Dün akşam İstanbul’da beni çok heyecanlandıran bir sergi açıldı.
Uzun zamandır işlerini çok beğenerek takip ettiğim, ABD’de son yıllarda en öne çıkan fotoğrafçı Pari Dukovic’in Türkiye’deki ilk kişisel sergisi ‘İstanbul’dan New York’a: Bir Fotoğrafçının Yolculuğu’ Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda.
1984’te İstanbul’da doğup büyüyen Yunan asıllı ödüllü fotoğrafçı Dukovic’in fotoğraf merakı İstanbul’da 8 yaşındayken babasının kendisine hediye ettiği fotoğraf makinesiyle başlıyor.
TIME dergisinin ve The New Yorker’ın en genç kadrolu fotoğrafçısı ünvanına sahip olan Dukovic, İstanbul ve New York’un yanı sıra tanıştığı insanları ve yakaladığı anları tüm gerçekliğiyle anlatıyor.
Kariyeri boyunca Barack Obama, Donald Trump, Prens Harry ve Meghan Markle, Kim Kardashian, Taylor Swift, Jon Bon Jovi, Lionel Messi, Mark Zuckerberg, Karl Lagerfeld, Jeff Bezos, Pharrell Williams, Stevie Wonder, Scarlett Johansson, Cate Blanchett, Marion Cotillard, Lebron James, Kobe Bryant, Roger Federer, Serena Williams, Michael Douglas, Lady Gaga, Daniel Craig, Rami Malek, The Weeknd, Nicki Minaj gibi dünyaca ünlü birçok ismi fotoğraflayan Dukovic, Barack Obama’nın anı kitabı ‘A Promised Land’in kapağını ve NASCAR efsanesi Jimmie Johnson’ın son kitabının kapağını da çekti.
Rizzoli’nin son kitabı New York City Ballet Choreography & Couture için ise moda tasarımcılarının baleyle 10 yıllık işbirliğini temsil eden 11 dansçının 129 kostümünü fotoğrafladı.
Pari Dukovic kendisini bir sokak fotoğrafçısı olarak görüyor.
Bana Ara Güler’in kendisini foto muhabir olarak tanıtmasını hatırlatıyor.
Ara Güler gibi birçok ünlü ismin portresini çekse de diğer portre fotoğrafçıları arasından sıyrılıyor, çünkü her fotoğrafının dramatik bir hikâyesi var.
“Bir Dukovic resmini tanımak kolay. Siyah-beyaz çalışmaları grenli, neredeyse sönük, çoğunlukla yakından ve yüzünüzde. Agresif olabilir ve hareket hissi var. Renkli fotoğraflarında karamsar bir güzellik duygusu ve yoğun bir renk paleti var; aşırı yakın çekimleriyle sık sık yüzü parçalara ayırıyor. Bu kadar izlenimci olan görüntüler şaşırtıcı bir duygusal güce sahip.” diye anlatıyorlar işlerini.
Ayrıca alışılmadık derecede fotoğraflarının yaratımının her aşamasına dahil olduğunu da ekliyorlar.
Çünkü Dukovic çağdaş bir fotoğrafçı için alışılmadık bir durum olarak yalnızca filmlerle çalışıyor ve kendi kişiselleştirdiği özel bir tarayıcı kullanıyor.
Dukovic hakkında söylenenler de Instagram hesabı da işlerini anlatmak için yeterli değil aslında.
İşte o yüzden Pari Dukovic’i anlamak için 65 fotoğrafın yer aldığı bu sergi mutlaka görülmeli.