2021’de çevrimiçi sanat fuarları yerine fiziksel fuarlara dönüş planlanıyordu ama maalesef beklendiği gibi olmadı.
Malum, çevrimiçi fuarlar ne kadar başarılı olsa da fiziksel fuarların yerini tutmadı, tutamadı.
Fuarlarda sadece eserleri görmek değil, sanatçılarla galeri yöneticileriyle koleksiyonerlerin ve sanatseverlerin tanışma ve konuşma şansı da oluyordu.
Kurulan bu bağlantılar, eser sergileme hatta satışları kadar değerliydi aslında, çünkü sanatçıların ve eserlerin geleceğinde çok etkili oluyordu.
Bu yılın başında eskiden olduğu gibi fuarlara gidebilmeyi umuyorduk, tabii daha önceki gibi kalabalık olmayacaktı bu etkinlikler.
Sosyal mesafe korunacak, maskeler takılacak, ziyaretçi kapasitesi azaltılacak, fuar içinde tek yön yaya trafik akışı sağlanacaktı.
Böylece mümkün olduğunca önlem alınmış olacaktı.
Geçen yıl bize büyük ders oldu, artık son dakika gelişmelerine hepimiz hazırlıklıyız nasıl olsa...
Sanatçılar ve endüstriyel tasarımcılar mimariye de ilgi duyuyor, bazen ev ya da bina tasarımları da yapıyor.
Bunlardan biri de 2017’de Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki sergisiyle daha yakından tanıma fırsatı bulduğumuz Çinli aktivist sanatçı Ai Weiwei.
Hatırlayacaksınız, sergide Weiwei’nin meşhur ay çekirdekleri, Twitter kuşlu duvar kâğıdı, porselen çiçekleri gibi daha önce gördüğümüz eserleri de vardı, legolardan yaptığı portreleri ve sadece bu sergiye özel üretilen porselen işleri de...
Daha önce çeşitli ülkelerde çeşitli şehirlerde görmüş olduğumuz eserleri İstanbul’da bir kez daha görmek de mutlu ediyor.
Bu eserlerin İstanbul’a gelmesinin ne kadar meşakkatli bir iş olduğunu bildiğimiz için.
Ai Weiwei, ülkesi tarafından defalarca cezalandırıldı, hücrelere kapatıldı, hiç anlam verilemeyen bir vergi cezasına çaptırıldı, vergi cezasını ödeyebilmek için bağış toplamak durumunda kaldı, pasaportuna el konuldu, yıllarca ailesini göremedi, Twitter’da düşündüklerini
Dünyanın en büyük otel gruplarından birinin üst yönetiminde Türkiye’den bir isim var: Yiğit Sezgin. Accor Grubu Dünya Ticaret Başkanı Yiğit Sezgin’den Türkiye’ye yapacakları yeni yatırımları öğrendik
Dünyanın en büyük otel gruplarından biri Accor. Eskiden sadece Ibis, Mercure, Novotel zincirleriyle bilinirdi. Şimdi ise dünyada 100 ülkede 42 marka, 5 bin oteli var; hatta birçok lüks ve lifestyle oteli bünyesine kattı. Peki, ama hangileri? Delano, SLS, Raffles, Banyan Tree, Fairmont, Mondrian, Sofitel, So, Hoxton gibi. Ayrıca otellerin yanı sıra Orient Express’i de satın aldılar; Paris’te Raspoutine, Monsieur Bleu gibi birçok popüler mekânın sahibi yeme-içme-eğlence grubu Paris Society’yi de... Şimdi Londra’da Shoreditch’daki üyelik kulübü ve otel The Curtain’ı da almışlar ve yeniliyorlar.
İstanbul’da ise Swissotel ve Raffles öne çıkan otellerinden. Çeşme Sheraton’ın Çeşme Swissotel olacağı bu hafta açıklandı. Hedef Çeşme’yi lüks segmente
Londra’yı bir tasarım başkenti haline getirmeyi başaran, 17 yıl önce John Sorrell ile birlikte Londra Tasarım Festivali’ni kuran ve daha sonra Londra Tasarım Bienali’ni de başlatan Ben Evans, “Çok üzücü, Türkiye’deki tasarımcılar Londra’da yeterince tanınmıyor. Belki birkaç moda tasarımcısı sayabilen olur ama
o kadar” dediğinde üzülmüştüm.
2019’da, daha önce Marc Newson, Thomas Heatherwick ve David Adjaye gibi değerli isimlerin de almaya hak kazandığı Londra Tasarım Madalyası ödülünü kazanan Hüseyin Çağlayan dışında bir isim verememişti Evans. “Tasarımcılarınızı uluslararası sahnede daha iyi tanıtmalısınız” diye devam etmiş, “Kreatif ekonomi yumuşak güç, arzu edilen destinasyon olmak için tasarım, kreatif güç çok önemli” diye eklemişti. “İstanbul’un bir tasarım başkenti olmak için potansiyeli var mı?” sorusuna “Her şehrin potansiyeli var” diye cevap vermiş, “İstanbul coğrafya ve tarihiyle büyük ve önemli bir şehir.
En beğendiğim tasarımcılardan biri Thomas Heatherwick.
Bir tasarım stüdyosu olmasına rağmen mimari projelere de imza atıyor.
Kendisi çok sevdiğim Sebastian Conran’ın ve geçen yıl hayata veda eden efsane tasarımcı babası Terence Conran’ın öğrencisi.
Birkaç yıl önce Londra’da Thomas Heatherwick’le de tanışma ve uzun uzun sohbet etme şansım olmuştu, hatta üzerinde çalıştığı Olympia kongre merkezini yeni bir yaşam alanına dönüştürme projesini birlikte gezmiş, ayrıntıları kendisinden dinlemiş ve meşhur topaç şeklindeki sallanan koltuklarına oturup uzun uzun sohbet etmiştik.
Günümüzde tasarım dünyasının en önemli isimlerinden biri Thomas Heatherwick.
Daha önce Marc Newson, David Adjaye ve Hüseyin Çağlayan gibi değerli isimlerin de almaya hak kazandığı Londra Tasarım Madalyası ödülünün de sahiplerinden.
Ayrıca Frize New York’un yeni yeri Shed’in de içinde yer aldığı Hudson Yards adlı gayrimenkul projesindeki dev heykel The Vessel da Heatherwick’in eseri.
Hatta bu farklı tasarımıyla hemen yanındaki AVM’yi bile bi
7-8 yıl önce Murat Pilevneli sayesinde tanıdım Refik Anadol’u.
Günümüzün nabzını tutan işleri de o zamanki tevazusu da etkileyiciydi, onu takip etmek için başlı başına bir nedendi.
O zamandan beri de işlerini yakından takip ediyorum ve doğrusu beğeniyorum.
İşte tam da bu yüzden çok şaşırdım ve üzüldüm Refik’in yaptığı talihsiz açıklamaya.
Dolapdere’deki Pilevneli Galeri’nin önündeki “Makine Hatıraları: Uzay” sergisi kuyrukları hepimizin görmek istediği, özlediği manzaralar.
İstanbul’da sanata ilginin bu kadar artması elbette sevindirici.
Türkiye’de sanatla ilgili içerikler her gün daha da çok artıyor, sanat haberleri de sanat yazıları da artık ana akım medyada daha çok yer buluyor.
Buna rağmen sanat eleştirmenliği konusunda henüz yeterince yol kat edilmedi, çok az sayıda sanat eleştirmeni var.
Bodrum pandemiye rağmen geçen yazı çok hareketli geçirmişti. Bu yaz ise durum daha da farklı. Lucca’dan Sunset’e, Papermoon’dan Hakkasan’a birçok yeme-içme markası bu yaz Bodrum’da olacak
Her yaz İstanbul’dan Bodrum’a, Çeşme’ye birçok restoran transfer oluyor. Bu yaz ise beklenmedik isimler de bu transferler arasına katıldı. Nedeni basit, pandemi nedeniyle tüm restoranlar zor bir yıl geçirdi ve işletmecilerin en büyük ümidi, yazın güzel geçmesi. Malum, geçen yaz Bodrum’da, Çeşme’de mekânlar önceki yıllardan katbekat daha fazla ciro yaptı. Kışın evlere kapanmanın acısı yazın bol bol gezilerek, açık hava restoranlara gidilerek çıkarıldı. Hatta en pahalı otellerde bile yer bulunamıyordu, yazlık ev kiraları neredeyse satılık ev fiyatlarına yaklaştı.
Bu yazın ilk duyumu Papermoon’un Bodrum’da şube açacak olmasıydı. İstanbul’un popüler İtalyan restoranı Papermoon Bodrum Loft’ta mı, Mandarin Oriental’de mi açılacak diye söylentiler vardı. Geçen
İstanbul’da çok büyük heyecanla beklediğimiz kültür-sanat projesi hiç şüphesiz AKM (Atatürk Kültür Merkezi.)
Çocukluğunda her cumartesi gününü AKM’de bir bale, tiyatro izleyerek ya da sergi gezerek geçirmiş biri olarak AKM’nin hayatımda yeri ayrı.
Üstelik AKM’nin İstanbul’un en önemli buluşma noktası olduğu yılları da unutmak mümkün değil.
Dün AKM’nin yeni halini Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, mimar Murat Tabanlıoğlu ve Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı ile birlikte gezme şansım oldu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy önce Beyoğlu Kültür Yolu projesini anlattı. Korunarak yenilenen Galata Kulesi’nin Topkapı Sarayı kadar ziyaretçi çektiğini, hatta pandemi döneminde bile 300 bin ziyaretçi rakamına ulaşıldığını öğrenmek sevindiriciydi.
“Beyoğlu Kültür Yolu yeni bir platform haline geliyor” dedi Bakan Ersoy.
AKM, Beyoğlu Talimhane Sahnesi, Taksim Camii, Madame Tussauds, Beyoğlu Refika Övüç Olgunlaşma Ens