Pazartesi günü Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan 2021-2023 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı'nda, önümüzdeki dönemde bir süredir tüm dünyanın uğraştığı Kovid-19 salgını nedeniyle işgücü piyasasında yaşanan zorluklara ve bu anlamda özellikle işsizliğe odaklanılacağı görülüyor. Bu bakımdan, programda yer alan istihdama ilişkin politika ve tedbirler arasında en çok dikkat çekenler; iş ve beceri uyumunun sağlanması, yeni meslek ve becerilerin geliştirilmesi, Kovid-19 salgını sonrasında ortaya çıkan yeni normalde uzaktan ve esnek çalışma modellerinin geliştirilmesi ile işgücü piyasasının esnekleştirilmesi bağlamında özellikle gençler merkezde olmak üzere dezavantajlı grupların teşvik edilmesi ile ilgili olanlar.
İstihdam kalkanı
Yeni Ekonomi Programı'nda görüldüğü üzere, işgücü piyasasına ilişkin yapısal düzenlemeler ile Kovid-19 salgınının etkisi göz önüne alınarak yeni normal işgücü piyasası koşulları altında gençlerin iş tecrübesi
Yargıtay kararına göre, emeklilik nedeniyle işten ayrılan bir çalışanın tekrar aynı işyerinde çalışmaya başlaması halinde, emekli olunan tarihte kıdem tazminatı ödenmişse, kıdem hakkı sıfırlanır. Yani, tazminatını alıp aynı işyerinde çalışan kişi için yeni bir çalışma dönemi başlıyor. Bu kişiye, işyerinden tekrar ayrılırken ödenecek olan tazminat da, emekli olduktan sonraki dönemden hesaplanır.
Günümüzde birçok işçi yaşlılık aylığı almasına rağmen çalışmaya devam ediyor. Yaşlılık aylığı bağlama oranlarındaki düşme, eskiye oranla yaşlanmanın azalması ve çalışılabilir yaşın uzaması bu durumun nedenleri arasında gösterilebilir. Kıdem tazminatına hak kazanabilmenin çeşitli şartları bulunuyor. Bunlardan biri de iş sözleşmesinin 1475 sayılı kanunda belirtilen nedenlerden biri ile sona ermesidir. Bu nedenleri kısaca belirtmek gerekirse işverenin iş sözleşmesini ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan davranışlar dışında bir nedenle sona erdirmesi veya işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle sona erdirmesidir.
İstifa olarak bilinen, işçinin haklı
2012’den beri uygulanan genel sağlık sigortası, sağlık hizmetlerinin kapsamını nüfusun tamamına yaygınlaştırdı. İşsiz kalanların sağlık sigortasını gelin birlikte inceleyelim...
Genel sağlık sigortası hayata geçtikten sonra Türkiye’de ikamet eden herkes genel sağlık sigortalısı olmuştu. 2012 yılından bu yana uygulanan genel sağlık sigortası, sağlık hizmetlerinin kapsamını nüfusun tamamına yaygınlaştırdı.
Çalışanların genel sağlık sigortası primleri işverenleri tarafından ödeniyor. Emekliler ve SGK’dan malullük, dul ve yetim aylığı alanlar ise prim ödemeden sağlık hizmetlerinden faydalanıyor. Bunun dışında işten ayrılanlar ve eşleri üzerinden sağlık hizmeti alan kişiler de eşlerinin ölümü sonrası bir müddet sağlıktan ücretsiz yararlanma hakkına sahipler.
Gelir testi değişti
Genel sağlık sigortasının hayata geçmesi ile birlikte gelir testi ile tanışmıştık. Gelir testi ilk etapta genel sağlık sigortasına ödenmesi gereken prim miktarını da belirlemek için kullanılıyordu.
Yapılan değişiklik sonrası genel sağlık sigortası primi sabitlenince gelir testi yalnızca primin kim tarafından
G20 Çalışma ve İstihdam Bakanları Toplantısı’nda, başta kadınlar ve gençler olmak üzere herkes için insana yakışır işleri destekleyen istihdam odaklı bir toparlanma planı hazırlandı. G20’nin planı, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından da memnuniyetle karşılandı
G20, küresel düzeyde ekonomi açısından en büyük 20 ülkeyi temsil ediyor. 2019 yılı verileri itibarıyla dünyanın 17. büyük ekonomisi Türkiye. 10 Eylül’de video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk’un da katıldığı G20 Çalışma ve İstihdam Bakanları Toplantısı’nda Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında çalışma hayatına ilişkin yürütülen çalışmalar ele alındı. Bununla birlikte, toplantı, Kovid-19 sonrasında başta kadınlar ve gençler olmak üzere herkes için insana yakışır işleri destekleyen istihdam odaklı bir toparlanma planı ile sonuçlandırıldı. Planın, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)
İşverenin ödemesi gereken kıdem, yıllık izin veya ihbar tazminatına karşılık, daha az bir ödemeyle bütün borçlarını sildirebilecek konumda bulunması iş sözleşmesine bağlı ibraları düzenleme ihtiyacı doğurmuştur. Ayrıntılara bakalım...
İş sözleşmesinde işçinin işveren karşısında pazarlık gücünün daha zayıf olması, işçinin işverene ekonomik, hukuki ve kişisel olarak bağımlı olması, iş sözleşmesi sona erdikten sonra da işverenin baskı altında ibraname imzalatabilme ihtimalini doğurmaktadır.
İbranameler tarafların sözleşme nedeniyle birbirlerine borç ve alacaklarının kalmadığını göstermek üzere hazırladıkları belgelerdir. İşverenin ödemesi gereken kıdem, yıllık izin veya duruma göre ihbar tazminatına karşılık, daha az bir ödemeyle diğer bütün borçlarını sildirebilecek konumda bulunması ya da işçinin işe iade davası açmasını bu yolla engelleyebilmesi iş sözleşmesine bağlı ibraları ayrıca düzenleme ihtiyacı doğurmuştur. İşverenle yapılan ibranamelere özel şartlar getirilmiştir.
İş sırasında olmaz
Yargıtay’a göre; “İş
Öğrencilik statüsünün kaybı sağlık hakkı açısından önemli. Ancak yeni mezunların iki yıl endişe etmelerine gerek yok. İşte ayrıntılar...
Bu yıl üniversitelerde pandemi nedeniyle coşkulu mezuniyet törenleri yapılamadı. Ancak yine de pek çok genç diplomasını alarak iş arayışlarına başladı. Üniversitelerin yüksek lisans doktora mülakat sonuçları da açıklandıktan sonra “öğrenci” statüsünü kaybedecek kişiler netleşmiş olacak. Öğrencilik statüsünün kaybı sağlık hakkından yararlanmak açısından önemli. Ancak yeni mezunların sağlık hakkı açısından iki yıl süreyle endişe etmelerine gerek yok.
Yeni mezun gençlerimiz için genel sağlık sigortasından (GSS) yararlanma açısından 10 Şubat 2016’da yapılan değişiklikle 2 yıl boyunca prim muafiyeti getirildi. Dolayısıyla, mezunlar iş bulana kadar sağlık sigortasından yararlanabilecek. Genel sağlık sigortasından 2 yıl süresince muaf olmak, gençlerin geleceğe ilişkin planlarını yapmaları açısından son derece önemli. Bu sayede kendilerine
Taşeron işçilerin hangi işkolunda yer aldıkları sendikal haklarını ve toplu iş sözleşmelerini de etkilemekte. Bu konudaki sorularımızı TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri ve YOL-İŞ Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar yanıtladı6356 sayılı Kanunun 17. maddesine göre; işçiler hangi işkolunda çalışıyorlarsa, o işkolunda kurulu bulunan bir sendikaya üye olabilmekte. 6356 sayılı Kanun işkolu sendikacılığını esas almakta, işçilerin de ancak fiilen çalıştıkları işyerinin girdiği işkolunda kurulu bulunan bir sendikaya üye olmalarına imkan tanımaktadır.
696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, kamu kurumlarında alt işveren şirketler yanında çalışmakta olan işçilerin, kamu kurumlarının sürekli/geçici işçi kadrosuna geçişinde, ilgili işçilerin sendika üyeliklerini koruyabilmeleri için alt işveren nezdinde çalıştıkları işyerlerinin girdikleri işkolu ile aynı işkolunda kurulu bulunan bir işyerine geçiş yapmalarını öngörmüştür.
Mağduriyet oldu mu?
6356 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 7. madde geçişi yapılan işçilerin, ilgili
Staj yapan gençlerin iş bulma ihtimali yükseliyor. Ancak Kovid-19 salgını staj olanaklarını kısıtladı. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi, staj yapmak isteyen öğrencilere ‘yetenek kapısını’ araladı.
Bu yıl başvurular sona erse de önümüzdeki yıllarda proje genişletilecek. Salgının ne kadar süreceğini bilmediğimizden bu proje pek çok öğrenciye önemli fırsat sağlayacak. İşte ayrıntıları...