Onu Serdar Bilgili’nin yeğeni olarak tanıyoruz.
Bodrum’da yakın arkadaşı Murat Özalp ile birlikte Türkbükü’nde Bella Sombra diye bir butik otel açtığını biliyoruz.
Otelin, tipik Bodrum mimarisiyle de, son zamanlarda Bodrum’da hakim olan modern yapılarla da ilgisi yok.
Biraz Toskana tadında nefis bir bahçesi olduğunu şimdiden duymuş olabilirsiniz.
Ama Bella Sombra’ya gidip de Şebnem Ercantürk’ün nasıl işin başında olduğunu görünce etkilenmemek mümkün değil.
Şebnem, şimdiye kadar aile işlerinde çalışmış, annesinden gelen bir inşaat ve iç mimari tecrübesi var.
Zaten otel için bir mimarla da çalışmamışlar, kendi zevklerine güvenmişler, farklı şehirlerden eski eşyaları toplamışlar.
Sezen Aksu Gümüşlük’te ev aldı haberi!: Bazı gazetelerde görmüşsünüzdür, ‘Sezen Aksu Mustafa Oğuz’un Gümüşlük’teki evini satın aldı’ haberlerini. Sezen Aksu da haberi duyar duymaz Mustafa Oğuz’u arıyor, “Dolandırıcı mı oldun, senin olmayan evi bana mı sattın?” diyor gülerek. Her yaz Gümüşlük’te ev kiralayan Mustafa Oğuz’dan dinliyorum hikayeyi.
Mustafa Oğuz’da hikaye çok, şimdi bir kısmını daha dinleme şansımız olacak. Most Production’ın yeni gösterisi ‘Sezenli Yıllar’ı 14-15 Temmuz’da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu Cemil Topuzlu Sahnesi’nde izleyeceğiz. Müzik direktörlüğünü Cenk Erdoğan’ın, koreografilerini Zeynep Tanbay’ın yaptığı gösterinin yönetmeni de tanıdık bir isim, Cüneyt Özdemir. Sezenli 40 yılı Sezen Aksu da, biz de merakla bekliyoruz.
Kate Moss’un 7000 liralık hesabı: Doğrusu Bodrum’da kimsenin umrunda bile değil Kate Moss’un hesabı. Çünkü herkes kendi ödediği hesaplara takılmış durumda. En lüksten en salaşa hangi plaja ya da restorana gitseniz pide dışında seçenekler kısıtlı. Pide, lahmacundan da bir adım ileride, Bodrum’un ana besin kaynağı olmuş durumda. Buna rağmen gelen hesaplar herkesi çıldırtabilecek kadar pahalı. Bu gidişle, Arap şeyhleri ve Rus oligarkları dışında
Bodrum’da sezon bu hafta sonu itibariyle resmen başladı. Bodrum’un taze mekanlarında bir tura çıkıyor, Tilkicik 29’dan X Beach’e, Turgutreis Swissotel’den Yalıkavak Palmarina’ya uzanıyoruz...
Kimileri için yazın en heyecanlı, kimileri içinse yazın en “Eyvah, nasıl atlatacağız?” endişesiyle beklenen hafta sonuydu. Uçaklar dolu, açılış ve davet gündemi yoğun... Nerede kalınacak, nerede kalınırsa hangi açılışa-partiye daha yakın olunur, yollarda daha az sürünülür hesapları gırla... Ne de olsa bitmek bilmeyen bir kıştan sonra ilk defa yaz başlıyor. Okullar tatile girerken, ramazan henüz başlamadan kalan tek hafta sonumuzda Bodrum sezonu açılıyor.
İşte Bodrum’dan en taze haberler...
-Yalıkavak’ın yükselişi hızla devam ediyor. Yalıkavak’taki Palmarina, yerli turistler kadar Arap turistlerin de istilasına uğramış durumda. Özellikle Japon restoranı Nobu ve İtalyan restoranı Cipriani’de yerlilerden çok Arap ve Rus turistler dikkat çekiyor. Yerliler ise daha çok Nusr-et ve balıkçı Sait’i tercih ediyor. Ayrıca Hünkar’da ev yemekleri kadar canlı müzik de dikkat çekiyor.
-Bu yaz Palmarina’nın en büyük sürprizi Huqqa ve Emirgan Teras. Huqqa marinanın göbeğine konuşlanmış, S
Onu geç keşfettik.
Ünlü arkadaşları, ilginç giyim tarzı, renkli gece hayatıyla kültür-sanat sayfalarından magazine transfer oldu.
Eğlenmek için taktığı peruktan, ‘Baba Beni Okula Gönder’ müzayedesinde Türkan Şoray’ın resmini 200 bin liraya satın almasına kadar birçok magazin haberiyle gündeme geldi.
Tam 5 yıl önce yaptığımız bir röportajda “Hermes çantaya 85 bin Euro veren kadınlar bir çanta parasını 200 kız çocuğunu barındıracak bir yurda veremiyor. İşte Türkiye burası.” demişti.
Ardından da eklemişti, “Bu ülke bana iyi, cömert davrandı. Ben de geri verirken hiç düşünmedim bile. Zaten yapmam gerekirdi.”
Bizim gündemimize magazin haberleriyle otursa da, o, dünyanın belli başlı sanat merkezlerinde yapıtları sergilenen, uluslararası alanda adı sayılan az sayıda çağdaş Türk sanatçıdan biri.
İşlerinden çok, özel hayatında yaptıklarını konuştuğumuz günler
geride kaldı.
Başrollerinde Cameron Diaz ve Kate Winslet’ın oynadığı The Holiday (Tatil) filmini izlemiş miydiniz?
Biri Los Angeles’ta, biri Londra’da yaşayan iki kadın Noel tatili için evlerini değiş tokuş ediyorlar.
Bu tatil sırasında Cameron Diaz, Jude Law’a, Kate Winslet ise Jack Black’e âşık oluyor.
İşte asıl ne oluyorsa bundan sonra oluyor.
Senarist Nancy Meyers’ın yazarken ilham aldığı Home Exchange bu filmden sonra yeni birçok üye ediniyor.
Geçen hafta filme konu olan Homeexchange.com adlı ev değiş-tokuş internet sitesinin sahibi Ed Kushins da İstanbul’daydı.
Hem de 1 geceliğine.
Peki ama neden?
Biz seçimlere kilitlenmişken Los Angeles ve Paris’ten Kapadokya’ya bir çıkarma yapıldı. Artık Kapadokya, İstanbulluların Bodrum-Çeşme gibi hafta sonu destinasyonlarından biri. Ürgüp’te, Uçhisar’da, Ortahisar’da her gittiğiniz yerde İstanbul’dan bir tanıdıkla karşılaşıyorsunuz.
Bırakın İstanbul’dan tanıdıkları, şimdi Paris moda dünyasını yöneten Vogue Paris’in eski moda editörü, şimdiki Yayın Yönetmeni Emanuelle Alt’tan oyuncu Josh Hartnett’e birçok uluslararası isimle de Kapadokya’da karşılaşmak mümkün. Hafta sonu Mert Alaş ve Marcus Piggott Vogue Paris eylül sayısı için Natasha Poly ve Lily Aldridge’ı görüntüledi Kapadokya’da.
Çekim ekibi Anatolian House’da kaldı ama Argos’taki yemekten çok etkilendi, Instagram’da bol bol fotoğraf paylaştı. Aynı günlerde Alinur Velidedeoğlu’nun da yapımcılarından olduğu, çekimleri Prag’da başlayan ‘The Mountains and The Stones’ filminin ekibi de Kapadokya’daydı.
Yönetmen Joseph Ruben’in filminde Hera Hilmar, Michael Huisman, Josh Hartnett ve Haluk Bilginer başrollerde.
Yapımcılar ise Alinur Velidedeoğlu, Güneş Çelikcan, Stephen Brown ve Merve Zorlu. Hatta oyunculardan Josh Hartnett de Argos’un Vogue Paris ekibine düzenlediği yemeğe katıldı.
Kış Uykusu
Karaköy’de yaşayan ve Karaköy’ü sevenlerin semtlerine sahip çıkma hareketi Lokals mahallenin eski ve yeni sahiplerini birleştirmeyi amaçlıyor. Tüm Türkiye’nin örnek alması gereken bir zihniyet bu
Sıcak çok sıcak...
Sıcak, daha da sıcak olacak...
Emre Altuğ’un şarkısı düşmüyor dilimden.
Daha maç başlamadan savaşa gider gibi hazırlanıyorum.
Etrafta bir panik hali.
Gölgede anlam veremiyorum bu paniğe, sonradan anlıyorum neden ‘checklist’ yapmak gerektiğini.
Şapka, 50 faktörlü güneş kremi, su spreyi, soğuk su ve yelpaze...
Yelpaze kullanan bir tek Bülent Ersoy kaldı sanıyordum, yanılıyormuşum.