Saçları ağarmış, avurtları çökmüştü.Malum, Amerikalılar neredeyse gözle görünür mesafeye geldiklerinde dahi El Sahaf, o eşsiz basın toplantılarını sokakta sürdürüyor, "Alçaklar, şerefsizler, kıçıkırıklar, emperyalist katırlar, yerin dibine batasıcalar" dediği düşmanlarını yerden yere çalıyor, Irak halkının nihayette onları püskürteceğini söylüyordu.Buna Irak halkı itibar ediyor muydu bilinmez, ama belagatiyle Arap dünyasında haklı bir üne kavuşmuştu El Sahaf...Başkan Bush "Adamım" diye söz ederek onu aşağılayadursun, Iraklı bakanın mağrur sesi, mazlum Doğu halklarına cesaret veriyordu.Belki de o yüzden savaş bittiğinde Saddam Hüseyinden sonra kaderi en çok merak edilen isim o oldu.El Arabiye televizyonundan öğrendik ki, El Sahaf Amerikan askerlerine teslim olmuş. Sorgulanıp hemen bırakılmış.Başkan Bushun "adamı" olduğu (yani hiç ciddiye alınmadığı) için mi?Bir ihtimal öyle...Ama tarih bize başka bir ihtimali de hatırlatıyor:Savaşta dik duranın düşmanının gözünde bile itibar kazandığını...***Uçsuz bucaksız Asya steplerinde at koşturan Türk boyları daha çok barbarlığıyla yansımıştır tarih kitaplarına... Ancak bu cengaverlerin "askerlik sırları" incelendiğinde ilginç hasletlere rastlanmıştır.Bu hasletlerden biri "ihaneti affetmemek"tir.Burada ince ayrıntı şudur:Sadece kendisine ihanet edeni değil, düşmanını arkadan vuranı da affetmemiştir Türkler..."Moğol İmparatorluğu tarihi"ni yazan Jean Paul Roux, dünyanın en büyük fatihlerinden Cengiz Hanla ilgili bir sahne aktarır (Kabalcı, 2001, s. 111):Cengiz Hana karşı savaşan Tayciutların lideri Tarkutay yenilir. Yaralı olarak ormana kaçar. İki Tayciut savaşçısı Tarkutayı yakalar. Onu öldürüp Cengiz Hana götürmeyi planlarlar. Ancak sonra "Bir Cengiz Han kuralı" gelir akıllarına:"Yasal efendisine el kaldıran insana güvenilmez."Bunun üzerine Tarkutayı serbest bırakırlar. Gidip bunu anlattıklarında Cengiz Han şöyle der:"Eğer Hanınız Tarkutaya el kaldırdıktan sonra gelmiş olsaydınız kellelerinizi uçururdum."***Tarih kitapları, savaşta cesaretle direnen, halkına son ana kadar sadık kalan ve esarette de soyluluğu elden bırakmayan komutanların Cengiz Han tarafından komutanlıkla ödüllendirildiğini yazıyor.Buna karşın zoru görünce ordusunu arkadan vurup Cengiz Hanın saflarına katılmak isteyenler "güvenilmez" bulunarak saf dışı edilmiştir.Çünkü Cengiz Han bilir ki, bugün kendisi için hakanını arkadan vuran, yarın kendisini arkadan vuracaktır.Tarih bunun örnekleriyle doludur.O yüzdendir ki, Moğollarda "er" kelimesi aynı zamanda "erdem" anlamına gelir.Bu anlam birliği sona erdiğinden beri savaş ahlakı unutulmuş, ihanet ödüle boğulmuştur.El Sahafın "emperyalist katırlar"ca serbest bırakılmasına bir de bu açıdan bakmakta yarar var. can.dundar@e-kolay.net Irakın efsanevi Enformasyon Bakanı Muhammed El Sahaf nihayet ortaya çıktı. Ama ne üzerinde savaş günlerinin cengaver üniforması vardı, ne görüntüsünde cenk döneminin heybeti...