Aralık ayının son hafta sonunda geleneksel yıl sonu değerlendirmemizi yapıyoruz. Malum, bu yıl başka hiçbir yıla benzemiyor. İşte 2020’de öne çıkanlar
Çevrimiçi hayatlar: Sanat fuarından tiyatroya, konserden film festivaline, yıl boyunca izlediğimiz tüm sanat etkinlikleri çevrimiçiydi. Sanatçılar, “İzleyiciyi çevrimiçi konforuna bu kadar da alıştırmamalı, sonra kimse konseri, tiyatroyu salonda izlemeye gitmeyecek” diye düşünseler de, hepimiz biliyoruz ki çevrimiçi hayatlardan yorulduk, bunaldık. Koronavirüs tehlikesi bitip salonlar açılır açılmaz koşacağız. Çünkü hepimiz eski günlerimizi de sosyalleşmeyi özlediğimiz kadar özledik.
Bitmeyen canlı yayınlar: Bu süreçte canlı yayın yapmayan bir tek siz ve ben kalmış olabiliriz. Çünkü aklınıza gelen gelmeyen herkes herkesle canlı yayında konuştu, çoğu izlenmedi bile. Ama tabii Bartu Küçükçağlayan ve Melikşah Altuntaş gibi bu dönemin yıldızları da doğdu.
Çip meselesi: Dönüp dolaşıp “Bizi çipleyecekler!” konusuna gelindi. Oysa zaten akıllı telefonlarımız hepimizin eline yapışmadı mı? Bu durumda zaten çoktan çiplenmiş sayılmaz mıyız?
Eve dönüş: Eskiden hep sokaklarda bir yerden bir yere koşuşturuyorduk, bu yıl ise evlerimizden dışarıya çok gerekmedikçe çıkmadık. Her sokağa çıkış tehlike sinyali olduğu için, evde daha çok zaman geçirdik ve kısa sürede buna da alıştık. Şimdi çift kat maskeleri takıp dışarı çıkmak da zor geliyor, ama bu da geçecek.
Yeni aksesuar alışkanlıkları: Maske ve el dezenfektanı olmadan adım atmadık. Favori maske ve kolonya markalarımız oldu. Ev temizlik malzemeleri konusunda hepimiz uzmanlaştık, daha önce hiç ilgilenmeyenlerin bile artık favori temizlik malzemeleri, araçları oldu. Koronavirüsten korunmak için eldivenler de taktık, galoşlar, siperlikler de… Eve gelen her paketi dezenfekte ettik, balkonda beklettik, silmeden içeri almadık. Kesinlikle en hijyenik yılımızdı. Belki de o yüzden koronavirüs dışında pek hastalık duymadık.
Kimseyle görüşmüyorum balonu: Mart ayındaki ilk karantinada kapısının dışına çıkmayanlar bile ikinci karantinada “Kimseyle görüşmüyorum” dese de inanmadık, çünkü herkes bunaldı ve her şeye rağmen en azından en yakınlarıyla görüştü. Tabii eskisi gibi öpüşmeden, sarılmadan, temas etmeden ve sosyal mesafeyi koruyarak.
Herkes aynı gemide: Çoğumuzun sadece sosyal hayatı değil, işi ve geliri de ciddi anlamda etkilendi Kovid-19’dan, ama bu süreçte tüm dünyanın aynı durumda olmasıyla avunmaya çalıştık.
Evde çalışma ve eğitim: Evde çalışmayı çok sevenler
oldu, evde disipline uymayı zor bulanlar ya da evdeki şartları çalışmaya uygun olmayanlar için ise bu çok zordu. Tabii bu durum hem evden çalışan yetişkinler için hem de evden eğitimine devam eden çocuklar ve gençler için de aynıydı. Zoom toplantıları, dersleri sonrası herkes yorgun düştü.
Yeni hobiler: İzlenecek diziler-filmler bitti; eski diziler yeniden izlendi, okunacak kitapların bir kısmı okundu, bir kısmında aynı sayfada kalındı, aynı sayfa tekrar tekrar okundu. Mutfakta uzun saatler geçirildi; ekmeğimizi evde pişirmeye, yoğurdumuzu evde yapmaya çalıştık. Sporumuzu bile evde çevrimiçi yapmaya başladık. Evlerimizi süsledik, güzelleştirdik, ertelenen onarımlara giriştik.
Eve servis: Bu dönemin kazananı e-ticaret siteleri oldu. Market alışverişinden teknoloji alışverişine hepsini e-ticaret sitelerinden yaptık. Özlediğimiz restoranlardan evimize sipariş verdik, hem restoranlara destek olmak hem de kendimizi şımartmak için. İşte bu süreçte en sevindirici gelişmelerden biri Fuudy oldu. Fuudy, pandemi sürecinde hayatımıza katılan yeni bir yemek paket servis uygulaması. Birçoğu başka platformlarda olmayan restoranları kapımıza getiriyor.
Yeni seyahatler: Daha çok salon ve mutfak arasındaydı. Malum, bu yıl eskisi kadar uçmadık, hatta sürekli seyahat edenler arasında bile mart ayından beri hiç uçmayanlar çoğunlukta. Arabayla seyahati tercih ettik. Yurt içindeki güzellikleri yeniden keşfettik ve sonunda anladık ki, bizim doğamız başka hiçbir yerde yok.
Aşı meselesi: Başta “Bu kadar kısa sürede üretilen aşıyı olmalı mı?” diye konuşmalar vardı, sonra “Hangi aşı acaba daha iyi?” tartışmaları yapıldı, süreç uzadıkça herkes hemfikir oldu, ilk bulduğumuz aşıyı olalım.
Doğasında özgün bir proje
Evde kalmayı destekleyen yeni çözümler geliştirildi. Bazı sektörler Kovid -19 döneminde işleri etkilenmesin diye herkesin sağlığını tehlikeye atıp özel organizasyonlar düzenledi. Otel odalarında kalabalık davetler, partiler yapıldı, sosyal mesafe hiçe sayıldı. İşte bu duruma bir de tam tersi çevrimiçi çözümlerle yaklaşan, olağanüstü emeklerle yeni formüller geliştirenler oldu. Original by Nature projesi de tam da böyleydi. Neolokal’in kurucusu şef Maksut Aşkar, “sıfır atık” hareketinden ilhamla “Original by Nature” temalı bir menü hazırladı: “Evde kalmamız gereken bu dönemde, sizlerle bu deneyimi paylaşabilmek için doğa dostu özel paketlemeler yarattık. Yüzde 95 geri dönüştürülmüş pamuk ve yüzde 5 geri dönüştürülmüş polyesterden üretilmiş çanta, yüzde 100 geri dönüştürülebilir kutu ve vakumlu paketler ve tekrar kullanabileceğiniz cam kavanozlarla” diye de ekledi. Zoom üzerinden yapılan tadımda Maksut Aşkar ve Oğul Türkkan menüyü anlattı, Elif Boyner’den Akasya Aslıtürkmen’e birçok kişi de önceden eve gönderilen malzemeleriyle menüyü deneyimledi.
Bu dönemde katıldığım en yaratıcı ve özenli etkinlikti.