Bugün gelişmiş dünyanın en önemli sorunlarından biri çocuk işçiliği. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, küresel düzeyde çocuk işçiliğinden etkilenen yaklaşık 160 milyon çocuk var. Ne yazık ki, Kovid-19 salgını, bu durumu daha da kötüleştirdi ve çok daha fazla sayıda çocuğun risk altına girmesine neden oldu.
Çocuk işçiliği, çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından zararlı işler olarak tanımlanabilir. Çocuk işçiliği esas olarak çocuklar için zihinsel, fiziksel, toplumsal ya da ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı işler, okula düzenli devam etmelerini ve eğitimlerini engelleyerek okullarından erken ayrılmalarına yol açacak işleri ve çocukları okullarıyla aşırı uzun süren ve ağır işleri beraber yürütmek zorunda bırakan işleri kapsıyor.
ILO’nun çağrısı...
ILO’nun, asırlık tarihi boyunca mücadele alanlarından biri de çocuk işçiliğine son vermek. Öyle ki, ILO’nun kabul ettiği ilk sözleşmelerden biri, 1919 tarihli ve 5 sayılı Asgari Yaş (Sanayi) Sözleşmesi. Bununla birlikte, ILO’nun sekiz temel sözleşmesinden ikisi olan 1973 tarihli ve 138 sayılı Asgari Yaş Sözleşmesi ile 1999 tarihli ve 182 sayılı Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimleri Sözleşmesi de çocuk işçiliği ile mücadeleyi hedefliyor. ILO, tüm dünyada çocuk işçiliğine son verilmesine yönelik yasama ve uygulama eylemlerini teşvik etmek amacıyla 2021 yılını “Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Yılı” olarak belirlemişti.
Bu yıl da 15-20 Mayıs tarihleri arasında Çocuk İşçiliğinin Ortadan Kaldırılması 5.Küresel Konferansı Güney Afrika’da düzenlenecek. Çocuk işçiliğine ilişkin güncel durum, bir önceki konferanstan bu yana kaydedilen gelişmeler ve iyi uygulama örneklerinin ele alınacağı Konferansa hükümetler, sendikalar, özel sektör, yerel ve bölgesel kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ve akademik dünya temsilcilerinin yanında gençler ve çocuklardan oluşan yaklaşık dört bin kişinin katılması bekleniyor. Konferans öncesinde ILO Türkiye Direktörü Sayın Numan Özcan’ın çağrısına kulak vererek ben de dahil çok sayıda kişi #ÇocuklarİçinBendeVarım diyerek çocuk işçiliğine karşı elini kaldırdı.
Çocuk işçiliği ile mücadele, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında da yer alıyor. Buna göre, üye devletlerin, zorla çalıştırma, çağdaş kölelik ve insan kaçakçılığına son vermek, çocukların asker olarak kullanılması dahil olmak üzere, çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin yasaklanması ve ortadan kaldırılmasını sağlamak ve 2025 yılına kadar her türlü çocuk işçiliğine son vermek için etkili acil önlemler almaları gerekiyor.
100 milyon çocuk kurtuldu
ILO verilerine göre, son 20 yılda yaklaşık 100 milyon çocuk, çocuk işçiliğinden kurtarıldı. Bu bakımdan, 2000 yılında 246 milyon olan çocuk işçi sayısı 2016 yılında 64 milyonu kız ve 88 milyonu erkek olmak üzere 152 milyona geriledi. Ancak küresel salgınla birlikte bu sayı artışa geçti. ILO tahminleri, küresel düzeyde halihazırda 160 milyon çocuk işçi bulunduğu yönünde.
ILO verilerine göre, 5-17 yaş grubundan çalışan çocuk sayısının en yüksek olduğu bölge Afrika. Yani, çocuk işçiliğinin yaklaşık yarısı Afrika’da yaşanıyor. Afrika’yı Asya ve Pasifik, Amerika kıtası, Avrupa ve Orta Asya ve Arap Devletleri izliyor. Dahası, 5-14 yaş grubundan olup çalışan çocukların yaklaşık üçte biri eğitim sisteminin dışında.
ILO verileri, çocuk işçilerin yüzde 70’i tarımda, esas olarak geçimlik ve ticari tarım ile hayvancılıkta çalıştıklarını ve 5-14 yaş grubunda çalışan çocukların yüzde 38’inin tehlikeli işlerde istihdam edildiğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte, ILO’ya göre 15-17 yaşlarında olan çocukların neredeyse üçte ikisi haftada 43 saatten fazla çalışıyor.
Kovid-19 yoksulluk getirdi
Çocuk işçiliği ile mücadele edilmesi toplumsal açıdan çok önemli. Çünkü, çocuk işçiliği, çocukların geleceklerini yok ediyor, aileleri yoksulluğa mahkûm ediyor. Ancak ne yazık ki, Kovid-19 krizi zaten kırılgan olan nüfuslara ilave yoksulluk yükü getirmiş durumda. Bu durum, çocuk işçiliğiyle mücadelede kaydedilen ilerlemeyi geriye döndürebilecek nitelikte. Okulların kapanması durumu daha da kötüleştirdi ve milyonlarca çocuk aile gelirine katkıda bulunmak için çalışıyor.