Dünyadaki en önemli, en değer verdiğimiz çocuklarımızın herhangi bir şekilde bir kaza yaşamasını istemeyiz. Ancak her ne kadar biz bunu yaşamak istemesek de çocuklarla hastaneye gittiğimiz veya acil bir vakada panik halde hastanenin acil servisinde soluğu aldığınız durumlar yaşayabiliriz.
Yaşadığımız birkaç vaka sonrasında özellikle acil servislerde yeterince tecrübe sahibi olduğumuz için bu konuda elde ettiğimiz deneyimleri de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hastanelerin acil servislerinde yaşananlar hem ebeveynler hem de çocuklar için adı üstünde acil bir durum karşısında bir şeylerin normal ve yolunda gitmediği anlardır. Böyle zamanlarda çocuklar adına mümkün olduğu kadar hassas olurken hastane personelinin de işini kolaylaştırabilecek dengeyi yakalamamız oldukça önemlidir.
Blog: http://bilgilibaba.com
Instagram: https://www.instagram.com/bilgilibaba
Facebook: https://www.facebook.com/bilgilibirbaba
Bebeğinizin doğumundan önce yapılan hazırlıklarda yalnızca annelere değil aynı zamanda biz babalara da düşen görevler bulunuyor. Eşinizin kendi annelik içgüdüleri, hamilelik ve doğum süreci ile alakalı öğrendikleri ve etrafında diğer annelerde aldığı tavsiyelerin yanında baba olarak siz de bu süreçte varolmak istiyorsanız babalık eğitimi bu anlamda önemli bir fırsat olabilir.
Doğum süreci ve sonrasında bebeğinizle en iyi iletişim kurmanın bir yolu da bebeğin ihtiyaçlarını karşılamaktan geçiyor. Bebeğin yıkanmasından masajına, bezinin değiştirilmesinden gazının çıkartılmasına kadar temel konularda söz hakkınızın olması için babalık eğitimleri de size oldukça yol gösterici olabilir.
Gördüğüm kadarıyla artık babalık eğitimini birçok hastane ya da kurum ücretsiz düzenliyor, internetten yapacağınız kısa bir araştırma ile bu eğitimleri takip edebilirsiniz. Kendimde bu eğitime katılmış bir baba olarak öğrendiğim bilgileri birkaç ana başlıkta özetlersem;
Anne – Baba Psikolojisi
Bebek ve Çocuk Gelişimi
Bebek Yıkama
Gaz Çıkarma
Bebek Bezi Değiştirilmesi
Bebek bezi değiştirmek bir yazı olur mu demeyin? :) Eğer anne değilseniz ve bebek bezini değiştirmek için doğal bir yeteneğiniz yoksa bebeğin bezi değiştirmek öğrenmeniz gereken bir konu olabilir. Dolayısıyla yeterince bebek bezi değiştirmiş bir baba olarak tavsiyelerim şu şekilde olacak;
Bebek bezi değiştirmek için pratiklik kazanmak isterseniz ilk 6 ay bunun için oldukça uygundur. 6 aydan sonra bebeğiniz hem daha hareketli olmaya başlayacak hem de bezi açtığınızdaki manzaranın boyutu değişecektir. Dolayısıyla bu süreye kadar ne kadar pratik olur ve hızlanırsanız sonrasında göreceğiniz manzaranın süresi de azalacaktır. :)
Bilgili Baba
Blog: http://bilgilibaba.com
Instagram: https://www.instagram.com/bilgilibaba
Facebook: https://www.facebook.com/bilgilibirbaba
Eşimin ilk bebeğimize olan hamileliğinde, doğrum süreci normal seyrinde giderken 25.hafta itibariyle işler bir anda rayından çıkmaya başladı. O günün koşullarında anlam veremediğimiz birçok etken nedeniyle erken doğum riskinin yüksek olduğunu öğrenmemizle artık bizim için farklı bir yol olacağını anlamıştık. Doktorumuz, konusunda uzman ve yetkin biri olduğu halde erken doğum ile birçok riskin olabileceğini fark etmiştik.İtiraf edeyim hayatımın hiçbir döneminde bu kadar endişelenmedim.
Günler ve haftalar geçip artık 34. haftaya geldiğimizde rutin kontroller haftada 3’e çıkmış durumdaydı. Hiç unutmuyorum bir cuma günü kontrole gittiğimizde doktorumuz bize “hazırlanabilirsiniz, yarın doğumu gerçekleştireceğiz, artık daha fazla risk alamayız.” demesiyle önce eşim itiraz etmiş olsa da sürecin başlaması gerektiğini o da kabul etti. Bununla yüzleşmek pek kolay değildi açıkçası.
Erken doğum riskini bildiğimiz için tüm hazırlıklarımızı çok öncesinden tamamlamıştık ama o gün telaş içinde unuttuğumuz birkaç şeyi daha aldık. Zaten doğum olayında ne kadar hazırlık yaparsanız yapın mutlaka bir şeyler eksik kalıyor :) O akşam ne ben, ne de eşim doğru düzgün uyuyamadı ve ne kadar
Bir baba olarak bir bebeğin sorumluluğunu eşim olmadan tek başıma alabileceğimi hiç düşünmemiştim..O gün gelene kadar :)
Baba olarak bebeklerin dünyasına gerçek giriş hikayem de böyle başladı zaten. Henüz 8 aylık kızıma tek başıma bakmaya başladığımda bazı gerçekleri fark edebilmiştim. Bir bebeğin ihtiyaçlarını karşılarken, oyun oynarken, uyuturken gerçek bir iletişim kurduğumda, bunun aslında ne kadar değerli olduğunu o zaman anladım.
Ancak hiçbir şey göründüğü kadar kolay değil. Bebekle tek başıma kalmadan önce hep eşimin desteği ile altını değiştirebiliyor ya da mamasını verebiliyordum ve eşim yanımdayken bunları yapmayı basit bile buluyordum. Nasıl olsa bir problem olduğunda eşim yanımdaydı ancak tek başıma kalıp bebeğe bakmaya başladığımda kolay dediğim şeylerin aslında tek başımayken ne kadar zor olduğunu anlamam da çok uzun sürmedi :)
Eşimin daha önce doğum yüzünden yarım bıraktığı yüksek lisansını bitirme kararını almamızla birlikte 3-4 ay kadar hafta sonları bebeğimize benim bakacağım bir model üzerinde anlaşma sağladık. (Eşimin mezuniyet töreninde oğlumuza hamile olduğunu öğreneceğimizden henüz o zamanlar bu kararımızın ne kadar önemli olduğunu bilmiyorduk:))
İlk ders günü
3T (Telefon, Tablet, Televizyon) ile ilgili olarak uzmanların “cep telefonu kullanmamalı, asla şu yaştan önce televizyon izlememeli” gibi tavsiye ve önerilerinin pekte uygulanamadığını düşünüyorum. Günümüz ebeveynleri üzerinde gündelik yaşam sıkıntıları, geçim derdi ve stres gibi nedenlerle ebeveynler bazen birkaç dakika bir şey düşünmeden hiçbir şeyle ilgilenmeden dinlenmek veya kafasını dağıtmak istiyor. Dolayısıyla bu kısa süreli dinlenme araları için çocuklara verilen cep telefonu ya da televizyonda açılan bir çizgi film aileler için kurtarıcı olarak görülebiliyor. Bu konuda bir problem olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Hayat o kadar mükemmel değil dolayısıyla hiçbir anne baba bu konuda kendini üzmemeli.
Ancak cep telefonu, tablet ve televizyonlar için dikkat edilmesi gereken şey kolaycılık adına kullanılmaması gerektiğidir. Örneğin çocuk yalnızca çizgi film izlerken yemek yiyorsa (ki muhtemelen bu duruma ebeveynler alıştırmıştır.) ve bu durumda anne baba bu durumu bir kurtarıcı olarak görüp her yemekte çizgi film açıyorsa bunun adı kolaycılıktır. Biz ebeveynlerin en önemli görevlerinden birisi çocuklarımızın gelişiminde kolaycılıktan uzak durarak problemli bir konuda emek
Bazen çocukların bitmeyen ağlamaları, ısrarcı olmaları veya sürekli mızmızlanma gibi davranışları sonucunda anne baba olarak bizlerin de çileden çıktığı ya da sinirlendiği zamanlar oluyor değil mi?
Uzmanlar, çocukların bu ve benzeri davranışlarının altında mutlaka bir sebep olduğunu söylüyor ve probleme neden olan bu sebeplerin ortadan kaldırılması gerektiğini belirtiyorlar. Ancak bazen bu sebepleri bulup ortadan kaldırmakta zamanımızı alıyor ve dolayısıyla zaman zaman tahammüllerimiz de azalabiliyor.
Peki biraz empati ve yardımlaşma ile tahammüllerimizin azaldığı bu anları daha rahat atlatabilmenin bir yolu olduğunu söylesem :)
Bu çözüme ebeveynlerin birbirini regüle etmesi deniliyor. Regüle etmek kelime anlamıyla düzenlemek anlamına gelse de esasen anne babanın birbirini dengelemesi olarak kullanmak daha doğru.
Eğer ebeveynlerden biri o gün çocuğa karşı daha az tahammül gösteriyorsa, diğer yetişkinin bir dengeleme yapması gerekiyor. Örneğin baba ile çocuk arasında bir gerginlik başlamış ve bu gerginliği başlatan taraf baba ise; anne duruma müdahale etmeli ve babanın sakinleşmesini söylemelidir hatta gerekirse bir süre ortamdan uzaklaşmasını isteyerek çocukla