Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünya barış ve istikrardan hızla uzaklaştı. Öyle ki; istatistiklere göre bu yüzyılın ilk çeyreğinde 50’den fazla savaş ve çatışma yaşandı, hala da yaşanıyor. 

Savaşların karakteri mi değişiyor

Üstelik teknolojik gelişmeler, geleneksel savaş yöntemlerini dönüştürürken, nükleer silahlar ve yapay zeka destekli askeri sistemler, geleceğin savaşlarının çok daha yıkıcı olabileceğini gösteriyor. 

Orta Doğu’dan Afrika’ya, Doğu Avrupa’dan Asya’ya kadar pek çok bölge, büyük güçlerin jeopolitik çıkar çatışmalarının sahnesine dönüşmüş durumda. Geleneksel ordular, meydan savaşları, cephe gerisi stratejileri artık yerini yüksek teknolojili silahlara, dronlara, yapay zekaya ve siber saldırılar ve robot askerlere bırakıyor. 

Haberin Devamı

Bu değişimin en çarpıcı örneklerinden biri, İsrail’in Hizbullah’ın kullandığı çağrı cihazlarını eş zamanlı olarak patlatması. Yüksek teknolojili istihbarat sistemleri, iletişim kanallarını takip ederek hedef tespiti yapıyor ve düşman güçlerini hızlıca etkisiz hale getiriyor. 

Eskiden fiziksel çatışmalarla günler, haftalar süren mücadeleler, şimdi bir düğmeye basarak sonuçlandırılabiliyor. Bu da savaşı, daha görünmez, sessiz ve teknoloji merkezli hale getiriyor. 

Siber saldırılarla ülkelerin altyapıları, bankacılık sistemleri, enerji kaynakları felce uğratılabiliyor. Siber rekabet, teknolojiyi stratejik bir silah haline getiriyor. Amerika ve Çin gibi süper güçler, siber saldırılara karşı devasa bütçeler ayırarak dijital savunmalarını güçlendiriyorlar. 

Bu dönüşüm, sadece savaşma yöntemlerini değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda uluslararası hukuktan, insan haklarına kadar pek çok alanda yeni sorunlar ortaya çıkarıyor. 

***

Binlerce sivilin ölümüne sakat kalmasına yol açan savaşların maliyeti yalnızca askeri harcamaları değil, insani krizlerin ve yeniden inşa süreçlerinin yükünü de içeriyor. 

Mülteci akınları, sosyal ve ekonomik altyapının çökmesi, yoksulluk ve sağlık krizleri gibi sonuçlar da bu maliyetlerin bir parçası. 

Teknolojinin savaşları dönüştürmesiyle insan unsuru da giderek azalıyor. Geçmişte askerler birebir çatışmalarda yer alırken, günümüzde operasyonlar büyük ölçüde teknolojik araçlarla yürütülüyor. 

Haberin Devamı

Örneğin, binlerce kilometre öteden bir saldırı düzenleyebiliyor ve bu saldırıda kimin öldüğüne dair doğrudan bir bağlantı kurmak zorunda kalmıyor. Bu, savaşın insan üzerindeki psikolojik etkilerini ve savaşa dair sorumlulukları da değiştiriyor. 

***

Bu bağlamda, savaşın kurallarını yeniden düşünmek gerekiyor. Uluslararası hukuk, teknolojinin bu denli ilerlediği bir dünyada, savaş suçları ve insan hakları ihlallerini nasıl değerlendirecek? 

Savaşın daha görünmez ve dijital hale gelmesi, toplumların savaşa karşı duruşunu nasıl etkileyecek? 

Daha az görünen savaşlar, daha az toplumsal tepki doğurur mu? 

Gelişen savaş teknolojileri, gelişmekte olan ülkeler ve küçük devletler için ne tür yeni tehditler yaratıyor? 

Küresel güç dengelerini nasıl değiştirecek? Bu tür sorular, teknoloji çağında savaşları daha fazla tartışmamız gerektiğini gösteriyor. 

***

Çünkü savaşlar artık daha az fiziksel, daha dijital, daha hızlı, ama aynı zamanda daha karmaşık bir hale geldi. 

Haberin Devamı

Hipersonik füzeler, siber silahlar ve yapay zeka destekli savunma sistemleri gibi ileri teknolojiler, nükleer silahların yayılması ve kullanım tehditleri dünyanın küresel güvenliğini tehlikeye atarken, savaş bölgelerine yapılan silah satışları ise çatışmaların sürekliliğini sağlıyor ve barış çabalarını engelliyor. 

Ortadoğu’dan Afrika’ya kadar birçok bölge, büyük silah tedarikçilerinin rekabet alanına dönüşmüş durumda. 

Kısacası silaha dönüşen teknoloji, sadece dünyayı şekillendirmiyor. Yeniden paylaşım savaşlarının da kapısını aralıyor.