ULUSLARARASI MARKALAR BODRUM’A DEĞER KATIYOR

24 Temmuz 2018

Dev Bodrum uçakları her saatte tıklım tıklım, havaalanından çıkışta ise herkes ayrı bir koya dağılıyor. Oteller hâlâ memnun değil, fiyatlar hâlâ çok yüksek.

Yine de çok büyük yatırımlar yapılıyor Bodrum’a, bu da hem istihdam yaratmaları açısından hem de turizme katkıda bulunmaları açısından çok değerli.

Hafta sonu Bodrum yakınlarındaki Kaplankaya Six Senses’a gitme şansım oldu.

Kaplankaya Canyon Ranch ile başlamıştı, daha sonra Canyon Ranch’in katı kuralları ve Türkiye’ye adapte olamaması nedeniyle yollar ayrıldı.

Şimdi Taylandlı Six Senses var Kaplankaya’da, sağlıklı yaşam ve spa konusunda iddialılar. Malum, dünyanın en iyi wellness ve spa otel zincirlerinden biri Six Senses.

Kaplankaya’nın özelliği ise müthiş doğası. Gösterişten uzak, doğayla iç içe.

Çevre ve sürdürülebilirlik konularında da çok hassaslar, oda anahtarları bile plastik kart değil, tahta.

Six Senses’ın içinde bulunduğu arazinin tam 7 koyu var. Bodrum’a 2 saatlik araba mesafesinde.

Yazının Devamı

AMSTERDAM’DA MUTLAKA GÖRÜLMESİ GEREKEN MÜZE

22 Temmuz 2018

Kanallarda tekne turu yapmaktan, şehirde bisikletle gezintiye çıkmaktan ve tabii sonsuz yeme-içme seçeneğinden vakit bulabilirseniz, Amsterdam’a kadar gidip de kaçırmamanız gereken ne var?

Amsterdam’a kadar gelmişken mutlaka gidilmesi gereken

3 müze var: Van Gogh Müzesi, Rijksmuseum ve Stedelijk Müzesi.

Van Gogh hayranları için Van Gogh Müzesi, klasiklere düşkünler için Rijkmuseum, modern sanat ve tasarım meraklıları içinse Stedelijk Müzesi doğru adres.

Tabii bunların yanısıra Banksy eserlerinin yer aldığı Moca Müzesi de görülebilir.

Hemen yanında pırlanta müzesi ve daha ileride çanta ve cüzdan müzesi bile var.

Şaşırıyor muyuz?

Hayır.

Yazının Devamı

MERHABA AMSTERDAM!

21 Temmuz 2018

Amsterdam’da Bungehuis binasından içeri girdiğimizde hummalı bir çalışma devam ediyor, her yerde ustalar son rötuşları yapıyor.

Onlara çarpmamaya çalışarak, yerdeki kabloların üstünden atlayarak resepsiyona ulaşıyoruz.

Akşam 200 kişilik özel bir yemek daveti olacak Soho House Amsterdam’da, şehrin kreatif kitlesinin önde gelenleriyle İngiliz ve Türk basını ağırlıklı minik bir grup katılacak yemeğe.

Hemen ertesi akşam da Soho Houseların yaratıcısı Nick Jones ev sahipliğinde 1000 kişilik dev bir parti var.

Manzaraya bakınca, “Bu akşama nasıl yetişecek her şey?” diyorsunuz, ama daha önceki tecrübelerimize dayanarak artık biliyoruz, akşama her şey mükemmel hale getirilecek, sanki sihirli bir değnek değmiş gibi.

“Tutarlıyız, her açılış öncesi böyle oluyor” deyip gülüyorlar.

Zaten açılış öncesi bu telaşlı anları paylaşmaları da kendilerine güvenlerini gösteriyor.

Yazının Devamı

Adalarda hızlandırılmış tur

19 Temmuz 2018

Artık öğrendik, Simi’deki Manos, Leros’taki Mylos ya da Mikonos’taki Nammos’tan ibaret değil Yunan adaları.
Son yılların en popüler adası Patmos.
Malum, bir yer tutturduk mu suyunu çıkarana kadar vazgeçmeyiz.
Ama artık birkaç adadan fazlasını kalkındırıyoruz, Yunan adalarında minik bir tura çıkıyoruz.


Eskiye dönüş yapıyoruz, en popülerlere değil, bir zamanlar en sevdiklerimizle ve hala sık sık gittiklerimizle devam ediyoruz.

Yazının Devamı

Yankı’ya hem sevindik hem üzüldük

17 Temmuz 2018

Efsane tenisçi Rafael Nadal’ın bile elendiği turnuva Wimbledon’da gençler kategorisinde çiftlerde Türkiye’den bir tenisçinin şampiyon olması gurur verici.

Ama bir o kadar da üzücü.

Peki ama neden?

Kaçımız Yankı Erel’in adını daha önce duyduk?

Wimbledon’da gençler kategorisinde çiftlerde birinciliği kazanmasaydı, kaçımızın Türkiye’den bir tenisçinin Wimbledon’a katılmayı başardığından haberi olacaktı?

Şimdiye kadar Türkiye’den birçok tenisçiye medyada yer verildi ama doğrusu Yankı Erel hakkında şimdiye kadar çok habere rastlamadık.

Başarısını duyanlar “Yurtdışında doğmuştur, büyümüştür” dedi.

Oysa Yankı Erel, tenise 6 yaşında, doğduğu yerde, Tekirdağ’da başladı.

Yazının Devamı

KYLIE JENNER’A “SELF-MADE” DENİLEBİLİR Mİ?

15 Temmuz 2018

Kardashian-Jenner ailesi hayatımıza yeni bir kavram getirdi: Ünlü olduğu için ünlü olmak. Bu hafta ailenin 20 yaşındaki en genç üyesi Kylie Jenner’ın iş dünyasının en prestijli dergisi Forbes’a “Servetini kendi kendine kazanan en genç milyarder” sıfatıyla kapak olması hepimize kapak mı yoksa?

70’lerde insanlar ürettikleri sayesinde konuşulurdu. Önce çalışır ve üretir, sonra ortaya çıkardı. Artık durum farklı: Önce şöhret oluyorsun, sonra mesleğine karar veriyorsun. Şöhret kültürü, gereğinden daha fazla büyüdü. İyice şişti. Her şöhret, kendi parodisini yaratmaya başladı. Vasata tapmak, insanı fark etmeden uyuşturur. Gittikçe uyuşan toplumlar, taklitlerle yetinmeye başlar. Taklidi hazmetmek kolaydır çünkü. Kafa yorman ve üzerinde çok da düşünmen gerekmez. Kullan-at, bas like’ı geç... Taklit taklidi doğurdu, bu döngü birkaç kez tekrarlandı, taklidin de taklidi derken sonunda Kardashian doğdu. Anlamıyorum ben bu Kardashian’ları. Anlamak da istemiyorum sanırım. Üzerine düşünecek, konuşacak kadar mühim bulmuyorum” diye zamanın ruhunu özetledi Studio 54’ün ve Edition otellerin kurucusu Ian Schrager, Ali Tufan Koç’a verdiği röportajda.

Mark Zuckerberg’den sonra tek isim

Oysa geçen yıl

Yazının Devamı

SÜPER KAHRAMAN MI, PAZARLAMA BALONU MU?

14 Temmuz 2018

Onu ya çok seviyorsunuz ya da tamamen bir balon olduğuna inanıyorsunuz.

Ortası yok.

Son zamanlarda en çok konuştuğumuz isim Elon Musk’tan söz ediyorum.

Tayland’da mağarada mahsur kalan çocukları kurtarmak için mühendislerini seferber ettiğini açıkladı hepimize, sosyal medyadan Los Angeles’ta bir havuzda yaptıkları çalışmaları anbean yayınladı.

Oysa o sırada İngiliz dalgıçlar çocukları kurtarmak için çoktan yola çıkmıştı bile.

Boşuna ‘hesap ödendikten sonra elini cüzdanına atan’lara benzetilmedi Elon Musk.

Aslında çocukların kurtarılmasında hiçbir katkısı olmadı ama yine de çabasıyla kendini dünyaya bir süper kahraman olarak pazarlamayı başardı.

Yazının Devamı

İBİZA SEZONU AÇILDI

12 Temmuz 2018

Adaya ilk defa giden biri, sadece 24 saati varsa nereleri görmeli sorusunu cevaplayarak başlayalım.

Kahvaltıyı marinadaki Grand Cafe Cappucino’da etmeli, Cala Escondida’da yürüyüş yapıp tekneyle Formentera’ya geçmeli, Cala Tarida’da suşi yemeli, enerjisine inanılan büyük kaya Es Vedra’yı görmeli, günü Cala Conta’da Sunset Ashram’da batırmalı, gece de romantik bir yemek için Dalt Vila manzaralı IT’e gitmeli.

İbiza denince herkesin aklına gelen Pacha, Blue Marlin, Casa del Mar gibi müziklerine alışık olduğumuz kulüpler ilk sıralara girmiyor bile, her ne kadar Pacha’da pazartesileri yapılan Flower Power partileri her zaman tıklım tıklım olsa da.

İbiza’nın farklı bir enerjisi var.

Ancak uyum sağlayabilenler geliyor diyorlar.

Eskiden gelen hippi ruhunun son yıllarda biraz bozulmasından şikâyetçi yerliler.

Anlaşılan, çok para harcayan turistler İbiza’nın da ruhunu satın alabiliyor.

Yine de İbiza’da İspanyol kültüründen gelen müthiş bir rahatlık var.

Yazının Devamı