Yıllık izin en az kaç gün olur? İşyeri değişikliğinde süreç nasıl işler? İzin tarihini kim belirler? Gelin birlikte inceleyelim...
Çalışanların uzun süre emek verdikleri işyerinden başka bir işyerine geçmeleri halinde işverenler farklı ise yıllık izin süreleri baştan işlemeye başlıyor. Dolayısıyla çalışan ilk dönemlerde daha az izin kullanabiliyor. Çalışanın bir süre çalıştıktan sonra tekrar eski işyerine dönmesi halindeyse yıllık izin hakkının tekrar baştan başlayıp başlamayacağı tartışma konusu oluyor.
Yıllık ücretli izin süreleri İş Kanunu’nda belirlenmiştir. Bu konudaki kanun maddesi nisbi emredici hukuk kuralı şeklindedir. Yani bir alt sınır vardır, fakat bir üst sınır yoktur. Kanunda belirlenen izin sürelerini kullanabilmenin temel koşulu o işyerinde en az bir yıldır çalışıyor olmaktır.
14 günden az olmaz
Bazen işverenler bir yılını doldurmayan çalışanlarına da avans izin kullandırır. Bu tamamen işverenin inisiyatifinde olan bir konu. İş Kanunumuz’a göre; 1 yıldan 5 yıla kadar çalışmış işçiye 14 günden, 5 yıldan fazla 15
Gençler Kovid-19 hastalığını daha hafif atlatabiliyor. Ancak işgücü piyasasında tam tersi bir durum söz konusu. Virüs işgücü piyasasında daha çok gençleri vuruyor. Yalnız işlerini yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda öğrenim ve eğitimlerini aksatıyor
Geçtiğimiz yıl Aralık ayında Çin’in Hubei bölgesinin başkenti olan Vuhan’da ortaya çıkan ve çok kısa bir sürede tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını, esas olarak küresel bir sağlık krizi olarak tanımlanıyor. Ancak salgının etkileri sadece sağlık alanı ile sınırlı kalmadı. Dünyada eşi benzeri görülmemiş sosyo-ekonomik zorlukları da beraberinde getirdi.
Dünyanın neredeyse yüzde 90’ında sosyal izolasyon uygulandı, insanlar sokağa çıkmadı ve çok sayıda işyeri kapandı. Pek çok kişi işsiz kaldı. Şu günlerde ise Kovid-19 salgınının dünyanın pek çok ülkesinde belirli oranda kontrol altına alındığını söylemek mümkün. Buna karşılık, salgının işgücü piyasası üzerindeki etkileri maalesef uzun süre kontrol altına
Koronavirüs salgınına karşı adeta can simidi olan kısa çalışmanın bazı küçük işyerleri tarafından istismar edildiği şikâyetleri geliyor. Buna karşı sert yaptırımlar var, bakın sonuçları ne olur...
Koronavirüse karşı alınan tedbirler çerçevesinde pek çok işveren kısa çalışmadan faydalanıyor. Esnetilen yararlanma koşulları, hızlandırılan yararlanma süreci ile kısa çalışma bu dönemde can simidi rolü üstlendi. Ancak kısa çalışmanın özellikle küçük işyerleri tarafından istismar edildiği, işçilerin tam süreli çalıştırılmasına rağmen kısa çalışma ödeneği almasının sağlandığı ve işverenlerin kısa çalışma ödeneklerini işçilerden talep ettikleri yönünde şikâyetler var. Bu gibi istismarların çok sert yaptırımları var.
Kısa çalışmadan en fazla sayıda kişinin en hızlı şekilde yararlanabilmesi için uygunluk tespitleri beklenmeksizin kısa çalışma ödenekleri ödenmeye başlandı. Ancak uygunluk tespitleri kalkmadı. Yalnızca ertelendi.
Kimden istenecek?
Normalleşme
İşçinin gözaltına alınması veya tutukluluğu iş sözleşmesini askıya alır. Peki sonra ne olur? Kıdem ve ihbar tazminatı yanar mı? Ya suç işyerinde işlendiyse? Birlikte inceleyelim...
Kısa çalışma uygulaması sırasında çalışanlar yıllık izinlerini kullanamazlar. Bununla birlikte yaptıkları iş gereği bayram gibi resmi tatillerde çalışmaları gerekirse ek ücret alırlar.
Daha önce de çalışma hayatımızda olan ancak koronavirüs salgını sonrası yüz binlerce çalışanın tanıştığı kısa çalışma uygulaması ile ilgili yaptığımız bilgilendirmeler okurlarımızdan büyük ilgi gördü. Hem bu konunun daha önce bu kadar kitlesel olmaması, hem de koşulları esnekleştirme amacıyla yeni düzenleme yapılması bu konuya ilgiyi diri tutuyor. Yazı dizimizin son gününde kısa çalışma ödeneğine ilişkin detayları incelemeye devam ediyoruz.
Kısa çalışmada bir işçi haftada en fazla 30 saat çalıştırılabilir. İşveren hem kısa çalışma desteği alıyor, hem de işçiyi tam zamanlı çalıştırıyorsa ücretini eksiksiz ödemek zorunda.
Devletin Kovid-19 pandemisi nedeniyle zora giren işletmeleri, dolayısıyla da ülke ekonomisini desteklemek, istihdamı korumak amacıyla yararlanma koşullarını esnettiği kısa çalışma uygulaması, pek çok çalışan tarafından merak ediliyor. Dün ilk bölümünü yayınlayarak bu konudaki 10 soruyu cevapladığımız yazı dizimize bugün de 10 soruyla devam ediyoruz.
Kovid-19 pandemisi nedeniyle devlet, işçilerin kısa çalışma ödeneği alabilme şartlarını esnetti. Kısa çalışmaya başvuran işverene de işçi çıkarmama şartı getirerek istihdamı korumak adına çok önemli bir adım attı.
Koronavirüs nedeniyle bazı işyerleri kapatıldı, ekonomi küresel olarak yavaşladı, bundan irili ufaklı tüm iş yerleri etkilendi. Devlet, ekonominin çarklarının dönmesi için daha önce zora giren işletmelere verilen kısa çalışma desteğini, tüm işletmelerin kullanımına açtı. Böylece çalışanların ücretlerinin belirli bir kısmı devletçe ödenmeye başladı. Tabii bu ödemenin birtakım şartları var. Bunları ayrıntısıyla açıklayacağız. Ancak en önemli şart, kısa çalışma ödeneğinden yararlanmak üzere başvuran işletmelerin işçi çıkarmaması. Burada devlet, “Bu zor dönemi birlikte dayanışma ile atlatacağız ve bu süreçte istihdamı koruyacağız” iradesini ortaya koymuş oluyor. İşte sık sorulan sorulara yanıtlarla kısa çalışma ödeneği...
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün tahminlerine göre, küresel düzeyde yaklaşık 2 milyar kadar kayıt dışı çalışan var. Hem virüse karşı riskleri daha yüksek hem de alınan virüs önlemleri onları daha da yoksullaştırıyor.Kovid-19 salgınının işgücü piyasası üzerindeki etkilerini daha önceki yazılarımda kaleme almıştım. Salgın nedeniyle küresel düzeyde ne yazık ki hem milyonlarca iş kaybı hem de halihazırda zaten zorlu şartlar altında çalışan kesimlerin daha da dezavantajlı duruma düşmesi gibi riskler söz konusu. Bu anlamda, en fazla risk taşıyan gruplardan biri de kayıt dışı çalışanlar. Kovid-19 salgınında kayıt dışı çalışan ve düşük gelirli kişiler, bir yandan virüse maruz kalma açısından daha büyük risk taşırlarken, diğer taraftan bu grubun kırılganlığı ve karşı karşıya kaldığı yoksulluk da artacak.
2 milyar kişi