Ahh şu hakemlerimiz ahhh! 7 haftayı geride bıraktık, ‘düzelirler’ dedikçe, hata yapmaya devam ediyorlar! Hangisini yazsak...
Rize-Trabzon maçı; Hüseyin, Oğulcan’ı arkadan itiyor, 1-0 ev sahibi önde, üstelik kaleci ile karşı karşıya buz gibi penaltı, veren yok! Ya Galatasaray’dan Belhanda’nın düşürülmesine ne diyeceğiz? Beşiktaş-Alanya maçında Atiba ile Fenerbahçe-Antalya mücadelesinde Diego’nun pozisyonları aynı, ikisi de penaltı.
Değişen kurallar ne diyor, ona bakalım... Elin konumu, vücudun genişleyip, uzaması çok önemli. Kol yukarı kalkarsa vücut uzuyor, yana açılırsa, vücut genişliyor... Dememiz o ki, Atiba’nın kolu açık olduğu için vücut genişlemesi söz konusu, bu da penaltıyı gerektiriyor. Bizler değil, kurallar yazıyor!
Gelelim bitmek-tükenmek bilmeyen VAR olayına... Hem Beşiktaş hem de Fenerbahçe maçında hakemler pozisyona çok yakın, rahat süzebilecek konumdalar... Diyoruz ki VAR niye meydanda yok? Her iki pozisyonda hakemlerin vücut dili de çok önemli, zaten o pozisyonlarda VAR ile muhabbet ediliyor. İki hakemin yorumu da, “eller doğal konumda, topun çarptığını gördüm” diyorsa ki, büyük olasılık budur, son karar hakemindir!
Efendim Burak Yılmaz’ın atılması gerektiğini savunanlara gülüp geçiyorum! Neredeyse herkes kırmızı kartta birleşiyor... Niye kırmızı? Burak kolunu ve dirseğini silah olarak kullanmıyor ki, çünkü topa daha önce o yükseldi, Ceyhun altta kaldı. Buna hiçbir hakem kırmızı çekmez, çekemez!
MHK’ye de bir çift sözümüz var... “VAR’a deneyimli hakem atayın” diyoruz, dinleyen yok. Hızlandırılmış VAR eğitimiyle bu iş rayına oturmaz, bilesiniz!
Yeni yönetimin ömrü kısa olmasın
Süper Lig’de 7 haftanın en önemli olayı, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’nın kulübü olağanüstü kongreye götürmesidir bence.. Başkan adayları üç aşağı, beş yukarı belli. Serdal Adalı, Ahmet Nur Çebi, İsmail Ünal ve Hürser Tekinoktay. Adaylar bugün 17.00’ye kadar Divan Kurulu’na başvurmak zorundalar. Zarflar açılmayacak, adaylar 20 Ekim’de yapılacak kongre öncesi listelerinde değişiklik yapabilecekler.
Kongrenin asıl boyutu adayların yönetimlerini kimlerden oluşturacağıdır. Neticede ortada işin bir ekonomik boyutu var. Parasal açıdan güçlü listeler, bu işin olmazsa, olmazıdır. Nereye varmak istiyorum, ay sonunda ödenmesi gereken, futbolcu alacakları ve personel maaşları 16 milyon euro... Mayıs 2020’ye kadar olan ödemenin ise 600 milyon lira olduğu biliniyor.
Eyyy sevgili başkan adayları... Parasal tablo negatif ötesi, güçlü yönetim kurmak zorundasınız... Aksi taktirde gelecek yönetimin ömrü kısa olur, bilesiniz! Kim kazanır bilemem, bildiğimiz tek şey parasal açıdan güçlü listenin bir adım önde olacağıdır. Kaldı ki TAŞ öyle ağır ki, kim elini altına koysa, alimallah elini kaybeder!
İşin özeti, demokratik ortamda herkes aday olabilir, adayların çokluğu da kimseyi rahatsız etmesin. Böylesi bir tabloda ortaya çıkıyorlarsa ki öyle, hepsi de alkışı hak ediyor. Yönetim kurulu listelerini maddi açıdan güçlü isimlerle oluşturamayanlar, geri adım atarlar, bunu da biliyoruz!
Bırakın Avcı işini yapsın
Beşiktaş’ın kötü gidişinde benim bir yorumum vardı, “Abdullah Avcı bu takımı toparlar” diye, sözlerimin de sonuna kadar arkasındayım.
Beni asıl şaşırtan, Alanya maçının kadroları anons edilirken, taraftarların Abdullah Avcı’nın adının okunmasıyla birlikte verdikleri tepki! Bu asla doğru bir yol değildir, zaten Kartal yalpalıyor, kritik bir maça çıkıyor, siz hocaya tepki gösteriyorsunuz! Beşiktaş’ta müthiş bir özgüven kaybı var, siz de bu negatif tabloya tuz-biber ekiyorsunuz, hem Avcı’yı, hem de takımı baskı altına alıyorsunuz!
Bu saatten sonra yönetim değişse de, yeni bir teknik adam söz konusu olmaz. Avcı’ya tepki vermek yerine, nasıl takıma sahip çıkıyorsanız, ona da bu krediyi tanımak zorundasınız. Bırakın Avcı’ya baskı yapmayı bir kenara, adamı rahat bırakın, işin yapsın, kafası ve kulakları tribüne takılı kalmasın! Elbette eleştiriler olacak, örneğin Diaby ve Douglas niye 11’de değil? Bana göre ikisine de forma verilmeli. Diaby çok çabuk ve de yetenekli bir oyuncu, attığı gol bunun en büyük göstergesidir. Ancak Diaby tipik bir forvettir. Burak Yılmaz bırakın gol atmasın, sahada oluşu, rakip savunmayı zorlar. Diaby şartlar ne olursa olsun 11’de yer almalıdır, ister forvet arkası, ister kanatlarda, oynasın da, nerede oynarsa oynatılsın.
Fotoğraf sırasına girenler kayboldu!
Fatih Terim hocamızı yıllardır tanırım, başarıları ortada. Terim, yazılı ve görsel medya üzerinden kimseye kolay kolay mesaj vermez, direkt gider, yüzüne söyler. Demek ki onun da sabrı taştı, bu tip bir cümleyi kullandı...
Gençlerbirliği maçı sonrası, “Ben konuştuğum zaman ceza alıyorum, biraz da ceza almayanlar konuşsun” diyen Terim’in adresi sadece Başkan Mustafa Cengiz değildir. Bu sözler yönetim ve divan kurulu üyelerini de kapsıyor. Arkadaş Gençlerbirliği maçında verilmeyen buz gibi bir penaltı söz konusudur. Terim, konuşsa, eleştirse yine ceza alacağını biliyor. Peki, hadi divan kurulunu geçtik, yönetimden niye ses çıkmıyor? Ankara’daki tartışmalar, Aslantepe’deki restauranta taşındı! Görüyoruz ki camiada fırtınalar kopuyor, kasırgaya dönüşmesi de an meselesidir! Başkan Cengiz’in, “Herkes işini yapsın” sözlerinin adresi neresi peki? Herhalde Florya’dır, teknik kadrodur! Galatasaray yıldızlarla dolu kadrosuna karşın iyi futbol oynamıyor, Terim de bunun farkında.
Şimdi sormak istiyorum, yönetim, hocanın istediği transferleri yapabildi mi? İşte burası soru işaretleriyle dolu. Falcao’nun dünya markası olduğunu biliyoruz, ne var ki yaşı 33, üç yıllık maliyeti ise dudak uçuklatıyor! Terim, takım içi balansın bozulmasına asla sıcak bakmaz, kılı-kırk yarar... Yolun sonuna gelmiş, eleğini asmış oyunculara bayılıyoruz! Falcao’nun gelişini anımsayın, onunla fotoğraf çektirmek için yöneticiler adeta sıraya girmediler mi? Aslan ligde tökezliyor, kötü futbol oynuyor ya, bakıyorsunuz ortada hiç kimse yok, kaçan kaçana!