Aslına bakarsanız kilo vermek de kiloyu korumak da bazı dengeler üzerine kurulu. Burada önemli nokta yiyeceklere olan yaklaşımınız. Yani bir başka açıdan söylersem, beslenme programınızda yapacağınız bazı düzenlemelerle kilo vermek ya da hep sağlıklı kiloda kalabilmek mümkün.
Bu konuyu kısaca "şekeri ve yapay tatlandırıcıları hayatınızdan çıkarın, protein ve lif zengini besinleri ekleyin, fiziksel aktiviteyi artırın" diye özetleyebilirim.
Bu önemli ayrıntıyı da belirttikten sonra gelin bakalım şimdi, kilo almanıza neden olan besinleri hayatınızdan çıkarıp onların yerine hangilerini koyarsanız kolayca kilo verebilir ve sağlıklı kiloda kalabilirsiniz.
İşte kilo dostu besinler ve onları nasıl tüketmemik gerektiğine dair ipuçları.
BOĞAZINIZDAN GEÇEN HER YUDUMA DİKKAT
Bu ne demek? Bu şu demek "nasıl olsa içecek" diye küçümsemeyin, en az yedikleriniz kadar içtiklerinize de dikkat edin. Çayınıza ya da kahvenize ne şeker ekleyin ne de yapay tatlandırıcılar. Buna ek olarak piyasada "diyet" etiketiyle satılan içeceklerin de, bol bol tüketirseniz alkolün de kilo vermenize ya da kilo korumanıza hiçbir olumlu etkisi olmadığını asla unutmayın. Kısacası boğanızdan geçen yer yudumu bilgece hesapl
Eğer formda kalmak istiyorsak, daha da önemlisi hem sağlığımızı tehdit eden hem de ruhsal olarak rahatsız hissettiren fazla kilolardan kurtulmak istiyorsak yağ yememek gerektiği söylendi uzun yıllar boyunca. Birçok kişi ağzına yağ sürmeden kilo vermeye çalıştı. Ama bu düşünce tarzı artık çoktan tarihe gömüldü bile. Eğer kilo vermek ya da sağlıklı kiloda kalmak istiyorsak, sağlıklı yağları gerektiği kadar tüketmeliyiz.
Biraz önceki cümlede geçen "sağlıklı yağlar" kısmına takıldınız büyük olasılıkla. Evet bu doğru, beslenme programında yer alması gereken sağlıklı yağlar tüketildiğinde kilo vermeye de yardımcı oluyor.
Peki hangileri bu sağlıklı yağlar? Hangi yağları tüketirsek kilo verebiliriz ya da formda kalabiliriz?
İŞTE SAĞLIKLI YAĞ KAYNAKLARI
AVOKADO:
Şimdiye kadar genellikle hangi yiyecekleri tüketip hangi yiyeceklerden uzak durmamız gerektiğinden söz ettik. Gelin isterseniz, bu kez farklı bir patikaya girelim. Sağlıklı olmak, formda kalmak ve hayatımızı olabildiğince kaliteli bir şekilde sürdürmek için tüketeceğimiz besinleri nasıl muhafaza edeceğimize bakalım.
Genellikle elimize geçen her yiyeceği "daha iyi korunur, uzun süre dayanır" diyerek buzdolabına yerleştiriyoruz. İşte bazen bu konuda yanılabiliyoruz. Çünkü bazı yiyeceklerin, buzdolabının soğuk ortamında değil oda sıcaklığında ya da sadece serin bir yerde saklanması gerekiyor.
İşte buzdolabına konulmaması gereken 9 yiyecek
Domates: Genellikle buzdolabının sebzelere ayrılan kısmında saklanır domates. Ama aslında bu doğru bir seçim değil. Çünkü domates, sahip olduğu zengin içeriğin büyük bir bölümünü soğuk ortamda kaybeder.
Buzdolabında saklamak, domatesin lezzetinin değişmesine de neden olur. Zaten uzun süre buzdolabında tuttuğunuz domatesi tüketirken tadının aslında domatese hiç de benzemediğini fark etmişsinizdir. Siz siz olun domatesi oda sıcaklığında saklayın. Mutfağınızın bir köşesinde buna uygun bir yer mutlaka bulabilirsiniz.
Patlıcan: Patlıcan, ısıya duyarlı
Yeryüzünde kaç tane "mucize meyve" var, tam olarak bilmek mümkün değil. Ama içlerinde bir tanesi var ki boş yere "mucize" olarak nitelendirilmediği kesin. Aslında ülkemizde de çok yakından tanınan ve tüketilen hurmadan söz ediyorum. Sadece lezzetli bir besin değil aynı zamanda bir sağlık kaynağı hurma. Beyni ve kemikleri güçlendirmekten vücudu toksinlerden temizlemeye hatta kilo vermeye yardımcı olmaktan kilo korumaya kadar sayısız faydası var hurmanın. Gelin hepsine biraz daha yakından bakalım.
Öncelikle çok besleyici
Hurma, kelimenin tam anlamıyla bir vitamin ve mineral deposu. Hatta kendi kulvarındaki birçok meyveyle karşılaştırıldığında onlardan birkaç adım daha öne çıkar. Hurmanın içerdiği kalorinin büyük bölümü karbonhidrattan geliyor.
Karbonhidrat kelimesini duyunca hemen kilo alacağınızı düşünmeyin. Bunun yanı sıra protein, lif, potasyum, magnezyum, manganez, demir, bakır ve B1, B2, B3, A1 ve C vitaminleri içerir.
Lif oranı yüksek
Günlük beslenme programınızda lifli yiyeceklere yeteri kadar yer vermek genel sağlık açısından son derece önemli. Hele kilo vermeye ya da kilonuzu korumaya çalışıyorsanız! Lifli besinlerin en önemli faydası, sindirim sisteminin düzenli çalışmasına
Diyelim ki fazla kilolarınızdan kurtulmaya çalışıyorsunuz. Ya da belki tüm fazla kilolara veda ettiniz ve formunuzu korumak istiyorsunuz. Bir düşünün, bu gibi durumlarda en çok ihtiyacınız olan nedir? Tokluk hissini uzun süre korumak, değil mi? Ama bu her zaman pek mümkün olmayabilir. Bazen ana öğününüzü de ara öğününüzü de tükettiğiniz halde, hiç umulmadık bir anda ani bir açlık krizinin pençesine düşebilirsiniz. Bu durumda yapılması gereken, sizi uzun süre tok tutacak, yani kan şekeri dengenizi koruyup, enerjinin düşmesini engelleyen besinlere yönelmek.
Gelin, bugün ne tür besinleri tüketirsek daha uzun süre tok kalırız, buna bir bakalım.
Yumurta ile güne enerjik başlayın
Tokluk hissinin uzun süre devam etmesi için protein zengini yiyecekler tüketmelisiniz. Bunlar arasında ilk akla geleni de yumurta. Özellikle de günün ilk öğününde, yani kahvaltıda yumurta tüketirseniz hem güne enerjik başlarsınız, hem de ara öğün ya da bir sonraki ana öğüne kadar aşırı acıkmaz ve bu şekilde kilo dengenizi bozabilecek atıştırmalardan uzak durabilirsiniz.
Son dönemde beslenme trendleri içinde yıldızı iyice parlayan avokadoyu bilirsiniz. Peki "mucize meyve" olarak bilinen avokadonun içerdiği vitamin ve mineralleri, hem genel sağlığı korumaya hem de kilo vermeye katkılarını biliyor musunuz? Gelin bugün bu tropikal meyvenin nimetlerine ve bunlardan nasıl yararlanacağımıza bir göz atalım. Haftada üç gün yarım avokado tüketirseniz bedeninizde ve görüntünüzde nelerin değişeceğine yakından bakalım.
Kan şekeriniz dengede kalır
Bildiğiniz gibi şeker insanın hayatını kısaltan, çeşitli sağlık sorunlarına yol açan ve kilo almasına neden olan bir tür zehir. İşte avokado tam da bu noktada yardım elini uzatıyor. Çünkü bir orta boy avokadoda sadece 2 gram şeker var. Şöyle bir düşünürsek bu bütün diğer meyvelerin içerdiğinden çok daha az bir miktar. Avokadonun bu özelliği de kan şekerinin dengede kalmasını sağlar. Cümleyi başka bir açıdan kurarsak eğer, kan şekerinizin dengede kalması da olmadık zamanlarda açlık krizlerine girmenizi engeller. Bu da kilo vermeye ya da kilosunu korumaya çalışanlar için muhteşem bir durum, değil mi?
Uzun süre tok kalırsınız
Avokadonun kilo vermeye çalışanlara bir başka faydası da uzun süre tokluk hissi vermesi. Bu nasıl
Ne güzel oldu değil mi? Sizi hem görüntü hem sağlık açısından rahatsız eden tüm fazlalıkları attınız. Hem ruhsal hem de bedensel olarak hafiflediniz. Bu aşamadan sonra en büyük korkunuzun ne olduğunu tahmin edebiliyorum. Hep kafanızda şu korku var: Ya bir daha kilo alırsam! Bana kalırsa korkmanıza gerek yok. Siz kararlı olduğunuz ve sağlıklı beslenmeyi bir yaşamsal alışkanlık haline dönüştürdüğünüz sürece bir daha kilo almanız olası değil. İşin püf noktası ipleri sıkı tutmak.Gelin şimdi sizinle hayatınızın sonuna kadar formda kalmanıza yardımcı olacak bazı ipuçlarını paylaşayım. Maddeler halinde sıralacağım bu ayrıntılara dikkat ederseniz, bir daha fazla kilolarla karşılaşmak, savaşmak, o süreci yeni baştan yaşamak zorunda kalmazsınız. 1- Kendinize bahaneler bulmayın: Bu ne demek? Şöyle anlatayım. Hepimiz günlük hayatın telaşı içinde kendimize vakit ayırmakta zorlanıyoruz, bu konuda hemfikirim. Sağlıklı beslenmek için vakit ayırmak gerek. Özellikle de gündüz saatlerinizi bir masanın başında çalışarak geçiriyorsanız bu durum biraz daha zorlaşıyor. Eğer gerçekten de hayatınızın sonuna kadar ya da olabildiği kadar sağlıklı ve formda kalmak istiyorsanız biraz çaba
Hiç kolay değil biliyorum. Gerçekten ciddi bir uğraş ve şaşmaz bir disiplin gerektiriyor. Kalıcı sonuca ulaşmak için yediğinizden içtiğinize hatta hareketinize ve uyku saatinize kadar her ayrıntıya özen göstermek şart.Tahmin ettiniz mi konuyu? Göbek eritmekten söz ediyorum elbette. Özellikle kadınların en önemli sorunlarından biri göbekte biriken fazla yağlar. Kolay alınan ama zor verilen göbek yağları, sadece görsel olarak değil sağlık açısından da riskli. Bu bölgede toplanan yağlar, diyabetten kalp hastalıklarına kadar çeşitli sağlık sorunlarına yol açıyor. Bu yüzden göbek eritmek ciddiye alınması gereken bir konu. Ama bazen bu konuda gereken özeni gösterenler bile öyle önemli noktalarda kendisi küçük, sonucu büyük hatalar yapabiliyor ki...
Bu da göbek eritmek için gösterilen bütün çabayı boşa çıkarabiliyor. Göbek eritme konusunda en çok yapılan hatalardan söz etmek istiyorum bugün. Gelin bakalım o 6 büyük hata neymiş.1- Yeterince su içmemek
Su hayatın kaynağı... Bedenimizin sağlıklı bir şekilde işleyişini sürdürebilmesi için en gerekli "yakıt." Yeterince su içmiyorsanız sadece bu mükemmel işleyişi bozmakla kalmaz göbek bölgenizde toplanan o yağları