Birkaç yıl önce 100. yılını kutlayan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) en üst düzey karar organı olarak tanımlanan Uluslararası Çalışma Konferansı, 27 Mayıs - 11 Haziran tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre kentinde toplanmış durumda. Konferans kapsamında her yıl haziran ayında ILO üyesi 187 ülkenin üçlü heyetleri bir araya geliyor. Her ülkenin işçi, işveren ve devlet temsilcileri ile katıldığı Konferansın bu yıl 110’uncusu düzenleniyor.
Dünya Emek Parlamentosu
“Dünya Emek Parlamentosu” olarak da bilinen Uluslararası Çalışma Konferansı, işçi - işveren ve devletin yer aldığı, yani çalışma hayatının tüm aktörleri ile temsil edildiği, çalışma yaşamına özgü en büyük uluslararası toplantı.
Uluslararası Çalışma Konferansı, genel kurul ve teknik komitelerden oluşuyor. Konferansın ilk gününde, Arjantin Çalışma, İstihdam ve Sosyal Güvenlik Bakanı Claudio Moroni, Konferans Başkanı seçildi. Başkan Yardımcıları ise Katar’dan Ali Samikh Al-Marri
Kamuda 5.3 milyon kişiyi ilgilendiren 3600 ek gösterge çözüme kavuştu. İşte maaş, emekli aylığı ve ikramiyelerinin tespit edilmesinde kullanılan 3600 ek göstergedeki düzenleme neler getiriyor, inceleyelim...
3600 ek gösterge konusunda bugüne kadar çok yorum yapıldı, yazıldı, çizildi... Bugün itibariyle konu çözüme kavuşmuş görünüyor.
Peki nedir bu 3600 ek gösterge ve kimleri ilgilendiriyor? Ek gösterge en basit açıklamasıyla, kamuda memur statüsünde bulunanların maaş, emekli aylığı ve ikramiyelerinin tespit edilmesinde kullanılan bir hesaplama sistemi. Ek gösterge memurların unvan, hizmet yılı ve hizmet derecelerine göre farklılaşıyor. Ek gösterge rakamı arttıkça memurların kazanımları da artıyor. Kamu çalışanları için, kadro unvanı, kadro derecesi, hizmet sınıfı gibi göstergeler memurun ek göstergesini belirliyor. Ek gösterge ise sonuç olarak, halen çalışanların aylığını minimum düzeyde etkilemekle beraber, asıl olarak emekli aylıklarının ve emekli ikramiyesinin belirlenmesinde asıl
Haftada 45 saatin üzerinde çalışan bir işçi ‘fazla çalışma’ yapmış oluyor. Üst düzey yöneticilerin fazla çalışması durumu dahil konuyu inceleyelim...
İşçilere yaptıkları fazla çalışmalara karşılık fazla çalışma ücreti ödenmek zorunda. Peki bütün işçilere fazla çalışma ücreti ödenmek zorunda mıdır? Bu sorunun cevabı iş sözleşmelerine konulan fazla çalışma ücretinin dahil olduğuna ilişkin kayıtlarla, bazı işçi grupların çalışma süresini belirleme konusunda geniş takdir hakkı tanınmasıyla tartışma konusu olmuştur. Yargıtay ayrıksı olarak değerlendirilebilecek durumlara özel çözümler üretme yoluna gitmiştir.
İş Kanunu, fazla çalışmayı haftada 45 saat üzerinde yapılan çalışmalar olarak tanımlıyor. Birçok işyerinde çalışanın 45 saati aşıp aşmadığı haftalık olarak değerlendiriliyor. İşyerinde denkleştirme uygulanıyorsa haftalar arasında ortalama alınıyor, ortalamanın 45 saati aşması halinde fazla çalışma ücreti ödeme zorunluluğu doğuyor.
Yargıtay ne
En az 10 yıl memur olarak çalışmış, görevinden kendi isteği ile ayrılmış ve başka işte çalışmayan memurlar isteğe bağlı iştirakçi olarak prim ödeyebilir ve emekli olabilir.
1 Ekim 2008 sonrası sosyal güvenlik sisteminde çok önemli değişiklikler yaşandı. Bunlardan biri de isteğe bağlı sigortalılık konusundaydı. Buna göre bu tarihten önce kişi ister SSK’lı, ister, Bağ-Kur’lu, ister Emekli Sandığı’na tabi olarak isteğe bağlı sigortalı olabiliyordu. Fakat sosyal güvenlik reformu sonrası isteğe bağlı sigortalılar 4/b’li yani Bağ-Kur’lu olarak değerlendiriliyor.
İsteğe bağlı sigortalıların Bağ-Kur’lu olarak değerlendirilmesi, emeklilik koşullarının daha zor olması nedeniyle, isteğe bağlı sigortalılık yaptıranların sayısının azalmasına neden oldu. Cebinden prim ödeyerek sigortalı olan kişilerin emeklilik için 9.000 gün prim ödemesi zorunluluğu ve emekli olacakları zaman bağlanacak aylığın görece sigortalı (SSK) ve memurlara göre düşük olması bu azalmanın temel nedeni.
İsteğe bağlı ödeme
İsteğe bağlı sigortalılık konusunda önemli bir istisna,
Hastalık durumunda çalışanların işe gitmesi zorlaşıyor. Pandemiden de hatırlanacağı üzere bazı hastalıkların iyileşme süreci uzun sürebiliyor. Bulaşıcı hastalıklarda çalışanın çalışma arkadaşlarını riske sokmaması da önemli. İyileşme süreci için evde istirahat gerekiyor. Bu durumda hastalanan çalışanın devamsızlığının nedenini kanıtlaması gerekiyor. Bunun da yolu, sağlık raporu almak. Çalışanın, raporu işverenine verememesi halinde, devamsızlık mazeretsiz olarak kabul ediliyor. Zaman zaman işverenler tarafından dile getirilen sıkıntılardan biri de çalışanların sık sık rapor alması. Bu durum, çalışma düzeni açısından sorunlara yol açabiliyor. Ancak raporlu olduğu dönemde çalışanın işyerinde çalışmaya devam etmesi de idari para cezasına konu olan bir durum.
Rapor parası nedir?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından hastalık sigortası kapsamında sigortalılara raporlu olduğu günler için geçici iş göremezlik ödeneği ödeniyor. Hastalanan ve bunu istirahat raporu ile belgeleyen sigortalılara istirahatlı oldukları günler
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın (MESS) işbirliği ile hazırlanan, Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi’nin (BÜYEM) akademik katkı sunduğu Eğitim ve İstihdam Programı’nın tanıtımı geçen hafta gerçekleştirildi.
Programın amacı üniversitelerin fen, teknoloji, mühendislik ve matematik bölümlerinden mezun olmuş ya da üniversite son sınıfta olan ve mezun olacak gençlere, bilişim ve yazılım konularında Türkiye ve dünyadan önde gelen kurumlarla yapılan iş birlikleri ve MEXT uzmanlığı ile ücretsiz eğitim programı sunmak, mezun olan gençlere, MESS üyelerinde ve Türkiye’nin önde gelen şirketlerinde uzun dönemli staj ve çalışma imkânı sunmak.
Yeni çağın yetkinliği
MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol toplantıda yaptığı konuşmada gençlere daha kariyerlerinin en başında yeni çağın yetkinliklerini kazandırmayı, onların gelişimine katkı sağlamayı, iş gücümüzü, ekonomimizin dinamosu olan sanayimizin ihtiyacı olan
Engelli bireylerin istihdam vasıtasıyla sosyal entegrasyonlarını sağlamak şart. Engelliler diğer sigortalılardan farklı olarak yaş şartına tabi olmaksızın emekli olabilir. Engellilerin emekliliğinde kritik nokta engellilik oranlarıdır. Buna göre emeklilik koşulları farklılık gösterir. Ayrıca engellilik oranının tespiti için alınan raporun alındığı tarihin bir önemi yoktur. Önemli olan engellinin ilk kez sigortalı olduğu tarihtir.
İşverene bağlı çalışanlar
Engellilerden bir işverene bağlı olarak çalışanlar, yani 4/a’lılar, engellilik oranı ve ilk kez sigortalı oldukları tarihe göre emeklilikte farklı koşullara tabidir. İlk kez 1 Ekim 2008 ve sonrasında sigortalı olan engelliler, SGK sevki ve sağlık raporları uyarınca çalışma gücündeki kayıp oranına göre emekli olurlar. Buna göre; sağlık kurulu raporuna göre çalışma gücü kaybı; % 50 ila %59 arasında olan sigortalılar 16 yıllık sigortalılık süresi ve en az 3.700 gün,% 40 ila %49 arasında olanlar ise 18 yıllık sigortalılık süresi ve en az 4.100 gün şartlarını yerine getirdiklerinde emekli olabilir.
1 Ekim 2008-1 Ocak
Bugün gelişmiş dünyanın en önemli sorunlarından biri çocuk işçiliği. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, küresel düzeyde çocuk işçiliğinden etkilenen yaklaşık 160 milyon çocuk var. Ne yazık ki, Kovid-19 salgını, bu durumu daha da kötüleştirdi ve çok daha fazla sayıda çocuğun risk altına girmesine neden oldu.
Çocuk işçiliği, çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından zararlı işler olarak tanımlanabilir. Çocuk işçiliği esas olarak çocuklar için zihinsel, fiziksel, toplumsal ya da ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı işler, okula düzenli devam etmelerini ve eğitimlerini engelleyerek okullarından erken ayrılmalarına yol açacak işleri ve çocukları okullarıyla aşırı uzun süren ve ağır işleri beraber yürütmek zorunda bırakan işleri kapsıyor.
ILO’nun çağrısı...
ILO’nun, asırlık tarihi boyunca mücadele alanlarından biri de çocuk