İşverenleri yakından ilgilendiren birçok düzenlemenin bulunduğu Torba Kanun Resmi Gazete’de yayımlandı. Bağ-Kur’lular için yapılandırma ve dondurma hakkı da hayata geçti. Bu düzenleme neler getiriyor ve kimler kapsamda gelin birlikte inceleyelim...
Torba Kanun Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunda işverenleri ilgilendiren pek çok düzenleme var. Diğer yandan Bağ-Kur’lular için de yapılandırma ile birlikte dondurma hakkı hayata geçti. Bu çerçevede BağKur’lular özellikle koronavirüs sürecinde primini ödeyemedikleri dönemleri dondurarak borçlarını sildirebilecekler.
EMEKLİLİĞE ETKİSİ NE?
Dondurma düzenlemesi BağKur’lulara ileride tekrar ihya edebilmek kaydıyla, 31 Ekim 2020 itibarıyla borçları bulunmaları halinde, borçlu oldukları dönemlere ilişkin Bağ-Kur’luluklarını dondurma hakkı getiriyor.
Dondurma hakkının kullanan BağKur’luların bu döneme ilişkin borçları silinecek.
Dolayısıyla bu durumdaki kişiler Bağ-Kur prim borçlarını ödeyemedikleri sürelere ilişkin
Kamu alacaklarının yapılandırılmasını içeren kanun Resmi Gazete’de yayımlandı. Kanun istihdam teşviklerini de içeriyor. Mevcut teşviklerin süresi uzatılırken yeni prim teşviklerine yer veren kanun, kısa çalışma uygulamasının 30 Haziran’a kadar devamının önünü açıyorSosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçlarının yapılandırılması ile istihdam teşviklerine ilişkin düzenlemeleri içeren 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulunda kabul edilmişti. Dün itibarıyla da Resmî Gazetede yayımlandı. SGK prim borçlarının yapılandırılmasını geçen haftaki yazımda kaleme almıştım. Bugünkü yazımda kabul edilen kanun metnindeki haliyle istihdam teşvikleri konusunda sizlere bilgi vermeye çalışacağım.
7256 sayılı Kanun, esas olarak Kovid-19 salgınının istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasını ve normalleşme sürecinde ekonomik aktivitenin istihdamla desteklenmesini amaçlıyor. Bu kapsamda, halihazırda uygulanan istihdam teşviklerinin
İşçinin ücretinin eksik ödenmesi veya hiç ödenmemesi halinde, iş sözleşmesini haklı nedenle feshederek işten ayrılma ve koşulları varsa kıdem tazminatını alma hakkı var. Birlikte inceleyelim...
İşverenin, işçisine karşı temel borcu, ücretini tam olarak zamanında ödemektir. İşçilerin çoğunlukla yaşamları için tek geçim kaynağı olan ücretlerinden yoksun kalmaları, yaşamlarını sürdürmelerini imkansız kılar.
Bu gerçeği gören kanunkoyucu, işçilerin ücretlerini korumaya yönelik bir dizi önlem almıştır. Önlemlerin yetersiz kalması, işçinin ücretinin yine de eksik ödenmesi veya hiç ödenmemesi halinde, son olarak iş sözleşmesini haklı nedenle feshederek işten ayrılma ve koşulları varsa kıdem tazminatını alma hakkı bulunmaktadır.
Ücret ödemelerinde farklı dönemler belirlenebilir. Kanuna göre ücret en erken haftada bir, en geç ise ayda bir ödenebilir. Dolayısıyla, işveren çalışanın ücretinin iki ayda bir ödeneceğine ilişkin bir düzenleme yapamaz. Ücretin ayda bir
Prim borçları, idari para cezaları, damga vergisi, özel işlem vergisi ve bunlara bağlı gecikme cezalarını yapılandırmayı öngören kanunun 10 maddesi Meclis’te görüşüldü ve kabul edildi . Peki yapılandırma tam olarak bu yükümlülüklerin ne kadarını kapsıyor?Torba kanunun ilk 10 maddesi Meclis’te kabul edildi. Kabul edilen maddeler içerisinde sosyal güvenlik prim alacaklarının yapılandırılması da var. Yapılandırma kapsamında hem işverenlerin hem de kişilerin borçları bulunuyor. Dolayısıyla yapılandırma işveren ve vatandaşın prim borçlarının ödenmesini kolaylaştıracak. Yapılandırmadan faydalanmak isteyenlerin bugünlerde planlama yapmaları gerekiyor. Başvuru tarihleri ve ödemeler için planlama yapılması koronavirüs sürecinde yapılandırmadan kolay yararlanmak için çok önemli.
Yapılandırma kapsamında 2020 yılı Ağustos ayı ve öncesi dönemlere ait sigorta primi, genel sağlık sigortası primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, idari para cezaları, iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda doğan rücu
Uzaktan çalışma dünyada daha önce eşi benzeri görülmemiş şekilde çalışma hayatının merkezine oturdu. Türkiye’de de uzaktan çalışmaya ilişkin ikincil mevzuat hazırlıkları merakla bekleniyor
Mart ayı itibarıyla tüm dünyayı olduğu gibi, Türkiye işgücü piyasasını da derinden etkileyen Kovid-19 salgını nedeniyle bugüne kadar görülmemiş bir çalışma düzenine girildiği kuşku götürmez bir gerçek.
2020 yılının hemen başında küresel salgın yüzünden dünya durma noktasına geldi ve tabii ki çalışma hayatı da bu durumdan ciddi anlamda nasibini aldı.
Salgının başlangıcında günlük hayatın durma noktasına gelmesiyle fiziksel mesafenin korunabilmesi ve virüsün yayılmasının önlenebilmesi için işyerlerinin kapanması, uzaktan çalışmanın daha önce eşi benzeri görülmemiş bir şekilde çalışma hayatının merkezine oturmasına yol açtı.
Ne anlama geliyor?
Şu sıralar, pek çoğumuzun yakından takip ettiği üzere tüm dünya ikinci bir dalga nedeniyle endişe içinde. Uzmanlar,
İş ilişkisinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet oluşturacak davranışlarda bulunması doğrudan yasak, hatta derhal fesih sebebi... İşçi, bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz, üretim ve iş sırları gibi bilgileri başkalarına açıklayamaz
Rekabet ticari hayatta sıklıkla karşımıza çıkan bir kavramdır. İşçi ve işveren ilişkilerinde ise iş sözleşmesinin özel niteliği gereği ayrıca düzenlenmiştir. İş ilişkisinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet oluşturacak davranışlarda bulunması doğrudan yasaklanmışken, iş ilişkisinin sona ermesinden sonraki rekabet yasaklanmamış, belirli şartların varlığı halinde tarafların anlaşmalarına bırakılmıştır. Bu yönde bir anlaşma olmadığı sürece iş ilişkisinin sona ermesinden sonra işçinin işverenle rekabet oluşturacak davranışlara girmesi serbesttir.
Sadakat borcu
Sadakat borcu işçinin iş sözleşmesinden doğan borçlarının başında gelmektedir. İşçi temel olarak sözleşme konusu işi yapmakla yükümlü olup, bu işi yaparken sadakat borcuna uygun davranmalıdır. Sadakat
Bugünkü yazımda, her zamanki yazılarımdan farklı olarak, bir ilimizi hem de kendi memleketim olan Urfa’yı konu edeceğim.
Gazetemizin Anadolu Kaplanları 2020 başlıklı yazı dizisinde Anadolu’da hem yatırım ve istihdam yaratan işletmelerimiz bulundukları şehirler itibariyle tanıtılıyor, hem de bu işletmelerimizin bulunduğu illerimize gazetemizde yer veriyoruz.
Bugün de Urfa’yı sizler için anlatacağız, yazacağız.
Benim için Urfa’nın önemi büyük. Urfa’da sürekli olarak yaşamasam da en az 50 yıldır orada yaşayan birisi kadar şehrime sahip çıkarım. Urfa denilince aklıma çocuk yaşta, iftar topunu damda beklerkenki halim gelir. Rahmetli Sıdıka Nenem’in neşeli tavırlarıyla hatırladığım Su Meydanı semtindeki taş yapı evimizdeki günlerimiz aklıma gelir.
Medeniyet şehri
Urfa bir medeniyet şehridir. Kültürle, müzikle yoğrulmuştur. Çok farklı kültürel yapılar birlikte ülke - millet sevdasıyla yaşarlar. Milli mücadelemizin ‘Şanlı’ şehridir.
Kurtuluş Savaşı sırasında Mondros Mütarekesi hükümlerine aykırı bir şekilde önce İngiliz
İşletmeler için Kovid salgını tedbiri olarak getirilen kısa çalışma desteği ve işten çıkarma yasağı uygulaması uzatıldı. Bu da Meclis’te görüşülen teklifteki teşvik süresini uzatıyor. Teklif yasalaşırsa işverenler 17 Ocak 2021’e kadar ilave istihdam desteği alabilecek.
Resmi Gazetede dün yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla birlikte kısa çalışma ve fesih yasağının süresi uzatıldı. Kısa çalışmadaki işyerlerinde kısa çalışma uygulaması 30 Aralık 2020 tarihine kadar devam edebilecek. Fesih yasağı ise 17 Ocak 2021 tarihine kadar uzatıldı. Bu tarihe kadar işverenlerin kapsamdaki fesih nedenleri ile işçi çıkartmaları yasak. Fesih yasağı ile birlikte nakdi ücret desteği ödemesinin de süresi uzatılmış oldu. Fesih yasağının süresinin uzaması Mecliste görüşülen torba kanundaki teşviklerin de süresini uzatmış oldu. Önümüzdeki günlerde normalleşme teşvikinin de süresinin uzatılması söz konusu olabilir.
Yıl sonuna kadar
Koronavirüsün çalışma hayatındaki etkilerinin önlenmesi amacıyla kolaylaştırılmış şartlarla