Eserleri biliniyordu, ama adının hafızalara kazınması 2008’de Sotheby’s’in ilk kez yaptığı çağdaş Türk sanatı müzayedesiyle oldu.
Müzayedenin kataloğunun kapağında, Taner Ceylan imzalı yüzü kanlar içinde bir boksör resmi vardı, eserin adı ‘Spiritual’dı.
Hiperrealist akımın en çarpıcı örneklerindendi, Ceylan’a göre diğer eserleri gibi “Duygusal realist”ti.
Sonra bu eserin Ömer Koç koleksiyonuna katıldığını, Londra’daki evinde sergilendiğini Financial Times’ta okuduk.
Ceylan’ın ‘1881’ adlı eserinin Marc Quinn gibi bir sanatçının koleksiyonuna katıldığını da...
Sotheby’s’in çağdaş Türk sanatı müzayedelerinde eserleri en yüksek fiyatlara satılan sanatçı oldu Taner Ceylan.
Murat Pilevneli’nin kurduğu Galerist’in Art Basel’e katıldığı en pırıltılı zamanlarında Basel’de başlayan uluslararası yolculuğu daha sonra uluslararası bir galeriyle, geçen yıl hayatını kaybeden Paul Kasmin’le devam etti.
“Bana olan ilgi bugün öyle, yarın başka türlü
17. Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi, “Birlikte Nasıl Yaşayacağız?” (How Will We Live Together?) temasıyla dün başladı, 21 Kasım’a kadar devam edecek. Türkiye pavyonunun yanı sıra ana sergide Türkiye’den mimar, sanatçı ve sivil toplum inisiyatifleri de dikkat çekiyor
"Mimarlık, kent ve yaşamın sadece güzel yapılardan ibaret olmadığını bilenlerin, bu coğrafyada ya da bu coğrafyayı yaşayanların söylenecek çok sözü olmalı” diyor Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, Venedik Bienali’nin başladığını, Gazze’de yaşananların fotoğraflarını paylaşarak duyururken... Venedik’e her defasında 250 bin ziyaretçi gelmesini sağlayan bienalin bu yılki temasının “Birlikte Nasıl Yaşayacağız?” olması, aslında pandemiden önce iklim krizi, politik dengesizlikler, sosyal ve ekonomik eşitsizlikler, göçmen meselesi nedenleriyle kararlaştırıldı, ama pandemiyle birlikte daha da anlamlı hale geldi.
En son Mayıs 2018’de Murat Tabanlıoğlu, Ertuğ Uçar gibi Venedik Mimarlık Bienali’nde önceki Türkiye pavyonlarına imza atan mimarların yanı
Bir yanda pandemi tüm hızıyla devam ederken, bir yanda daha yeme-içme mekanlarının açık hava alanları bile açılamamışken, bir yandan uluslararası seyahatler için PCR test sonuçlarının yanı sıra aşı pasaportları konuşulurken, bir yandan birçok uçuş iptal edilirken, bir yandan da tatil planları yapılıyor.
Daha dün dünyanın en büyük içki şirketlerinden birinin global CEO’su New York’tan aradı, “Ağustosta Bodrum’a gelmek istiyorum, nerede kalmalıyım ve en geç ne zamana kadar rezervasyon yaptırmalıyım?” diye. Doğrusu şaşırdım, evet New York’ta hayat yavaş yavaş normale dönüyor, Amerikalılar maskelerle vedalaşıyor ama bizim durumumuz da ortada. Ama tabii hızla sanki pandemi yokmuş gibi güzel bir yaza geçeceğimiz günlerin hayallerini kuruyoruz.
Sürprizler var
Hatırlayacaksınız, Bodrum pandemiye rağmen geçen yazı da çok hareketli geçirmişti. Maça Kızı, Bodrum Loft, Frankie Beach Club, Amandabravo, Dereköy Lokantası çok konuşulmuştu.
Bu yaz ise durum daha da farklı.
Lucca’dan Sunset’e,
Çok kısa bir süre önce Instag-ram’da en çok takip etmeyi sevdiğim hesaplar sorulduğunda hiç düşünmeden Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun gurbuz.de hesabını söyledim.
Aslında bir influencer hesabı önermem gerekiyordu belki de ama sürekli farklı ürünler tanıtan influencerlar yerine Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun hesabını söylememin nedeni basitti.
Gündemi çok yakından takip edip, anı hep yakalayıp, buna rağmen eleştirirken bile moral bozmadan düşündüren çizimlerinin düşündürürken bile huzur vermesi.
Giderek en çok ihtiyacımız olan şey bu huzur hissi işte.
Karikatür ve grafik sanatçısı Gürbüz Doğan Ekşioğlu müthiş bir yetenek, işlerini Sedat Simavi Karikatür Ödülü’nü kazandığı yıllardan beri takip ediyorum.
Elbette, birçok hayranı kendisini New Yorker dergisine yaptığı efsane kapaklarla tanıdı.
Bir dönem New York’ta da yaşayan Gürbüz Doğan Ekşioğlu, 10 yıldır İstanbul’da ve İstanbul’dan yaptığı çizimleri Instagram hesabında paylaşıyo
Dünyanın önde gelen kültür sanat kurumları bile çağa uydurmak için ellerinden geleni yapıyor, TikTok’tan NFT’ye farklı alanlardan faydalanıyor.
Bkz. Uffizi Galeri.
Pandeminin ilk aylarında resmi TikTok hesabı kullanmaya başladıklarından beri 54 bin takipçiye ulaştıklarını ve karantina sonrası yaz aylarında müze yeniden ziyarete açıldığında genç ziyaretçi sayısının tam iki katına çıktığını ve bunu TikTok hesaplarına borçlu olduklarını açıkladılar önce.
Şimdi ise NFT satışlarıyla gündemdeler.
Peki ama Uffizi neden önemli bir müze?
Tarihiyle başlayalım, Floransa’daki bütün sanat eserlerini bağışlayan Medicilerin son temsilcisi Anna Maria Luisa de Medici’nin çocuğu olmuyor ve tüm Medici servetini ailenin Avusturya koluna devretmek zorunda kalıyor.
Medici koleksiyonları Habsburg-Lorraine Hanedanı’na geçiyor.
Ama bir şartla.
Gece kulüpleri ve canlı müzik mekânlarıyla ilgili en radikal gelişme geçen hafta Almanya’da yaşandı. Gece kulüpleri ve canlı müzik mekânlarının kültürel varlık ilan edilebilmesi için yasal çalışmalar başlatıldı
Önce başa saralım, Avrupa’nın en çılgın gece hayatı Berlin’de ve Berlin gece hayatı denince akla gelen ilk yer Berghain. Kapıdan girmenin en zor olduğu, uzun süre sıra beklemek gereken bir gece kulübü Berghain; beklerken de siyah giyinmiş olmak ve olabildiğince sakin bir tavır sergilemek gerekiyor. Berghain, klasik bir gece kulübü değil, farklı türlerde elektronik müziğin çalındığı odalara bölünmüş dev bir yapı. Hiçbir yerinde oturacak alan yok, çünkü herkes dans ediyor.
İçeride fotoğraf çekmek kesinlikle yasak! Berghain’in ünü, dünyanın en iyi DJ’lerinin burada çalmasından ve tabii tüm hafta sonu boyunca burada hiç durmadan eğlenilebilmesinden geliyor.
Sadece Berlin’in değil, dünyanın en ünlü gece kulüplerinden
Bob Dylan’ın resim ve heykellerinden oluşan ‘Bob Dylan: A Collection of New Original Paintings’ sergisini Londra’da Halcyon Galeri’de gezmiştim. Bob Dylan’ın resim ve heykellerinden oluşan ‘Bob Dylan: A Collection of New Original Paintings’ sergisini Londra’da Halcyon Galeri’de gezmiştim.
Sergi, Martin Scorsese’nin çektiği Bob Dylan belgeseliyle eş zamanlı yine aynı galeride gerçekleşen ‘Mondo Scripto’ sergisinin devamıydı.
Dylan’ın Amerikan otoyol resimleri de vardı bu sergide. Benim en çok sevdiğim kendi el yazısıyla yazdığı şiirleri/şarkı sözleri ve yanında karakalem çalışmalarıydı.
‘Forever Young’dan ‘Knockin’ on Heaven’s Door’a en çok sevilen 60 şarkısını seçmiş. Kulağa çok basit gelse de karşınızda görünce etkilenmemek mümkün değil.
Ayrıca demirden yaptığı heykellerini de bu sergide ilk kez izleyicileriyle paylaşmıştı. Hatırlarsınız, Dylan, 2016’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandığı açıklandığında tartışmalar uzun süre
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da birçok önemli etkinlik ertelenmek zorunda kaldı, 11 Eylül-14 Kasım tarihlerinde gerçekleşmesi planlanan İstanbul Bienali de ne yazık ki ertelendi.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı, Ute Meta Bauer, Amar Kanwar, David Teh küratörlüğünde gerçekleşecek İstanbul Bienali’nin yeni tarihlerini de açıkladı: 17 Eylül-20 Kasım 2022.
Bienalin ertelenmesi ister istemez Türkiye’deki çağdaş sanat dünyasını da etkileyecek.
Pek yakında: Venedik Mimarlık Bienali
Bu yıl gerçekleşip gerçekleşmemesi konusunda büyük tartışmalar yapılan ve son ana kadar iptal edilmesinden korkulan 17. Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi
22 Mayıs-21 Kasım tarihlerinde ‘Birlikte Nasıl Yaşayacağız?’ (How Will We Live Together?) başlığı altında düzenlenecek.
En son Mayıs 2018’de Murat Tabanlıoğlu, Ertuğ Uçar gibi Venedik Mimarlık Bienali’nde önceki Türkiye Pavyonları’na imza atan mimarlarla, Han Tümertekin, Nevzat Sayın, Hasan Çalışlar, Gökhan Avcıoğlu, Selim Cengiç gibi değerli