Sorun Nerede?

13 Aralık 2020

Türkiye'de Süper Lig ve 1. Lig maçlarını izlemeye çalışırım. Gördüğüm bir gerçek var. Türk futbolu fazlasıyla fiziksel mücadele odaklı. Fiziksel olarak diri kalan, patlayıcı kuvveti yüksek, sprinter futbolcuları olan takımlar diğerlerine üstünlük sağlıyor. En kritik konu bu.

Diğer konu ise geçiş oyunları. Futbolumuzda fiziksel baskı ve sertlik var. Üstüne bir de top tekniği ve pas yeteneği çok zayıf olan futbolcular ile dolu bir lig olduğundan, top kaybı veya faul çok oluyor. Top kaybı veya faul çok olduğundan, geçiş oyunları ve duran toplar önem kazanıyor.

Öyleyse bu ligde üç kritik başarı faktörü var. Birincisi fiziksel güç, patlayıcılık ve dayanıklılık. İkincisi top kayıpları sonrası ofansif ve defansif geçiş oyunlarını iyi oynamak. Üçüncüsü ise duran topları iyi kullanmak.

Bunların hepsini ortalamanın üzerinde veya iyi yapan tek takım Terim'in Galatasaray'ı. Zaten Terim, ülke futbolunun şifrelerini çözmüş tek teknik adam. Biraz da Şenol hoca.

Ülke futbolunun tamamının hücum tarafında bir hareketsizlik sorunu var. Top isteme, insiyatif alma, boş alanlara hızla yönelme, pas opsiyonları oluşturma gibi konularda büyük sorunlar var. Beşiktaş ve Galatasaray fiziksel

Yazının Devamı

Havada Bulut

2 Aralık 2020

Futbol zeka işi. Hem sahada, hem kenarda. Hatta tribünde.

Futbol aynı zamanda yetenek işi. Hem sahada, hem kenarda, hem tribünde.

Birde özveri işi. Çaba işi. Emek işi. Hem sahada, hem kenarda.

Sizce Fenerbahçe futbol takımında hangisi var? Zeka mı, yetenek mi, özveri mi? Bana göre ne sahada, ne de kenarda üçü de yok. Sadece tribünde özveri.

Sene başında mucize takım, yıldızlar topluluğu olarak taraftara sunulan, Nisan'da şampiyon olur denilen Fenerbahçe şu an nerede?

Daha 30 hafta var, şampiyon olacağız söylemleri de bu tür bir balona hava taşımak değil mi?

Gerçeklere bakalım.

Fenerbahçe kadrosu geniş ama yetenek seviyesi düşük. Yaşlı. Mücadele etmiyor. Hareketsiz.

Yazının Devamı

Derbide kim kazanır?

26 Eylül 2020

Derbide kazananı tahmin etmek zordur, çünkü iki tarafın o günkü motivasyonları, hakem, şans gibi faktörler normal maçlardan çok daha fazla etki eder.

Kağıt üzerinde baktığımızda, Galatasaray favori. Nedenlerine gelince;

Galatasaray hem rakiplerine 3. bölgede müthiş bir pres yaparken ki bu klasik bir Terim takımı özelliğidir, aynı zamanda da 1. bölgede kendisine pres yapıldığında topu çok rahat çıkartabiliyor. Galatasaray ligin topu en olumlu kullanan defans hattına sahip. Buna birde pas isabet oranı yüksek, özgüveni iyi, hızlı yönlendirme yapan sürpriz Taylan faktörü eklenince, Galatasaray presle bunaltan ama presle bunaltılamayan bir takım haline geliyor.

Diğer neden Galatasaray oturmuş bir takım. Fenerbahçe ise hocası ve kadrosu ile adeta bir toplama takım hüvviyetinde. Pek çok oyuncu birbirleri ile daha önce hiç oynamadı. Uyum özellikle de ligin ilk haftalarında çok önemlidir.

Üçüncü neden, Fenerbahçe'nin sınırlı hücum kabiliyeti. Samatta'nın daha yeni katıldığı düşünüldüğünde, fiziksel açıdan hazır olsa ve oynatılsa da, hücumda uyumsuzluk olacağı açık. Fenerbahçe iyi toplar yapıp topu ceza alanı civarına taşısa da bu uyumsuzluk, pozisyonları olumlu bitirmede sorun

Yazının Devamı

Aklı Olan Kazanıyor

15 Temmuz 2020

BAŞAKŞEHİR HAK ETTİ

Yıllar önce Başakşehir emin adımlar ile istikrarlı başarılara yürüyor dediğimde çoğu kimse inanmamıştı. Çünkü istikrar ve futbol aklı başkadır. Ülkemizde ikisinden de fazla bulunmaz. Başakşehir bir proje takımı. 7-8 senedir bu proje istikrarla, sürekli üzerine koyarak sürdürülüyor. Başakşehir Kulübünün sahipleri, burayı iş dünyasında rekabet eden bir şirket gibi akıllı yönetiyorlar. Duygusallık yok, ben bilirimcilik yok, liyakatsizliğe tolerans yok. Türk Futbolunun kanayan yaraları bunlar. Bir yönetim felsefeleri, liyakata dayalı profesyonel yöneticileri, doğru teknik adam seçimleri, harika bir kadro mühendislikleri var. Bu şampiyonluk için (henüz belli olmasa da, ben olacaklarına inanıyorum) getirilebilecek tek bir eleştiri var, o da geç kaldı. 3-4 sene önce gelmeliydi. Ben bu tablonun devam edeceğini düşünüyorum. Üç büyüklerin yönetim hatalarına düşmezler, iyi altyapı yatırımları yaparlar, futbol modellerine özkaynak modeli ile genç futbolcu yetiştirmeyi de eklerlerse, Başakşehir artık bu ülkede futbolun örneği haline gelir. Tabi taraftar sorunu var, ancak bu Türkiye'de düzenli şampiyonluklar, iyi bir PR ve sosyal medya faaliyeti ve Avrupa'da üst düzey

Yazının Devamı

Yabancı Futbolcu Kolaycılığı

10 Temmuz 2020

YENİ KURALLAR

Türkiye Futbol Federasyonu yabancı sayısı ile ilgili kararını verdi. Buna göre Süper Lig'de kulüpler gelecek sezondan itibaren 14 yabancı ile anlaşabilecek, ilk 11'de en fazla 8 yabancı forma giyebilecek. Yabancı sayısını kademeli olarak azaltmak da planlanıyor. 14 önce 12'ye sonra ise 10'a inecek. Sahada ilk 11'de bulunabilecek yabancı sayısı ise ilerleyen sezonlarda arka arkaya önce 8, sonra 7, en son ise 6 ya düşecek.

Örneğin, 2022-2023 sezonunda sadece 10 yabancı ile anlaşma yapılacak, 6 tanesi sahada kalabilecek. Bunlara ek olarak 2020-2021 sezonunda müsabaka isim listesinde altyapıdan bir genç, sonraki sezonlarda ise, 2021-2022'de ilk 11'de altyapıdan yetişmiş bir genç, 2022-2023'de ise ilk 11'de altyapıdan yetişmiş 2 genç zorunlu olarak forma giyecek.

Aynı şekilde TFF 1. Lig'de de kademli olarak yabancı sayısı azaltılacak.

TEPKİLER

Yabancı kararı, başta büyük takımlar olmak üzere önemli futbol adamlarının hepsini rahatsız etti. Zaten geçtiğimiz senelerde çoğu teknik adam, kulüp yöneticisi ve futbol yorumcusu ittifak halinde sayının serbest olması gerektiğini söylüyorlardı. Bu tepkiler devam edecektir.

Tepkilere haklılık verilebilecek üç konu

Yazının Devamı

Fenerbahçe Nasıl Değişmeli?

17 Haziran 2020

Fenerbahçe dün gece Trabzonspor'a karşı aldığı 1-3' lük mağlubiyet ile bu sezonu resmi olarak kapattı. Artık ne ligde, ne kupada bir iddiası yok.

Fenerbahçe'de büyük bir yönetim zafiyeti olduğunu sürekli yazıyorduk. İyi niyetli Başkan Ali Koç ve ekibi, sportif açıdan ne futbolda, ne basketbolda kayda değer bir gelişme sağlayamadılar. Önceki kötü yönetimi dahi arattılar.

Öte yandan Fenerbahçe'nin içine itildiği mali çukurdan çıkarılması için çaba gösterdiler ve burada sonuç aldılar. Bu açıdan çabaları takdire şayan.

İşin sportif tarafında sayın Ali Koç'un düşünce kalıplarını kırması, ders alması, konuya farklı bakması gerekiyor. Yönetim Kurulu'nda değişikliğe gitmeli, spordan, sporcudan, futbol ekonomisinden anlayan isimleri ekibine katması gerekiyor. Hatta bu konularda eski dönemlerde başarı sağlamış yöneticilere yönetiminde yer vermesi de son derece akıllıca olacaktır.

Sürekli aynı şeyleri denerseniz, aynı sonuçları alırsınız. Ali Koç ve ekibi 2 fiyasko sezondan sonra umuyorum ki bazı dersleri almışlardır. Fenerbahçe daha önceki yönetimler ile de çok sezonlar kaybetti, bu iki sezon da telafi edilir ama vizyon değişimi şart.

Fenerbahçe mali darboğaz içinde

Yazının Devamı

Derbinin Düşündürdükleri

25 Şubat 2020

BİR TAŞLA ÜÇ KUŞ

20 sene sonra Kadıköy'de gelen galibiyet, şampiyonluk yolunda atılan dev adım, Fenerbahçe'de yol açtığı yıkım.. Bir taşla üç kuş vurdu Galatasaray, daha doğrusu Terim. Maça mükemmel hazırlamıştı takımını, teknik, taktik, fizik her anlamda rakibine üstünlük sağladı. Bence maça damgasını vurdu.

Fenerbahçe cephesinde ise tam bir Yanal fiyaskosu yaşandı. Yanal sezon başından bu yana performansı ve hataları ile beni çok şaşırttı. Dünkü maç ise Yanal'ın hatalarda zirve noktası oldu. Kendisine geçmişte sempati duyan bir futbolsever olarak içtenlikle şunu öneriyorum; teknik direktörlüğü bırakmalı ve yorumculuğa başlamalı. Zamana uyum sağlayamayan, kendisini geliştirmeyen başarılı olamaz. Ama ülke iyi bir yorumcu kazanmış olur.

Derbi ile ilgili analize geçmeden önce şunu ifade etmek isterim. Galatasaray'ın lehine verilen penaltı pozisyonu bence penaltı değil. Ancak kolay bir pozisyon da değil. Hakemin bunu doğru yorumlaması kolay değil. Peki neden VAR'a gitmedi, neden izlemedi? Burada art niyet olduğunu düşünüyorum.

Diyeceksiniz ki, penaltı verilmemiş olsa ne olurdu?

Sabaha kadar oynansa, Galatasaray kazanırdı. Kadro kalitesi hemen her pozisyonda

Yazının Devamı

FENA YANAL-DIK

19 Şubat 2020

Türkiye'de futbolun içine düştüğü duruma çok içerlediğimden, futbol adına çok keyifsiz olduğumdan, bir süredir yazılarıma ara vermiştim. İyi ki de vermişim. Türkiye'de futbol maalesef siyasileşti ve spor olmaktan çıktı. Türk futbolunu kurtaracak beklentileri ile şişirilen yeni Federasyon, tarafsızlık ve yönetim başarısı açısından eskisini mumla arattı.

İçinde bulunduğumuz dönem bizler açısından sessiz kalınacak bir dönem değil. Ancak, ben yine de futbolumuzun genel olarak içine düştüğü sıkıntılar hakkında yazmayacağım. Bu tablonun tam ortasında, beline vuruldukça vurulan Fenerbahçe'nin saha içi sorunları ile ilgili yazacağım.

Beni takip edenler bilirler, Aykut Kocaman, Simeone, Ranieri gibi hocaları sistem hocası olarak takdir ederim, ama bu sistem benim futbol anlayışıma uymuyor. Oyunun tek bir yönünü çok iyi yapıp, diğer yönleri ihmal eden bu anlayışı Fenerbahçe'ye de yakıştırmam.

Ersun Hoca, bu anlamda farklı bir görüntü verir. Adeta bu saydığım hocaların tam tersidir. Ersun hocanın takımları da bir tek şeyi iyi yapar, ofans. Diğerlerinin hocaların takımlarının tersine, defansta hiç bir varlık gösteremez.

Fenerbahçe son şampiyonluğunu kazandığında Yanal Hocanın

Yazının Devamı