Fenerbahçe’deki Mesut Özil olayı bana Alex’i anımsatıyor! Ne alaka der gibisiniz!
Şöyle filmi bir geriye saralım, yani Aykut Kocaman dönemine... Kocaman ile Alex arasında ‘soğuk savaşlar’ yaşandı, anımsayın!
Yıldızları hiç barışmadı o süreçte! Bu sürtüşmeler medyaya da yansımalar yaptı. Tıpkı Vitor Pereira ve Mesut Özil’de olduğu gibi!
Özil’in gelişi ülkemizi ayağa kaldırdı, günlerce yazılı ve görsel medyanın manşetlerini süsledi...
Başkan Ali Koç ve yönetimi, Fenerbahçe’nin yedi yıllık ‘şampiyonluk’ hasretine katkı sağlasın diye getirdi Özil’i... Yedek kalsın diye değil!
Gelin görün ki, tıpkı Alex’te olduğu gibi, Pereria’nın taviz vermez oyun sistemine ve kurallarına takılı kaldı Özil! Efendim, Mesut’un özellikle son aylarda Pereira ile gizli bir soğuk savaş yaşadığını bilmeyen yok! Hangi aklı başında teknik adam hazır olan Özil gibi bir dünya yıldızını yedek soyundurur?
Buna gerekçe olarak sürekli fizik - kondisyon meselesi gösteriliyor.
Efendim, 90 dakikayı çıkaramazmış! Kaç dakikayı çıkarır Mesut? Anlatın biz de bilelim arkadaş!
Madem çıkaramıyor, çıkardığı kadar oynat! Valla bu konuda bir takım arızalar olduğu kesin! Kim haklı, kim suçlu tartışmasına girmem! Samandıra’da kim bilir neler oluyor, oraya uzağım, görünene bakarım! Başkan Ali Koç’un son yaptığı açıklamalar, ikili arasındaki ‘arızayı’ su yüzüne çıkardı nihayet!
Başkan Koç’un, “Mesut’un da artık işine odaklanması lazım. Ticari işleri kenara koyup, nasıl Fenerbahçe için en iyisini yapabilirim bunlara odaklanması gerekir” sözleri bence çok doğru.
Neticede buraya çok büyük umutlarla getirildin, hem oynamıyorsun, hem de araya ticari işlerini sıkıştırıyorsun!
Nerede kaldı senin profesyonelliğin arkadaş? Belli ki başkan da bu konuda dertli, sabaha kadar haklı.
O zaman çekin bir kenara siz uyarın başkan? Başkan Koç, Pereira’yı da ihmal etmiyor, onu da uyarıyor: “Hocamız da Mesut’tan daha fazla nasıl yararlanılır, bunu çözmeli. Basında yaratıldığı kadar büyük bir sorun yok. Mesut oynamak istiyor, oynayamadığı için mutsuz...”
Valla başkan kusura bakma, ortada böylesi sorunlar varsa ki var, medyanın buna seyirci kalmasını sakın ola beklemeyin.
Neticede yıldız bir oyuncu söz konusudur, kimse bunu ‘es’ geçemez...Başkanın bu açıklamalarından sonra Pereira ile Özil arasında sorun olmadığını da kimse savunamaz!
Gelelim şu sistem meselesine... Belli ki başkan da bu konuda sıkıntılı, konuşmalarından bunu çıkarıyoruz:
“Oynadığımız oyun sistemi, tüm formasyonlar arasında en zoru. Herkesin makine gibi çalışması gerekiyor. Hocamızın arkasından iş çevirmiyoruz. Gazetelerde yazanların hepsi hurafe. Biz hocamızdan memnunuz. Varsa iletişim problemleri, onları da yöneteceğinden şüphemiz yok.”
Başkan, iletişim sorununa da işaret ediyor, demek ki bu anlamda da sıkıntılar var ki gündeme getiriyor!
Diyorlar ki “Galatasaray derbisi Pereria’nın son şansı...” Ben söylemiyorum, medyadaki iddialar bu yönde.
Valla ‘ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ der büyüklerimiz! Medya durup dururken bunu niye yazsın ki? Demek ki, camiada konuşuluyor da medyaya sızıyor!
Yıllardır bu işin içindeyim, eğer bir takımda işler kötü gidiyorsa, hep bu tip derbilerde yönetim kanadında hocalar yeniden kantara çıkarılır, bir kez daha test edilir! Hele hele ‘arkasındayız’ deniyorsa, bu kelimeden korkacaksınız!
Aksi sonuçlarda mı? Genelde hep gidici oldular, kalanını pek duymadım! Gerçi Başkan Koç, “Derbinin sonucu ne olursa olsun Pereira kalacak” diyor, tabii ki ona inanacağız!
Talisca’ya evet, Aboubakar’a hayır!
Mali şartları yerine getirmedikleri için 2022 Asya Şampiyonlar Ligi’nden men edilen Al-Nassr takımında kriz giderek büyüyor.
Burada top koşturan Beşiktaş’tan tanıdığımız Talisca ve Aboubakar’ın bu nedenle takımdan ayrılacakları ileri sürülüyor. Sosyal medyanın yanı sıra bazı gazetelerde yer alan haberlere göre, her ikisinin de Beşiktaş’a dönüş yapacakları iddia ediliyor. Talisca’nın başımızın üzerinde yeri var. Aboubakar’mı?
Valla, kim alır bilemem, ama ben olsam onu Türkiye’nin sınırlarından içeri sokmam! Nedeni mi? Anımsatmaya gerek var mı?
İşimiz zor fakat biz zoru severiz!
Hep söyledik, yazdık, çizdik... Biz, A Milli Takım olarak uçurumun kenarlarında dolaşmayı seviyoruz! Gruptan direkt finallere gitme şansımız vardı, elimizin tersiyle ittik, sıkıntıya yelken açtık! Son anda play-off’u yakaladık.
Detaylara girmenin anlamı yok, öyle veya böyle kapıyı araladık. 180 zorlu dakika bizi bekliyor finallere katılım adına.
Olası rakiplere bakıyor, işimiz kolay değil. Hele elemelerde oynadığımız futbolu düşünmek bile istemiyorum! Ama biz ülke olarak zoru severiz, işimiz bu, genlerimizde var!
Güzel sözler
“Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok, hayret...” - Necip Fazıl Kısakürek