17. Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi, “Birlikte Nasıl Yaşayacağız?” (How Will We Live Together?) temasıyla dün başladı, 21 Kasım’a kadar devam edecek. Türkiye pavyonunun yanı sıra ana sergide Türkiye’den mimar, sanatçı ve sivil toplum inisiyatifleri de dikkat çekiyor
"Mimarlık, kent ve yaşamın sadece güzel yapılardan ibaret olmadığını bilenlerin, bu coğrafyada ya da bu coğrafyayı yaşayanların söylenecek çok sözü olmalı” diyor Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, Venedik Bienali’nin başladığını, Gazze’de yaşananların fotoğraflarını paylaşarak duyururken... Venedik’e her defasında 250 bin ziyaretçi gelmesini sağlayan bienalin bu yılki temasının “Birlikte Nasıl Yaşayacağız?” olması, aslında pandemiden önce iklim krizi, politik dengesizlikler, sosyal ve ekonomik eşitsizlikler, göçmen meselesi nedenleriyle kararlaştırıldı, ama pandemiyle birlikte daha da anlamlı hale geldi.
En son Mayıs 2018’de Murat Tabanlıoğlu, Ertuğ Uçar gibi Venedik Mimarlık Bienali’nde önceki Türkiye pavyonlarına imza atan mimarların yanı sıra Han Tümertekin, Nevzat Sayın, Hasan Çalışlar, Gökhan Avcıoğlu, Selim Cengiç gibi değerli mimarlarla Venedik’te, Türkiye pavyonunun açılışındaydık. “‘Vardiya” adlı serginin küratörü Kerem Piker’di.
Sessiz açılışlar
Şimdi ise Venedik Mimarlık Bienali’nde birçok ülke, pandemi nedeniyle sessiz açılışları tercih ediyor, bazıları ise çevrim içi açılış davetleri yapıyor. Bu yıl Venedik Mimarlık Bienali’nde küratörlüğünü MIT’nin Mimarlık ve Planlama Fakültesi’nin başındaki Lübnanlı mimar ve yazar Hashim Sarkis’in üstlendiği ana serginin yanı sıra Arsenale ve Giardini’de, Türkiye pavyonunun da aralarında bulunduğu ülke sergileri yer alıyor. İKSV’nin koordinasyonunu yürüttüğü Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu, Schüco Türkiye ve VitrA’nın eş sponsorluğunda ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Neyran Turan’ın küratörlüğünü yaptığı “Architecture as Measure/Ölçü Olarak Mimarlık” projesine ev sahipliği ediyor.
Serginin ana yayın platformu Ölçü Olarak Mimarlık web sitesini turkiyepavyonu21.iksv.org adresinden zaten takip ediyorduk. Adını Neyran Turan’ın Mart 2020’de İngilizce yayımlanan “Architecture as Measure” isimli kitabından alan Ölçü Olarak Mimarlık projesinin çıkış noktası, “Tasarımın rolünü basitçe iklim değişikliği sorununa çözüm üretmeye indirgemek yerine, mimarlığı, çevrenin yeniden tahayyül edildiği bir ölçü olarak düşünebilir miyiz?” sorusu.
Tanıdık 4 isim
Venedik Bienali’nde Türkiye pavyonunun yanı sıra Türkiye’den dikkat çeken başka isimler de var. Bienalde ana sergide dünyanın dört bir yanından sadece 114 katılımcı seçildi. Bu 114 isim arasında Türkiye’den tanıdığımız 4 isim var: Ağa Han ödüllü Han Tümertekin “As Emerging Communities” başlıklı sergiyle Arsenale’de, Pınar Yoldaş “Across Borders” başlıklı sergiyle Giardini’de ve Refik Anadol ile Gökhan Hotamışlıgil ise “Among Diverse Beings” başlıklı sergi ile Arsenale’de yer alıyor. Refik Anadol, bilim ile sanatın birleştiği “Moleküler Mimari” başlıklı eserde, hücrelerin içinde 3 boyutlu filmlerle izleyenleri bir yolculuğa çıkarıyor. Serginin özelliği, Refik Anadol’un Harvard Üniversitesi’ndeki gururumuz Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in 5 yılda ürettiği verilerle hayata geçirilmiş olması. Tabii Sabri Ülker Metabolik Araştırmalar Merkezi’nin desteğiyle. Ayrıca Venedik Mimarlık Bienali’nde bu yıl Türkiye’den çıkan uluslararası bir sivil toplum inisiyatifi olan Vuslat Foundation’ın da ilk projesi yer alıyor. Koleksiyoner kimliğinin yanı sıra heykel çalışmalarıyla da dikkati çeken Vuslat Doğan Sabancı’nın vakfı, ilk etkinliğini, Venedik Bienali’nde özel proje ortağı olarak gerçekleştiriyor, İtalyan sanatçı Giuseppe Penone’nin Venedik’te kanal sularına yerleştirilecek anıtsal eseri “The Listener/Dinleyici” ile...
Umalım, altı ay boyunca devam edecek Venedik Bienali Mimarlık Sergisi’ni ve Türkiye pavyonunu önümüzdeki aylarda fiziksel olarak da görme fırsatı buluruz.