Kovid-19 nedeniyle müzeler de zor günler geçiriyor ve hızlı çözümler bulmaya çalışıyor.
Çevrimiçi sergi turları ve atölyeler yeterli olmuyor tabii, aylarca kapalı kalmak zorunda kalan müzelerin ayakta kalabilmesi için.
Müzeleri açıkken ayakta tutanların başında turistler geliyordu, en çok müze ziyareti seyahatlerde yapılıyordu, ama tabii seyahatler de olmayınca müzeler de eskisi kadar çok ilgi göremedi.
Görse bile zaten kapasitelerinin altında ziyaretçi kabul etmek zorundalar.
Bir kısmı koleksiyonlarından önemli eserleri satışa çıkararak gelir sağlamaya çalıştı, bir kısmı daha yeni fikirler yarattı.
Aslında değişim daha önce başlamıştı.
“10 yıl önce modanın sanat müzelerine girmesi konuşulmazdı bile” diyor Metropolitan Müzesi’nin küratörlerinden Harold Koda, New York Times’a.
Yıllar önce New York Metropolitan’da Chanel sponsorluğunda Chanel sergisi açıldığında müze çok ağır eleştiriler almıştı.
2014’te çıkardıkları “İçindekiler” başlıklı yemek ve fikir kitabıyla dikkatleri çeken Cemre Torun ve Begüm Yaramancı, şimdi ise “İçindekiler II” adlı yeni kitaplarıyla karşımızda
Gastronomi yazarı Cemre Torun’u, ilk önce Vogue dergisindeki yemek yazılarıyla tanıdık. Aşçılık eğitimi alan ve turşu yapımı atölyeleriyle de takip edilen Begüm Yaramancı ile birlikte yazdıkları “İçindekiler” adlı tarif ve fikir kitabı 2014’te Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı. Şimdi ise “İçindekiler II” ile yeniden karşımızdalar. İlk kitapları da alıştığımız yemek kitaplarına benzemiyordu.
“Amacımız hep yapılanın dışına yönlendirmek, galiba birazcık da yoldan çıkarmak” diye özetliyordu o zaman Cemre ve Begüm. Yemek kitaplarında alıştığımız resim gibi yemekler ya da uygulaması imkânsıza yakın tariflerle gözünüzü korkutmuyorlardı. Aksine, değişik fikirler, yeni ve kolay tarifler, ben de yapabilirim hissi veren yemeklerle gereksiz bilgiye boğmadan mutfağa girmeye heveslendiriyorlardı.
Geliri restoran &cce
Uzun zamandır ilk defa bir yılın bitmesini bu kadar çok istedik. Yılbaşı değil, yıl sonuydu aslında kutladığımız. Üstelik bu yılki kutlamalar da farklıydı.
Hepimiz evlerimizde, çoğumuz TV karşısındaydık. Yeni hayaller kuracak hal de kalmamıştı, işte o yüzden geçtiğimiz seneki listemizi bir kez daha gözden geçirdik.
2019’da farkında değildik, 2020’nin bu kadar farklı olacağının. O yüzden dileklerimiz de her zamanki gibiydi, henüz ‘yeni normal’ yoktu aramızda.
Listeyi tamamlayan var mı?
Şöyle bir hatırlayalım geleneksel yeni yıl isteklerini...
1. Kilo vermek
2. Sigarayı bırakmak
2020, 2019’u çabucak unuttursun diye başlamışız.
Şimdi ise dileğimiz 2021’in 2020’yi çabucak unutturması...
Malum, 2020 flu geçti, çoğunu hatırlamıyoruz ya da hatırlamak istemiyoruz.
Sağlığını, işini, gelirini, en önemlisi yakınlarını, sevdiklerini kaybedenler oldu.
Şimdi mart ayında yaşadıklarımızı yeniden yaşıyoruz.
O zamandan bu yana hayatımızda çok şey değişti.
Evde çalışmaya, toplantılarımızı Zoom’da yapmaya, çevrimiçi sosyalleşmeye, çevrimiçi kültürel aktivitelere katılmaya alıştık.
İlk günlerdeki gibi evimizin dışına adım atmaktan, gelen paketleri günlerce bekletip dezenfektanlarla silmekten, kıyafetlerimizi 60 derecede yıkamaya çalışmaktan bugünlere geldik.
Contemporary Istanbul ve Çağdaş İstanbul Vakfı’nın kurucuları Rabia Bakıcı-Ali Güreli, Çağdaş İstanbul Vakfı çatısı altında yeni bir projeyle bu ay karşımıza çıktılar: Istanbul The Lights.
İBB desteğiyle gerçekleşen ışık festivalinin küratörleri, Çağdaş İstanbul Vakfı sanat ve kültür programları direktörü Ayça Okay, Contemporary Istanbul Plugin’in küratörü Esra Özkan ve ha:ar ekibinden sanatçılar Hande Şekerciler ve Arda Yalkın.
“Kovid-19 salgını sebebiyle tüm buluşmalar, görüşmeler, etkinlikler artık yeni normale uygun şekil almaya başladı. Sosyal hayatımız da aynı şekilde bu yeni düzene hızla adapte oldu. Artık buluşmalar, etkinlikler ve deneyimlerimiz bizleri dış alanda vakit geçirmeye yöneltiyor.
Bizler de hep birlikte buluşma heyecanından vazgeçmeden sanatı ve sanatçıyı buluşturan, İstanbul’un ışıltısına renk katarak İstanbul’u bir sanat galerisine dönüştüren, yeni normale uygun bir proje geliştirdik.
4 Ocak 2021’e kadar devam edecek Istanbul The Lights ile İstanbul sanatın
Aralık ayının son hafta sonunda geleneksel yıl sonu değerlendirmemizi yapıyoruz. Malum, bu yıl başka hiçbir yıla benzemiyor. İşte 2020’de öne çıkanlar
Çevrimiçi hayatlar: Sanat fuarından tiyatroya, konserden film festivaline, yıl boyunca izlediğimiz tüm sanat etkinlikleri çevrimiçiydi. Sanatçılar, “İzleyiciyi çevrimiçi konforuna bu kadar da alıştırmamalı, sonra kimse konseri, tiyatroyu salonda izlemeye gitmeyecek” diye düşünseler de, hepimiz biliyoruz ki çevrimiçi hayatlardan yorulduk, bunaldık. Koronavirüs tehlikesi bitip salonlar açılır açılmaz koşacağız. Çünkü hepimiz eski günlerimizi de sosyalleşmeyi özlediğimiz kadar özledik.
Bitmeyen canlı yayınlar: Bu süreçte canlı yayın yapmayan bir tek siz ve ben kalmış olabiliriz. Çünkü aklınıza gelen gelmeyen herkes herkesle canlı yayında konuştu, çoğu izlenmedi bile. Ama tabii Bartu Küçükçağlayan ve Melikşah Altuntaş gibi bu dönemin yıldızları da doğdu.
Çip meselesi: Dönüp dolaşıp “Bizi
İki yıl önce Londra’da Hyde Park’ın tam ortasındaki Serpentine gölünde aynı adı taşıyan sanat galerisinin desteğiyle dev bir eser vardı: ‘The London Mastaba’.
Tam 7 bin 506 petrol varilinden oluşan, 20 metre yüksekliğinde, 30 metreye 40 metrelik tabanlı bir piramit olan heykelin ağırlığı yaklaşık 650 tondu.
Instagram’da sık sık fotoğrafları paylaşılan bu büyük eser Haziran 2020’de 84 yaşında New York’ta hayatını kaybeden Christo’ya aitti.
Üretimlerini eşi Jeanne-Claude ile birlikte yapan ve genellikle ünlü yapılar üzerinde yaptığı enstalasyonlar ile tanınan Christo Vladimir Javacheff, Berlin’deki Reichstag ile Paris’teki Pont-Neuf köprüsü üzerinde de çalışmıştı.
15. Contemporary Istanbul’un dijital versiyonu dün itibariyle genel izlemeye açıldı.
Hem de ücretsiz olarak.
Akbank ana sponsorluğundaki Virtual Contemporary Istanbul’a 11 ülkeden 37 galeri ve 550 sanatçı, 1500 eser ve 13 inisiyatif katılıyor.
Dijital fuar 17 gün boyunca virtual.contemporaryistanbul.com adresinde gezilebilecek.
Çevrimiçi fuarı 350 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. Bu platform yıl boyunca açık kalacak ve çeşitli etkinlikler ve sergilere ev sahipliği yapacak. Bu da demek oluyor ki içerik sürekli yenilenecek. Bir yıl içerisinde hedef, bir milyon kişiye ulaşmak.
Fuarda sergilenen işleri almak isteyenler galeri temsilcileri ve sanatçılarla online iletişim kurabilecek, eserler hakkında ayrıntılı bilgi edinebilecek.
Ayrıca, 8 yıldır Contemporary Istanbul’un önemli bir parçası olan Plugin’de de platform üzerinden yeni medya ve dijital sanat eserlerini görmek mümkün olacak.
Elbette, çevrimiçi fuarlar fiziki fuarların yerini tutmuyor. Bir de sevindirici haber verelim, Contemporary Istanbul’un fiziki edisyon tarihler