cinsiyetler arası ücret farklılıkları, fiziksel risklere maruz kalma düzeyi ve becerilerin geliştirilmesi için fırsatlar gibi konularda küresel düzeyde karşılaştırmalı bir analiz sunuluyor.
Avrupa Birliği (AB) 28, Çin, Kore Cumhuriyeti, Türkiye, ABD, Orta Amerika, Arjantin, Şili ve Uruguay gibi bölge ve ülkeleri kapsayan rapor, son 5 yılda 41 ülkede gerçekleştirilen iş kalitesi anketlerinin karşılaştırmalı analizini ortaya koyuyor.
Analizde, iş kalitesinin 7 boyutu ele alınıyor. Bu boyutlar; fiziksel çevre, iş yoğunluğu, çalışma süresi kalitesi, sosyal çevre, beceriler ve gelişim, beklentiler ve kazançlar şeklinde.
1.2 milyar işçi
ILO - Eurofound raporuna göre, küresel düzeyde yaklaşık 1.2 milyar işçi açısından çalışma saatlerinde belirgin farklılıklar söz konusu. Bununla birlikte, söz konusu işçiler çok yoğun ve duygusal açıdan zorlu çalışma seviyelerinde istihdam ediliyorlar. Dahası, en düşük eğitim düzeyine sahip olan işçilerin çalışma koşulları genel olarak daha kötü ve
Ramazan ayı, yaz aylarına denk geldiğinden çalışanlar için oruç tutmak zorlaşıyor. Böyle olunca da, işten bir saat bile olsa erken çıkabilmek ve iftara yetişebilmek gibi konular pek çok çalışan için oldukça önemli hale geliyor.
Bununla birlikte, Ramazan ayında oruç tutan çalışanları için işveren, işyerinde yemek çıkarmıyor ya da yemek masrafına katlanmıyor.
Peki, “oruç tutan çalışanların yemek yardımı açısından maddi kaybı söz konusu mu?”, “işveren, oruç tutan çalışanlarına iftar yemeği verisa, bu yemek vergiden muaf tutulur mu?” veya “ramazan kolisi kıdem tazminatına dahil midir?”
Bunlar gibi hem çalışanların hem işverenlerin merak ettiği bazı sorulara cevap verelim.
Erken paydos var mı?
İş Kanunu ile belirlenmiş ara dinlenmeleri çalışma süresine göre değişmektedir. Buna göre, günlük çalışma süresi 4 saat veya daha kısa olan işçilere 15 dakika, 4 saatten fazla 7.5 saatten düşük olan işçilere 30 dakika, 7.5 saatten fazla olan işçilere ise 60 dakika ara dinlenmesi verilmesi gerekir. Burada amaç, işin yürütülmesi sırasında işçilerin dinlenmeleri ve bu sürede yemek yeme, çay ve/veya sigara içme gibi ihtiyaçların giderilmesidir.
Konuya ilişkin Yargıtay kararlarının, işe ara dinlenmesi
“İş sözleşmesinin işveren tarafından derhal feshine sebep olabilecek durumlar İş Kanunu’nda sayılmıştır. Bunlardan biri de işçinin çalıştığı süreye göre belirlenen bildirim süresini 6 hafta aşan sağlık raporu bulunmasıdır.
İşçinin sağlık raporu nedeniyle işe devamsızlığı kesintisiz şekilde bildirim süresini 6 hafta aşarsa, işveren iş sözleşmesini derhal feshedebilmekte. Bu durumda işçi kıdem tazminatına hak kazanmaktadır.
Kapsamı nedir?
İş Kanunu’nda yer alan diğer bir fesih yöntemi ise süreli fesih. Kanunda iş güvencesinin kapsamında olan işçilerin, iş sözleşmelerinin davranışlarına veya verimliliklerine dayanan bir nedenle süreli feshedilmesi savunma alma şartına bağlanmıştır. Savunma almadan yapılan fesihler geçersiz sayılmaktadır.
Fakat kanun koyucu, işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan bir davranışı nedeniyle iş sözleşmesinin derhal feshinde savunma alma zorunluluğunun bulunmadığını ayrıca belirtmiştir. Uzun süren kesintisiz sağlık raporları da bir derhal fesih sebebi olmakla birlikte ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranış kapsamında değildir.
Bu noktadan hareketle son dönemde Yargıtay’ın bazı daireleri, kesintisiz rapor halinde de işçinin savunmasının alınmasına