Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yeni çağın biçare kadınına, "yeni bir erkek" gerekiyordu.Bir aşk kimyageri geçen yıl laboratuvara girdi ve sihirli formülü üretti:Kimyagerin adı; Meral Okay'dı.Formülün adı ise Seymen Ağa... Son yarım asırda kadın - erkek ilişkilerinde tahakküm nöbetinin değiştiğini yazmıştım dün... Erkeğin maçoluğu koşullar gereği incelmiş, kadın, istikbalinin iplerini ele geçirmişti. Ancak bu rol değişimi onları daha mutlu kılmamış, Adem pısırıklaşmış, Havva yorulmuş, ikisi de yalnızlığa gark olmuştu. Rizotto yiyen maço Özcan Deniz'i yakışıklı, maço bir arabeskçi olarak tanıyorduk.Ama bu yetmezdi. Onun maçoluğunu, "kodu mu oturtan" Kadirizm'den ayıran bir şeyler olmalıydı.Asmalı Konak'ın öyküsünü yazan Meral Okay, Özcan Deniz'in "delikanlı" imajına "ihtiyaca göre" ilaveler yaptı ve Seymen Ağa tipinde mayalanmaya bıraktı.Bakın Pars/McCann'in hazırladığı bir rapor, Seymen Ağa'yı geleneksel maçolardan ayırt eden özellikleri nasıl sıralıyor:"Batılı eğitimine rağmen, geleneksel Anadolu kültürünün izlerini taşıyan güçlü bir erkek bu..."Ailesini, kadınlarını kollayan, onlara kol kanat geren erkek."Kıskanç tavırlarıyla Doğulu, karısı için hazırladığı erotik sürprizlerle Batılı erkek."Sevdiğini söyleyebilen, karısı ile - karısından daha çok seks arzusu içinde olan, karısına oral seks yapan erkek."Kıro değil, eğitimli, görgülü, bilgili, caz dinleyen, rizotto yiyen erkek."Dibine kadar sadık, karısından daha tutkulu erkek."Klasik esmer Türk erkeği fiziği, Batılı şık giyim tarzı, Anadolu görgüsü, Batı entelektüelizminin sentezi bir erkek."'Asarım, keserim' demeyen, gerekirse yapan ağır erkek."Hem sert, hem duygusal, hem de kibirli erkek". Şimdi, kahramanını bir yıl zirvede tutmayı başaran bu formülün elementlerini tanıyalım: 'Döverim ama ağlarım' Anadolu'dan, güçlü atalık hormonları devralan, ama aynı zamanda - "otoritem zedelenir mi" diye düşünmeden - çocuğunu kucağına alıp okşayan bir baba figürü Seymen Ağa...Bazen gözü kararıp kadınını tokatlayan, ama ardından 24 saat utancından ağlayan bir koca figürü...Annesine yürekten bağlı, ama onun otoritesi altında ezilmeyen, gereğinde ona diklenebilen bir evlat figürü...Evliliği sıkıcı bir rutine gömülmemiş; tersine tutkulu ve dinamik...Karısıyla yüz göz olmuyor, ilişkisini hep zinde tutuyor.Duygusal bir adam; ama yenik değil.Kararlı, ama vicdanlı da aynı zamanda... Listeye eklemeler yapmak mümkün: Erkeklere bir model Diziye serpiştirilmiş buna benzer o kadar çok çekim merkezi var ki:İşte, çekirdek aileden kopmuş, tek kişilik dairelere hapsolmuş kentli yalnızlara özledikleri yuva sıcaklığını vaat eden güvenli, geniş aile ortamı...İşte evliliği içinde hem başına buyruk ve dik başlı, hem erkeğine ölesiye bağlı kalabilen çılgın gelin Bahar...İşte ana tanrıça Kibele'den bu yana müze raflarına kaldırılan Anadolu'nun güçlü kadın kahramanlarına can veren Sümbül Hanım tiplemesi...İşte ne Doğulu - ne Batılı bir mekanda, hem Doğulu, hem Batılı (bu "füzyon" meselesini de başka bir yazıya saklayalım) kadınlar... erkekler...Meral, meraklı bir arkeolog gibi toplumun bilinçaltını deşip, oradan derlediği işe yarar malzemeyi bir dizi vitrininde buluşturuyor. Seymen Ağa'nın kadınlar kadar erkekleri de etkilemesi sürpriz değil... Çünkü o, günümüzün (işte, evde, hayatta) ezilmiş, sinmiş erkeğine "eski güzel günler"i hatırlatan, silkinme çağrısı yapan bir kahraman... Laila'ya çağırsa... Geçiş dönemi Türkiye'sinin kadını ve erkeği için bir karakter reçetesi...Zor soru şu:Bu formülün hayatta karşılığı var mı?Ya da şöyle soralım:Özcan Deniz'de ne kadar Seymen Ağa var?Kendi sesiyle konuşuyor olsa hayata öyle mi bakar?Deniz, geçen yaz Aktüel'e kapak olduğunda şöyle demişti:"Kız kardeşime 'Haydi Laila'ya' diyemezsiniz. Bir daha sizinle görüşmez. Ama hayatımdaki kadına 'Haydi Laila'dayım gel' dediğimde 'Hayır' derse biter. Bırakırım". İnceden inceye tasarlanmış bir model bu... Bence... Çünkü Seymen, stüdyoda yetiştirilmiş bir suni bitki... Bir "Olsa da sevsek" temennisi... Bir ahir zaman siparişi...Bunca lafın ardından kadınlara tavsiyemi sorarsanız; "maçoların ıslahı" projesini desteklesem de, kadın - erkek ilişkilerinde kat edilen onca mesafeden sonra "Maçoluğu çağdaş kılıkta da olsa reddedin", "Sizi tokatlayanı, ardından ağlasa da terk edin" derim.Onca acılar pahasına elde edilmiş bir özgürlük alanını "Naçar kaldık" diye "Delikanlı"ya terk ederseniz, "Hayır" dediğinizde çağdaş maçonuzun yolunmuş bıyıklarının ansızın uzadığını görebilirsiniz.Annelere sevgilerle... can.dundar@e-kolay.net Gördüğünüz gibi Özcan Deniz, Seymen Ağa'nın neredeyse tekzibi...