Bodrum’da talihsiz açıklama

4 Temmuz 2020

Doğası ve köy hayatıyla sevdiğimiz Bodrum, son yıllarda başka bir ligde de varlığını gösteriyor.

Mandarin Oriental, The Edition, Amanruya gibi uluslararası otelleriyle, Chanel’den Dior’a kadar birçok lüks markanın yazlık butikleriyle, Yalıkavak Marina’nın mega yatlar bölümüyle artık en üst turist segmentine de hitap ediyor.

Bu da Bodrum’un St. Tropez ve Capri gibi dünyaca ünlü sayılı yerle aynı seviyede konumlandırılmasını sağlıyor.

O yüzden global markaların ya da küreselleşme adımını atmayı başarmış yerli markaların Bodrum’u tercih etmesi de Türkiye turizmi ve tanıtımı için son derece değerli.

İşte bu yüzden her yaz fiyatları, özellikle de lahmacun ve döner fiyatlarını tartışmamız gereksiz, çünkü her keseye uygun bir seçenek var Bodrum’da.

En üst segmente hitap eden global markaların müşterisiyle köyün içindeki mantıcının müşterisi elbette aynı değil.

Önemli olan, en lüks yerde de en salaş yerde de belli standartları koruyabilmek ve en iyi servisi verebilmek.

İşte Bodrum’u temsil eden kiş

Yazının Devamı

Da Vinci Şifresi’nin acı intikamı

2 Temmuz 2020

Björn Runge imzalı ‘Nobel Adayının Karısı’ filmini izleyenler hatırlayacak: Joan Castleman her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözünün yaşayan kanıtı.

Glenn Close’un canlandırdığı zeki ve yetenekli olan Joan, 40 yıllık evliliğinde eşi için her şeyi yapan bir kadın.

Kendi yeteneğini feda ederek eşinin yükselen edebiyat kariyeri için gece gündüz demeden çalışıyor.

Ama eşine verilen Nobel Edebiyat Ödülü’nü almaya gittikleri yolculukta aldatılmaya ve aşağılanmaya artık daha fazla dayanamayacağını anlıyor ve eşinden ayrılmaya karar veriyor.

Yazının Devamı

20. yılını kutluyor

30 Haziran 2020

Hiç tahmin edemeye-ceğiniz bir yerde, sadece bir kişinin çabasıyla neler yapılabildiğini görmek, umutla dolmak ve ilham almak için Hüsamettin Koçan’ın Baksı projesini görmelisiniz.

Baksı Müzesi birçok kişiye göre bir ütopyaydı, Hüsamettin Koçan’a göre ise bir hayal...

Beklenenden kısa sürede gerçek oldu, Baksı Kültür Sanat Vakfı ise 2005’te kuruldu.
Hüsamettin Koçan’ın Bayburt’ta, doğduğu Bayraktar (eski adıyla Baksı) köyünde kurduğu müze, Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü de kazandı ve ödülün sembolü olan Miro’nun “Güzel Göğüslü Kadın” heykelini bir yıl boyunca müzede misafir etme hakkını da...

Evet, İstanbul’da müzelere, sergilere doyuyoruz ama Bayburt’un küçük bir köyünde bir müzenin olması çok önemli ve değerli. Müzede çağdaş sanat koleksiyonunun yanında türünün belli başlı örneklerini içeren geniş bir halk resimleri koleksiyonu ve

Yazının Devamı

Ertegün kardeşler övgüyle hatırlanıyor

28 Haziran 2020

Tüm dünyada protestolar devam ediyor, bazı ünlü isimler, “Yeterince destek olamadık” diye özürler diliyor; ama hatırlanan güzel hikâyeler de var. İşte bu hikâyelerden biri 1930’larda Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nde iki genç sayesinde başlıyor.

ABD’deki #Blacklivesmatter protestoları sürerken, eski defterler de yeniden açılıyor. Büyük kurumlar, şirketler, ünlü isimler bu konuda şimdiye kadar yaptıklarının yeterli olmadığını söylüyor, daha fazlasını yapabilirdik diyor. Bir yandan da tarihte yer etmiş iyi örnekler hatırlanıyor. İşte o örneklerden biri, 1930’larda Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nde iki delikanlının caz tarihini değiştirmesi olarak hatırlanıyor. 1935’te büyükelçi babalarıyla birlikte elçiliğe taşınıyorlar, en büyük ilgi alanları caz müzik. O zaman şehrin caz kulüplerine gittiklerinde fark ediyorlar ki, ya sırf beyazlar ya sırf siyahlardan oluşuyor kulüplerin izleyicileri! Farklı ırklardan

Yazının Devamı

Duvarlar dile geliyor

27 Haziran 2020

‘The Inside Out’ projesiyle TED (Yaymaya Değer Fikirler) Ödülü’ne layık görülen Fransız sokak sanatçısı/fotoğrafçı JR, İstanbul’un farklı semtlerindeki binalara ‘Wrinkles of The City’ (Şehrin Kırışıklıkları) projesiyle iz bıraktı.






Yazının Devamı

Kültür-sanat çalışmaları hızlandı

25 Haziran 2020

Başka ülkelerin pandemi sürecinde kültür-sanata sağladıkları destekleri takip ettik.

Biz bu süreçte neler yapıyoruz diye uzun uzun düşündük, tartıştık.

Şimdi ise sevindirici haberler geliyor arka arkaya.

Öncelikle İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), ‘Kültür Hattı’ başlıklı projesiyle UNESCO Kültürel Çeşitlilik Uluslararası Fonu’nu almaya hak kazandı.

Türkiye’den bu fonu alan ilk proje bu.

Hedef, ülke genelinde farklı kentlerde faaliyet gösteren kültür profesyonellerinin gelişimine destek olmak.

“Kültürel ifadelerin çeşitliliğine alan açmayı ve kültür profesyonellerinin kapasitelerini güçlendirmeyi hedefleyen Kültür Hattı projesi dahilinde, bu alanda çalışanların ihtiyaçlarını anlamaya yönelik bir saha araştırması, Türkiye’nin her yerinden kültür- sanat profesyonellerinin başvurabileceği bir kültür yönetimi eğitim programı ve herkese açık bir dijital platform hayata geçirilecek. Temmuz 2020’de başlayacak ve iki yıl

Yazının Devamı

Global hedef, global konser

23 Haziran 2020

Lady Gaga’nın pandemi sürecinde koordine ettiği, Jimmy Fallon, Jimmy Kimmel ve Stephen Colbert’in sunduğu ‘One World: Together at Home’ (‘Bir Dünya, Evde Hep Beraber’) TV konseri öncesinde büyük firmalardan 35 milyon dolarlık bir bağış toplandı.

Koronavirüs salgınında sağlık çalışanlarına ve araştırmalarına destek olabilmek için.

Günümüzün ‘Live Aid’i olmasını beklediğimiz konserin hepimize moral vermesi gerekiyordu, ama aksine tam bir hayal kırıklığıydı.

Çünkü onlarca ünlü isim güzel evlerinde en depresif şarkılarını seslendirmeyi tercih etti.

Acıklı, eski şarkılarla nostalji yaparken sevdiğimiz müzisyenlerin çoğu detone oldu, çıplak seslerinin aslında ne kadar da sıradan olduğunu gördük.

Son derece didaktik videolarla ve mesajlarla dolu konserin Live Aid gibi bir enerjisi de, eğlencesi de yoktu.

Bu kadar sevilen ünlü isimle bu konser çok daha enerjisi yüksek ve izlenebilir olabilirdi ama olamadı ve milyonları ekrana kilitleyen bir fırsat kaçtı.

Şimdi ise uluslararası müzik ve film yı

Yazının Devamı

Dünyanın en büyük gastronomi açık artırması

21 Haziran 2020

Dünyanın En İyi 100 Restoranı listesinin yaratıcıları, şimdi tüm dünyadaki bağımsız restoranların pandemi döneminde gördüğü zararla başa çıkabilmeleri için bir fon yaratıyor. Tabii bu fonun sadece restoran işletmecilerine değil, müşterilere de faydası olacak

Karantina boyunca istisnasız her evde en büyük sorun aynıydı, bugün ne yemek yenilecek! Bu sorun hepimizi o kadar bezdirdi ki, bir kısmımız çareyi 3 öğünü 2 öğüne hatta bazen tek öğüne düşürmekte buldu. Farkında olmadan aralıklı oruç beslenme yöntemine geçildi bile. İşte bu dönemde daha iyi fark ettik, aslında ne kadar çok dışarıda yemek yediğimizi! Yeme-içmeye meraklılar ev yemekleriyle hasret giderirken restoran menülerini de fazlasıyla özledi tabii.




Yazının Devamı