Çağdaş Ertuna

Vogue İskandinavya’nın ilk sayısının kapağında ünlü bir model, influencer ya da popstar değil, İsveçli çevre aktivisti Greta Thunberg var. Bu bir tesadüf değil. Özellikle BM bünyesinde faaliyet gösteren Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) açıkladığı 3 bin sayfalık korkunç raporun ardından

İskoçya’nın Glasgow kentinde kasım ayında düzenlenecek BM İklim Değişikliği Konferansı’na (COP26) katılacak olan Greta, daha önce yaptığı açıklamada, Kovid-19 aşılarının dünya genelinde eşit olmayan şekilde dağıtılmasının bazı ülkelerin güvenli bir şekilde katılamamasına neden olacağı endişesiyle konferansa katılmayacağını belirtmişti. “Adil olmasa gitmeyeceğimi daha önce söylemiştim. Ama şimdi katılacak tüm delegelere aşı yapacaklarını söylüyorlar. Bu adil ve güvenli kabul edilirse sanırım katılacağım” diyen ve küresel çapta iklimle ilgili protesto eylemleri için gençleri bir araya getiren Greta, henüz 18 yaşında.

Sadece göz boyama

Vogue İskandinavya’nın kapağında yer

Savaş karşıtı, çevreci, insan ve hayvan haklarını savunan, tüketim çılgınlığını eleştiren ve kimliğini açıklamayan sokak sanatçısı Banksy, yaz tatilini boş geçirmiyor, İngiltere’nin farklı kıyı kasabalarında tam beş yeni eseriyle hayranlarının karşısına çıkıyor.

Savaş karşıtı, çevreci, insan ve hayvan haklarını savunan, tüketim çılgınlığını eleştiren ve kimliğini açıklamayan sokak sanatçısı Banksy, yaz tatilini boş geçirmiyor, İngiltere’nin farklı kıyı kasabalarında tam beş yeni eseriyle hayranlarının karşısına çıkıyor.

Bir yandan ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ yazısıyla mesaj veriyor, bir yandan Merrivale Model Village’a eklediği eve kendi imzasını atmaktan çekinmiyor.

Geçen yıl pandemi sırasında ‘Game Changer’ başlıklı süperkahraman figürlerini bir kenara bırakıp sağlık çalışanları figürleriyle oynayan çocuk yağlı boya resmi tam 16.8 milyon sterlin’e satılarak rekor kırdı ve tüm para İngiltere’de bir üniversite hastanesine bağışlandı. Ayrıca pandemi sırasında Londra metrosunda

Mediciler Floransa’nın en önemli ailesi, Floransa’yı uzun yıllar yönetmişler.

Hatta içlerinden 4 kişi Papa olmuş, 2 kişiyse Fransa Kraliçesi.

Rönesans’a ilham vermiş, Leonardo da Vinci, Michelangelo gibi sanatçıları ve Galileo Galilei gibi astronomları desteklemişler.

Galilei, Medici Ailesi’nin çocuklarına ders verirmiş, Botticelli gibi Rönesans ressamları da Primavera gibi resimlerini yine Medici çocukları için yaparmış.

Floransa’da bulunan tüm sanat eserlerini bağışlayan Medicilerin son temsilcisi Anna Maria Luisa de Medici’nin çocuğu olmadığı için tüm Medici servetini ailenin Avusturya koluna devretmek zorunda kalıyor.

Medici koleksiyonları Habsburg-Lorraine Hanedanı’na geçiyor.

Ama tek bir şartla.

Anna Maria Luisa, o devirde (1700’lerde) bile anlaşmaya bir şart koymayı akıl ediyor, “Eserlerin hiçbiri Floransa dışına çıkarılamaz” diyor.

Farklı şehirlere optik illüzyona dayalı eserleriyle imza atıyor Fransız sanatçı JR. Son çalışmasını Roma’da Fransız Büyükelçiliği’nin bulunduğu Palazzo Franese’nin dış cephesine yerleştirdi.

Rönesans mimarı Antonio da Sangallo imzasını taşıyan binanın giriş kısmındaki ‘Vanishing Point’ adlı eser, göz yanılmasıyla yapının iç kısmını yansıtıyor.

Eseri “Saray herkese açık değil, görülemeyen odalar ve alanlar var. Bu, binayı açmanın bir yoludur. Artık var olmayan orijinal freskleri ve kemerleri ortaya çıkarıyor” diye özetliyor JR.

Böylece tarihi bir mekânı çağdaş kamusal bir sanat eserine dönüştürüyor.

JR, bu yaz Eyfel Kulesi’nin altında dev bir kanyon varmış gibi gösteren eseriyle de gündemdeydi.

Daha önce de göz yanılsaması tekniğini Floransa’da kullanan JR’ın Eyfel Kulesi’nin karşısına yaptığı eserin içine girenler kayalık bir uçurumdaymış gibi görünüyordu.

Hatırlayacaksınız, tam 6 yıl önce JR İstanbul’a gelmiş, helikopter turu yaparak &cce

Dünya tarihini değiştiren önemli isimlerin hayatını yazmasıyla tanınan saygın bir yazar: Walter Isaacson. Steve Jobs’un tam 5 yıl peşinde koştuğu yazar, Elon Musk’ın biyografisini yazıyor

Steve Jobs, biyografisini yazdırabilmek için bir yazarın peşinden tam 5 yıl koşmuş. Yazar Walter Isaacson’u ilk kez 2004 yılında aramış. Her seferinde aynı cevabı almış: “Senin hayatını yazmak için daha çok erken. Önce emekli ol, 10-20 yıl sonra bakarız.” Steve Jobs ısrarla “Ama ben iyi bir konu olurum” demiş.

Daha önce Benjamin Franklin ve Henry Kissinger gibi isimlerin biyografilerini yazan Walter Isaacson ise o sırada Albert Einstein’ın biyografisini bitirmek üzereymiş. Belli ki ön yargıya kapılmış, Steve Jobs’u, kendisini tarihi değiştirmiş büyük isimlerle bir görüyor diye yadırgamış. Tam beş yıl sonra, 2009’da Jobs’un eşi Laurene Powell Jobs, “Steve hakkında kitap yazacaksan şimdi yazmalısın” demiş Isaacson’a. Sonra da Steve Jobs’un 2004’te yazara “Kitabımı yazar mısın?” dediğinde ilk kanser ameliyatını

Türkiye’nin en güzel orman-larının yok oluşunu büyük bir üzüntüyle izlerken Time dergisi ‘Dünyanın en Muhteşem 100 Yeri’ başlıklı bir liste yayınladı.
2021 yılında mutlaka görülmesi gereken 100 doğa harikası ve tarihi bölgenin yanı sıra modern yerleşimlerin de yer aldığı listede Türkiye’nin en önemli turizm rotalarından biri olan Bodrum da yer alıyor.

Övgüyle söz ediliyor

Time dergisinde yer alan haberde Bodrum’un tarihi, doğal güzellikleri ve dinamikliğinden övgüyle söz ediliyor.
Time’ın listesinde Bodrum’un yanı sıra Atina, Bangkok, Las Vegas ve Cannes gibi farklı yerler de bulunuyor.
Listede Bodrum için “Türkiye’nin St. Tropez’si” ifadesi kullanıldı, bölgenin son yıllarda artan bir biçimde cazibe noktası haline geldiği de vurgulandı.
Son dönemde Bodrum’un farklı noktalarında açılan iddialı konaklama tesislerinin payının da altı çizildi.

"Moralinizi bozmak istemem ama bütün dünya kavurucu sıcakları ve iklim değişikliğini ne kadar ciddiye almamız gerektiğini konuşuyor.

Peki ya biz?

Klima taktırmak dışında önlem alıyor muyuz?

Yoksa sadece söyleniyor muyuz?

“İklim değişikliği aslında mevsimsel bir sorun değil ama hayatımızı değiştiren acil ısı değişikliğiyle ilgilendiğimiz tek zaman yaz ayları. Bu yaz da sıcaklar rekor düzeyde. Doğal olarak küresel ısınmanın sonuçları hakkında endişeliyiz.” 

Yukarıdaki satırları pekâlâ hepimiz söyleyebilirdik.

Oysa New York Times’da New York Üniversitesi Sosyoloji Profesörü Eric Klinenberg yazmış.

Ürkütücü olan da bu zaten.

Çok üzgünüz, acı kaybımız çok büyük.

Doğanın karşısında aslında ne kadar küçük ve çaresiz olduğumuzu bir kez daha görüyoruz.

Böyle felaketlerde yardımlaşma ve dayanışma önemli, kendi imkanlarımız yeterli olmadığında başkalarından yardım da pekâlâ istenebilir, eğer ucunda can kurtarmak varsa.

Evet, dünyanın birçok yerinde orman yangınları var şu anda, bunun en önemli nedeni de iklim krizi.

Elbette, başka nedenler de olabilir belli durumlarda, ama biliyoruz ki iklim krizi çağımızın gerçeği ve giderek daha da çok hayatımızı etkileyecek.

İşte bu durumda uzmanları dinlemek zorundayız, sadece kendi vicdanımızı rahatlatmak için yapılan yardım kampanyalarına değil, gerçekten yangınlarda ailesini, evini, geçim kaynağını kaybedenlere destek olmaya çalışmak ve tabii yangınların bir an önce söndürülebilmesi ve bu yaşananların bir kez daha bu şekilde yaşanmaması için gerekli altyapının sağlanabilmesi konusunda neler yapabileceğimizi düşünmek gerek.

Tabii ormanlık alanların ormanlık alanlar olarak