Beşiktaş’ta başkanlık koltuğu için dört aday yarışacak. Tabii geri adım atan olmazsa... Olabilir mi?.. Olasılığı yüksek... En azından kuşlarım öyle söylüyor!
Kongrelerin eskiden beri değişmez bir kuralı vardı; “İktidar adayı şartlar ne olursa olsun, bir adım öndedir...”
Ancak böylesi ekonomik krizin tırmandığı bir ortamda bu yerleşmiş cümlenin artık pek geçerliliği kalmadı! Kulislerde Serdal Adalı’nın çok az farkla önde olduğu konuşuluyor. Bunu şimdilik yüzdeye vurmak imkansız. Yüksek bir katılım beklendiğinden oy dengeleri her an değişebilir.
Ama görünen bir gerçek var o da kim parasal açıdan güçlü bir yönetim oluşturursa, ipi göğüsleyecektir... Çünkü, ekonomik tablo ortada. Güçlü liste kongrede başkan adayını belirleyecek en büyük faktör olarak önümüze çıkacak.
Adalı’nın işbaşındaki yönetimden isimlere yer vermesi şansını riske atar! Adalı’nın eski yönetimden sadece Genel Sekreter Ahmet Ürkmezgil’e teklif
Ahh şu hakemlerimiz ahhh! 7 haftayı geride bıraktık, ‘düzelirler’ dedikçe, hata yapmaya devam ediyorlar! Hangisini yazsak...
Rize-Trabzon maçı; Hüseyin, Oğulcan’ı arkadan itiyor, 1-0 ev sahibi önde, üstelik kaleci ile karşı karşıya buz gibi penaltı, veren yok! Ya Galatasaray’dan Belhanda’nın düşürülmesine ne diyeceğiz? Beşiktaş-Alanya maçında Atiba ile Fenerbahçe-Antalya mücadelesinde Diego’nun pozisyonları aynı, ikisi de penaltı.
Değişen kurallar ne diyor, ona bakalım... Elin konumu, vücudun genişleyip, uzaması çok önemli. Kol yukarı kalkarsa vücut uzuyor, yana açılırsa, vücut genişliyor... Dememiz o ki, Atiba’nın kolu açık olduğu için vücut genişlemesi söz konusu, bu da penaltıyı gerektiriyor. Bizler değil, kurallar yazıyor!
Gelelim bitmek-tükenmek bilmeyen VAR olayına... Hem Beşiktaş hem de Fenerbahçe maçında hakemler pozisyona çok yakın, rahat süzebilecek konumdalar... Diyoruz ki VAR niye meydanda yok? Her iki pozisyonda hakemlerin vücut dili de çok önemli, zaten o
Bu oyunda özgüven dibe vurduğu anda, kaybetme korkusu zirve yapar, eliniz-ayağınıza dolaşır, tedirginlik başlar! Beşiktaş’ın ligin ilk altı haftasındaki görünen fotoğrafı budur. Düşünün yedi haftada yaşanan puan kaybı 13... Ancak Galatasaray ve Fenerbahçe’nin kayıplarının da buna yakın olduğunu anımsatalım! Avcı’nın elinin altındaki kadro yeterli mi, değil mi, tartışlır! Sadece kadro yetersizliği mi, ya formunun uzağındakilere ne demeli?
***
Evet, ligin altı haftasında yalpalayan, uçurumun kenarlarında dolaşan Kartal, aradığı çıkış tünelini ve de morali lider Alanyaspor karşısında buldu. Kaldı ki Alanyaspor, iyi futbol ve de etkili kramponlara sahip, bulunduğu yeri rastlantı olarak değerlendirirsek, ayıp ederiz. Gelelim, dünkü Beşiktaş açısından kritik mücadeleye... Valla, ilk yarısından keyif alan var mı? Lider Alanya, kontrollü ve de savunma ağırlık oyununu onlara yakıştıramadım! Beşiktaş’ın kadrosu malum, ilk onbirde çürük dişler var! Örneğin, Adem Ljajiç, yedi haftadır, ortalarda yok! Oğuzhan, gerçek enerjisinden yoksun, nerede o iş
Bir teknik adam bu kadar mı şanssız olabilir arkadaş? Kart cezaları, sakatlıklar, golü kendi kalesine atanlar derken, buna dün de ‘migren’ ağrısı eklendi! N’Koudou kadrodan çıkarıldı, tribünden Taylor Boyd yedek kulübeye davet edildi, Caner sahaya sürüldü. Bugüne kadar migrenden kadrodan çıkarılanı ne gördüm, ne de duydum! 27.dakikada da Güven Yalçın sakatlandı, buna ne diyeceğiz? Avcı’nın yerine kendinizi koyun, bir empati yapın, sonra fatura kesmeye kalkın! Bu handikaplara bir de o ağır formanın içini dolduramayan, hakkını veremeyenleri de eklersek, negatif tablonun sürpriz olmadığını görürüz.
Lig mi, UEFA’mı? Abdullah Avcı hafif ağrıları bulunan Burak Yılmaz’ı riske etmedi, Alanya maçına sakladı. Artı Gökhan Gönül’ü yedeğe çeken tecrübeli hocanın lige ağırlık verdiğini görüyoruz, başka çaresi de yok! İngiliz ekibi Wolverhampton, asla Beşiktaş’ın kalitesinde, kalibresinde bir takım değil. Ancak, iyi takım savunması yapıyorlar, disiplini elden bırakmıyorlar, yani sabırlılar,
Beşiktaş’ın ligdeki durumu malum; negatif ötesi! Bu zincire şimdi de yönetim krizi eklendi, her kafadan bir ses çıkıyor!
Kim aday olacak, kim olmayacak, müthiş bir kafa karışıklığı söz konusu! Muhabirlik yaptığım süreçte, yalanların-dolanların peşinde koşmadım, hep gerçeklere yöneldim... Şimdi görüyorum ki, yazılı ve görsel medyada Fikret Orman’ın yeniden aday olup, olmayacağı tartışılıyor! Doğrusu, Orman adaylığını koymayacak, nokta... Perde arkasındaki gelişmeler bunu gösteriyor, olanları, diyalogları sizinle kamuoyuyla paylaşmak asli görevim.
Neden koymayacak? Efendim, Başkan Fikret Orman üst seviyedeki personele veda yemeği verdi, gizli tutuluyor bu biirrr. Geçtiğimiz günlerde ünlü işadamı Rahmi Koç ile bir araya geldi... Koç’un medyada Orman’ın devam etmesi konusunda görüş belirttiği iddia edildi. Hayır, tam tersi Koç, “Girme” dedi, bu ikiii.... İşin özeti, Başkan Orman’la ilgili spekülasyonların bir karşılığı olmayacaaaakkkk! Adama sorarlar, “Bırakıyorum” dedikten sonra
Yahu arkadaş, Beşiktaş’ın Süper Lig’deki durumu negatif, altı maçta beş puan! Böylesi tabloya bir de başkanlık sorunu eklendi, olacak iş mi? Peki, şimdi Başkan Fikret Orman’a sormak gerekir, tamam hakaret ediyorlar, durup dururken görevi bırakmak neyin nesi? Haaa istifa etmedi, olağanüstü kongrede yeniden adaylığı söz konusuymuş, hoppala! Bu tabloda mı? Aklım-havsalam almıyor, takımın böylesi kritik bir durumuna başkanlık krizini eklemek nereden çıktı arkadaş? Quaresma’yı gönderen arkadaşlar, sorarım size, şu aldığınız yabancılara bir bakın, onun kramponu bile olamaz! Sevsinler sizin transfer politikanızı! Takımın bu durumundan, futbolcular kadar sizler de suçlusunuz, bilesiniz!
***
Bu oyunda her takım kritik sezonlar geçirebilir, büyük, küçük farketmez, örnekleri var... Ne var ki Kartal’ın üzerine ölü toprağı serpilmiş, özgüven duygusu dibe vurmuş, dibe! Abdullah Avcı, Kartal’ı bu olumsuz ortamdan yukarı çıkarmak adına çırpınıyor, çırpınmasına da, eldeki malzeme bu, ne yapsın! Adam kalesine golü
Hadi burdan buyurun bakalım! Beşiktaş lige iyi başlamadı, Kartal, bir bilinmeze doğru kanat çırpıyor! Bu olumsuz tabloya Başkan Fikret Orman’ın istifa kararını alması, yangını daha da büyüttü, söndürülmesi haftalar alır.
Arkadaşlar, eyyy Beşiktaş’a gönül verenler, taraftarlar... Demokratik ortamda, eleştiri hakkınızı kullanabilirsiniz, buna gıkımız çıkmaz. Ancaaak, eleştirinin dozunu kaçırıp, hakarete dönüştürmek demokratik hak değildir. Yani, yönetimi beğenmezsiniz, başarısız bulursunuz, ‘istifaya’ çağırabilirsiniz...Hakaret ne demek? Başkan Fikret Orman’ın avukatı değilim, ancak tribünlerden çıkan çatlak sözlere isyan ediyorum. Hele bir sosyal medya var ki, hakaretin bini bir para! Bu mudur demokratik hak?
7.5 yıllık süreçte başkan Orman’ın iki şampiyonluğu var. Yeterli mi, değil mi, tartışılır. Bu sürece bir de stadı eklemekte yarar var. O stada kazmayı vurmak bile o ortamda mangal gibi yürek isterdi, başkan Orman bunu gerçekleştirdi.
Haaa işin bir de ekonomik boyutu var, o kasayı denk duruma getirmek,
Süper Lig’in daha beşincisi haftası, yani sezon başı... Bir takım düşünün ki, sakatlıklarla, kırmızı kart ve bireysel hatalarla boğuşuyor! Bir kaleci düşünün ki, dünyaca ünlü, yediği hatalı goller tribünleri çıldırtıyor! Geldiğinden bu yana yediği garip gollerin haddi hesabı yok! Bir de formsuzluklar ve de sorumsuzluklar var, unutmayalım! Beşiktaş teknik direktörü Abdullah Avcı ne yapsın? Hele şu ferdi hatalar ve kırmızı kartlar yok mu, hiç bir teknik adam kenardan bunlara set çekemezzzzz!
***
Avcı, yokların yerini elindeki olanaklarla kapatmaya çalıştı. Gökhan Gönül’den stoper olur mu, elbette olur, bunu dün gördük. O yaşına karşın, maç süresince ortaya koyduğu futbolla Kartal’ın iyisiydi, helal olsun. Kral Burak Yılmaz döndü, ne var ki, ilk yarıda pozisyona giremedi, savunmanın arasında kayboldu! Beşiktaş eksik, Başakşehir neredeyse tam kadro. Konuk takım daha derli-toplu, ne var ki, bu özelliğini pozisyon üretimine yansıtmayı beceremedi. Beşiktaş, onca handikapına bir de top kayıplarını ekledi, vasatın