Daha ilkokul 1'de hayat dersinde "ihmale kalmış çocuklar" onlar...Bu yolsuzluk pansiyonunun un ufak olmuş enkazında bir gece yarısı soluk yanaklarını soğuk betona yapıştırıp sıkışarak ölmekten kurtulsalar, Azrail daha beter bir tuzakta, bir başka kılıkta bekleyecekti onları...Bir cuma çıkışı üst geçitsiz yoldan karşıya geçerken, direksiyon sınavından torpille ehliyet almış bir sarhoşun arabası altında ezileceklerdi belki...Belki kardan kapanmış bir köy yolunda, beceriksizlik yüzünden tamir edilememiş bir küreme makinesi beklerken eldivensiz ellerini ısıtmak için vereceklerdi son nefeslerini...Köye varmayı başaranların kimisi vahşi bir baba dayağında, kimisi asırlık kan davasında vedalaşacaktı hayatla...Okulu bitirenler ya çalışmaya gittiği bakımsız maden ocağının göçüğünde ölecekti; ya üzerine tapusuz gecekondu kurduğu çöp dağının infilakında...Kalanlar da bir sonraki depremde çadır istemeye gittikleri devlet kapısında, kar maskeli özel tim kurşunuyla can verecekti nasılsa...***Ölümlerden ölüm beğendiğin bir coğrafya burası:Daha ana sütünden kesilmeden gömüyorlar bebeleri; ishalden...Ya hekimsiz köyde ateşli bir hastalık, ya namus cinayetinde kör kurşunla son buluyor biçare hayatlar...Banyoda gaz kaçağında veya karakolda işkence tezgahında kesiliyor nefesler...Baklava çaldı diye, şarkı söyledi diye, sınıfta kaldı diye, çadır istedi diye dövülüyor, öldürülüyor, intihara itiliyor çocuklar...Bizim kibarca "ihmal" dediğimiz kasaplık, bir tek Bingöllü müteahhidin mesleği değil ki!Her mecrada insan canının 5 para etmediği, hesaplaşmanın her daim öbür dünyaya ertelendiği bir cehalet diyarı burası...Evlatların ebeveynlerini değil, ebeveynlerin evlatlarını gömdüğü, taze kana doymaz bir toprak...Azrail'in anavatanı...***Bu manzaraya bakıp "Allah'ın takdiri" diyor Başbakan.Aynı şiddette bir deprem Japonya'da yatılı çocukları uykudan bile uyandırmazken, Anadolu çocuklarını betona gömüyorsa herhalde burada bizim payımıza düşen yegane "İlahi takdir", böyle bir başbakana müstahak görülmekten ibarettir.Evet, bu bir felaket...Evet, Bilgöl'de asıl çöken devlet...Evet, geleceğini göre göre depreme seyirci kalmak cinayet...Çadır isteyen yurttaşın üzerine ateş açmak tam bir cinnet...Ama şunu bilelim; kah malzemesi çalınmış bir pansiyon enkazında, kah özel tim hoyratlığında, kah basiretsiz devlet katında evlatlarımıza kıyan o Azrail'in asıl adı cehalet...Gözü dönmüş müteahhidin derdi sadece hırsızlık olsa kendi evinin malzemesinden de çalar mıydı?Ona bunu yaptırıp öz çocuğunu betona gömdüren de cehalet...Başbakan'ın böyle kul yapımı bir felaketi "Mevla takdiri" sanmasına yol açan da...O cehaletin fazilet zannıyla iktidar olmasını sağlayan da...***Unutmayın; uzun vadede ülkeyi bu kara cahil istilasından kurtaracak, çocuklarımızı onca göçüğün altından salimen çekip çıkaracak, zaten depremle vurulmuş yurttaşın üzerine kurşun sıkan polisi hizaya sokacak tek, ama tek kudret, eğitimdir.Bugünden tezi yok, genel seferberlik ilan edilip bütün varlığımız eğitimin hizmetine verilmelidir.Yazın, Anayasa'nın en başına koskocaman kan kırmızı harflerle:"Madde Bir:Cehalet yenilmelidir." can.dundar@e-kolay.net N'asolsa öleceklerdi, öyle değil mi?
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025