30 Ağustos Zafer Bayramı ile Kurban Bayramı aynı tarihlere rastlayınca 10 günlük izin süresi söz konusu oldu. Bu uzun tatil için vatandaşlar programlarını yaptılar. Birçok vatandaş bayramda şehir dışında olacak, tatil yapacak, bir bölüm insanımız da aile ziyaretleri ve dinlenmeyle iki bayramı geçirecek, iş ortamından uzaklaşmış olacaklar. Ancak herkes bu kadar şanslı değil, bir kısım insanımız ise bayram günlerinde bile çalışacak.
Bayramlarda yapılan çalışmalar için İş Kanunu önemli düzenlemeler getirmiştir. Bayram günlerinde çalışanlara arife günü ve bayramdaki çalışmalarının ücreti zamlı olarak ödenecektir. Ayrıca işveren, “Bayram sonrasında izin kullanabilirsin” dese bile, bayramda yapılan çalışma zamlı olacaktır. Yani, sonradan verilecek izin herhangi bir anlam ifade etmemektedir. Bayramda çalışana ücreti zamlı ödenir, işveren isterse daha sonra o çalışmanın karşılığı olarak ayrıca izin verebilir. Bu işverenin yetkisinde olan bir şeydir.
İki kat zamlı ödenir
Fazla çalışma, Türkiye işgücü piyasasında sıkça başvurulan bir durum. OECD verilerine göre; OECD ülkeleri içinde haftalık olarak 50 saat ve üzerinde, yani çok uzun saatler çalışanların oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye.
OECD verilerine göre, 2016 yılı itibarıyla Türkiye’de haftalık 50 saat ve üzerinde çalışanların oranı yaklaşık yüzde 39. Söz konusu gösterge itibarıyla OECD ortalaması ise yüzde 13.
Fazla mesailer gerek iş hukuku, gerekse sosyal güvenlik mevzuatı açısından son derece önemli bir konu. Bu açıdan, 25 Ağustos 2017 tarihinde yayınlanan Resmi Gazete’de fazla çalışmalar ile ilgili önemli bir değişikliğe gidildi.
İş Kanunu’na İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik ile işyerinde fazla mesai yaptırmak isteyen işverenin çalışanlarından artık her yıl onay alması gerekmiyor. Yeni düzenleme ile iş sözleşmesinin yapıldığı sırada veya fazla çalışma ihtiyacının ortaya çıktığı anda alınan onayla işçilere fazla çalışma yaptırılması sağlanmış oldu.
2 sınırlama var
İş Kanunumuz gereğince, ülkemizde haftalık çalışma süresi 45 saattir. Bunun üzerindeki çalışmalar da fazla çalışma ya da fazla mesai olarak değerlendirilir. Ancak burada bazı
Sevgili ağabeyimi, hocam Prof. Dr. Şükrü Kızılot’u kaybettik.
Yaklaşık üç yıl önce beyin kanaması geçirdiği o talihsiz günden bu yana başta eşi olmak üzere, çocukları ve sevenleri hocamızın tekrar sağlıklı günlerine kavuşması için elinden geleni yapmış, yalnız bırakmamıştı. Ne var ki hocamız şimdi bizi yalnız bıraktı. Mekânı cennet olsun.
Şükrü Hocamı ilk olarak yeni asistan olduğum dönemde tanıdım. Fakülte koridorlarında karşılaştığımızda hocaya hayranlıkla bakar, onunla konuşabilmek için fırsat kollardım. Genç akademisyenler için hem akademik bilgisi hem de medyadaki başarısı sebebiyle imrenilecek bir hoca profiliydi.
Meslek hayatımın dönüm noktası, Şükrü Hocamın benimle çalışmak istediğini söylemesiydi. Onur duymuştum. Kısa zamanda birlikte birçok esere imza attık. Konferanslara birlikte gittik.
Hocamın en önemli özelliği akademik bilgilerini her vatandaşın anlayacağı şekilde topluma aktarmasıydı. Gazetedeki köşesi en çok okunan köşelerden biriydi. Vergi, sosyal güvenlik gibi gerçekten zor ve karmaşık konuları, yalın ifadeleriyle çok basit bir şekilde halka aktarması en büyük ustalığıydı.
Hocamız çalışan herkese destek olurdu. Hem akademik camiada hem de medyada inandığı herkese
İş Kanunu’na göre haftalık çalışma süresi 45 saattir. Kural olarak haftalık 45 saatin üzerindeki çalışmalar fazla mesai olarak değerlendirilir. Diğer yandan, bu uygulamanın bazı istisnaları söz konusudur. Örneğin, denkleştirme süresi uygulanan bir iş yerinde denkleştirme süresi boyunca bazı haftalarda 45 saati aşan çalışmalar fazla mesai olarak değerlendirilmez. Ancak denkleştirme süresi içerisinde haftalık 45 saatin üzerindeki çalışmaların olduğu haftalardan sonraki haftalarda işçi 45 saatten az çalıştırılarak süre denkleştirilir.
Mesai nasıl hesaplanır?
İşçiler fazla mesai yapıp yapmadıklarını haftalık toplam çalışma sürelerini hesaplayarak bulabilirler. İşveren çalışma süresini haftanın çalışılan günlerine farklı şekilde bölebilir. Yani, iş yerinde 5 gün çalışılıyorsa günde 9 saat, 6 gün çalışılıyorsa 7.5 saat çalışılabilir. Çalışılan günlerdeki sürelerin eşit olması gerekmez. Yani, işveren daha önce işçiden onay aldıysa pazartesi günü 9 saat, salı günü 7 saat, çarşamba günü 10 saat işçiyi çalıştırabilir. Buradaki tek sınır, günlük çalışma süresinin 11 saati geçmemesidir. Haftanın günleri içerisindeki çalışma süreleri toplandığında eğer 45 saatin üzerindeyse, fazla mesai yapılmış
Artık turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde kadın çalışan 7.5 saat üzerinde gece çalışması yapabilecek. Bu düzenleme ile kadın istihdamının artırılması amaçlanıyor...
Anayasamız’ın “Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz” hükmü kadınların çalışma koşullarının özel olarak düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır.
Kadınların başta analık durumları olmak üzere erkeklere göre farklı biyolojik özellikleri nedeniyle, çalışma mevzuatında birçok farklı düzenleme getirilmiştir. Bu düzenlemelerin çoğu iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin sınırlayıcı kurallardır. Örneğin kadın işçilerin yer altında veya su altında yapılan işlerde çalıştırılmaları yasaktır.
Kadınlara yönelik getirilen özel düzenlemelerden bir diğeri ise kadınların gece vardiyasında çalıştırılmalarına ilişkindir. Eskiden beri tartışma konusu olan kadın işçilerin gece vardiyalarında çalıştırılıp çalıştırılmayacağı konusu daha önce bu yönde getirilen yasak hükmünün iptal edilmesiyle son bulmuş durumda.
Fakat bu durum kadınların gece vardiyalarında ne şekilde çalıştırılacaklarına ilişkin sorunları ortadan kaldırmadı. İş Kanunu’nun 73. maddesi; 18 yaşını doldurmuş kadın işçilerin gece
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayımlanan güncel bir rapor, toplumsal cinsiyet açığını azaltmanın kadınlara, topluma ve ekonomiye önemli faydalar sağlayacağını rakamlarla ortaya koyuyor. “Kadınlar için Küresel İstihdam Eğilimleri, 2017” raporunda, eğer küresel düzeyde işgücüne katılım oranları açısından kadın ve erkekler arasındaki mevcut fark yüzde 25 düzeyinde azaltılabilirse, bu durumun küresel ekonomiye yansımasının 5.8 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği...
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve bu sebeple işgücü piyasasında kadınların erkeklerin gerisinde kalan temsili, daha önce de defalarca kaleme aldığım üzere, çalışma hayatının en önemli sorunları arasında. Bugünün iş dünyasında hâlâ kadınlar erkeklere göre daha az yer alıyor, aynı işler için bile daha az kazanıyor ve iyi iş ve kariyer imkânlarından erkekler kadar yararlanamıyor. ILO raporundan 2017 yılı itibarıyla küresel düzeyde kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 49 ile erkeklerin işgücüne katılım oranlarının 27 puan gerisinde olduğu görülüyor. Dahası, ILO tahminlerine göre bu oran 2018 yılında da değişmeyecek.
Cinsiyetler arasındaki fark kapatılırsa...
2014 yılında G20
İş Kanunu’nun içinde daha önceden de yer alan geçici iş ilişkisi son bir yıldır farklı bir uygulamaya kavuşmuş durumda. Özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verildi.
Özellikle istihdamın artırılmasında tüm dünyada bir çözüm yolu olarak görülen özel istihdam büroları, iş bulmaya aracılıktan işveren konumuna geldiler. İlişkinin kurulmasına getirilen sınırlamalarla ve denetimlerle çalışanların korunması sağlanırken, bu yolla istihdamın da artırılması amaçlandı.
Geçici iş ilişkisi, Türkiye İş Kurumu’nca izin verilen özel istihdam bürosu ile bir işverenin geçici iş ilişkisi kurmaya yönelik imzaladıkları sözleşme ile kuruluyor.
‘Büro’ işveren...
Geçici iş ilişkisinde işveren özel istihdam bürosudur. İşçi ile iş sözleşmesi imzalayan taraf özel istihdam bürosu olup işçi iş görme borcunu yerine getirmek üzere geçici süreyle başka bir işverenin işyerinde görevlendirilmektedir.
Geçici iş ilişkisi kapsamında özel istihdam bürosu ile geçici işçi çalıştıran işveren arasında yazılı olarak geçici işçi sağlama sözleşmesi yapılacaktır. Yapılacak bu sözleşmede, sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihi, işin niteliği, özel istihdam bürosunun hizmet bedeli, varsa geçici işçi çalıştıran
Emeklilik sonrası çalışmada artış yaşanıyor. Çalışan emekliler ‘işten ayrıldıklarında nasıl tazminat alır’ı her yönüyle yazdık.
25-30 yıl çalışıp emekli aylığı almaya hak kazanan emeklilerin önemli bir bölümü çalışmaya devam ediyor. Aylık bağlama oranlarındaki düşüş nedeniyle azalan emekli aylıkları yüzünden emeklilik sonrası çalışma artmaya başladı. Diğer yandan, çocukların eğitim hayatlarının devam etmesi nedeniyle evin geçimi de emeklilerimize kalıyor. Hal böyle olunca, pek çok emekli emeklilik sonrası çalışmaya devam ediyor.
Peki, emekli olduktan sonra çalışmaya devam eden kişiler işlerinden ayrıldıklarında kıdem tazminatı alabilirler mi ve çalışan emeklinin emekli aylığı artar mı?
Emekli olan nasıl çalışabilir?
Emekli olduktan sonra 4/a’lı olarak, yani eski adıyla SSK’lı olarak çalışmaya devam etmek isteyenler için belirleyici olan bu kişilerin ilk kez ne zaman sigortalı olduklarıdır. 1 Ekim 2008 tarihinden önce çalışmaya başlamış veya emekli olmuş kişiler, emekli olduktan sonra 4/a’lı, yani bir işverene bağlı olarak çalışmaya devam etmek isterlerse, iki seçenekleri söz konusudur. Ya emekli aylıklarını kestirirler ya da sosyal güvenlik destek primine tabi olarak