Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cenaze için papaz arandı; İstanbul'da bulunabildi. Papazın Alanya'ya gelmesi hem vakit, hem para gerektiriyordu. Bunun üzerine Kerber'in eşi, "Hepimiz aynı Tanrı'ya inanıyoruz" diyerek defin töreni için bir müftü rica etti. Müftü geldi. Ve Katolik Kerber, Müslüman usullerince, kentin Hıristiyan mezarlığına defnedildi.Kerber, bu mezarlıkta yatan 50. Alman...Halen Alanya'da mülk sahibi olan 7 bin yabancı var. 1400 Alman daimi olarak burada yaşıyor. Sayıları arttıkça ihtiyaçları da artmış. Şimdi o ihtiyaçlarıyla Türkiye'nin hem mevzuatının, hem gidişatının değişmesinde öncü oluyorlar.***Biz daha çok "Almanya'daki Türkler"i biliyoruz.Şimdi bir de "Türkiye'deki Almanlar" var. Onlar da yabancı bir toplum içinde entegrasyon sorunu yaşıyor.Alanya'daki Türk - Alman Derneği Başkanı Fahri Yiğit'in önünde dolandırıcılıktan ibadete, mirastan çalışma iznine kadar sayısız dert var. Ben aradığımda 20'lik bir Türk'le yaşayan 60'lık bir Alman kadınla ilgileniyordu. Kadın, evinin yarısını genç sevgilisinin üzerine yaptırmış, sonra oğlan kendisini terk edince de "Kazıklandım" diye ayaklanmış. Gel çık işin içinden...Bir başka dert de "Alanya'ya zengin Almanlar yerleşti" diye duyup akın eden hırsızlar... "Oysa yerleşenlerin çoğu orta halli emekliler" diyor Yiğit...***Almanların bir sorunu da ibadet... Ayin yapacak kiliseleri yok. Bir süre öncesine kadar pazar günleri, Atatürk heykelinin karşısındaki Green Cafe'de toplanıp ibadet ediyorlardı.Sonunda belediye başkanına gidip kilise istediler.Başkan Hasan Sipahioğlu, Ankara'ya danıştı. Kültür, Turizm ve İçişleri bakanlıklarından "Sakınca yoktur" yazısı geldi. Bunun üzerine iç kaledeki tarihi kilisenin restorasyonu düşünüldü. 13. yüzyılda Alanya'yı fetheden Alaaddin Keykubat'ın Hıristiyan eşi Mahperi Sultan, kendi isteğiyle Müslüman olmadan önce 17 sene o kilisede ibadet etmişti.Başkan Sipahioğlu, "Biz sadece o kalıntıların değil, o hoşgörünün de mirasçısıyız" dedi ve izin verdi.Lakin sonradan, gerek restorasyona para bulunamaması, gerekse mevzuattaki engeller yüzünden kilise yapılamadı.***Dün Milliyet'in iç sayfa manşetine yerleşen "Kilise krizi"nin öyküsü bu...İmar yasası "İl ve ilçelere mülki idare amirinin izniyle cami yapılabilir" diyor. Şimdi Avrupa Birliği'ne üyelik için hazırlanan uyum paketinde "cami" yerine "ibadethane" yazılıyor. Böylece Hıristiyanlara da kilise yapma hakkı tanınıyor.Nasıl ki Almanya'da yaşayan Türkler 3 bine yakın cami yaptıysa bundan böyle Türkiye'de yaşayan Almanlar da kendi arazilerine kilise yapabilecek.Küçük ama önemli bir adım bu...Bu adımla, Türkiye, çimentosunda var olan çokkültürlülüğü mevzuatına yansıtıyor; yasalarındaki anti - demokratik, ayrımcı maddeleri birer birer ayıklıyor.Aşağı Saksonya eyaleti Türkiye'yi "haydut devletler" listesine aladursun; Türkiye'de bir Alman, Müslüman usulüyle gömülüyor; Müslümanlığı öne çıkaran bir hükümet, Hıristiyanlar kilise yapabilsin diye uğraşıyor.Dünya değişiyor ve o arada Türkiye'yi de değiştiriyor. can.dundar@e-kolay.net Geçen gün Alanya'da ilginç bir cenaze töreni vardı. 7 yıldır Alanya'da yaşayan Bruno Kerber adlı (76) bir Alman, son yolculuğa uğurlanacaktı.