Yazılarımı Bursa’dan takip eden okuyucum Sevtap Hanım’ın, eşinin sokakta bulup ailelerine kattıkları güzel kızları Daisy ile ilgili yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sevtap Hanım’ın yazısı çok uzun olduğu için bölüyorum.
Anılarının devamı haftaya...
* * *
Öncelikle herkese Bursa’dan selamlar...
Eşim, Daisy’i (husky kızımı) ilk önce dükkanın önündeki otoparkta görmüş. 15-20 gün kadar Daisy, başıboş oralarda gezinir. Herkes ondan korktuğu için yanına gitmek istemek istemez. Eşim, onun o mavi gözlerine daha fazla dayanamaz ve biraz korku ve biraz da heyecanla yanına yaklaşır, onu sevmeye başlar ve husky’nin uysal tavrı onu çok etkiler. Aç ve susuz olduğunu düşünerek ona hemen su ve tavuk getirir. Daisy, önce suyu kana kana içer, ardından da eşim ona eli ile tavuk verir. Daisy çok nazik bir şekilde tavuğu alıp yiyince eşim daha bir etkilenir.
* * *
Cenk Bey, Romeo’nun eğitim serüvenini anlatmaya devam ediyor:
Romeo büyüdü. Ona hakim olmakta zaman zaman zorlanıyordum. Her gün farklı yapıda oluyordu, yani bir gün beni dinlerken diğer gün yanıma bile gelmiyordu. Bu nedenle, bana sevgisini ve güvenini artırmaya, karakterini ve huyunu oluşturmaya çalışıyordum. Ayrıca, özgürce dolaşabileceğini öğrensin ama zamanı geldiğinde özgürlüğünün de kısıtlandığını bilmesini istiyordum.
1.5 yaşına gelene kadar dışarıda tasmasız dolaştırdım. Çevremden ayrılmıyordu, bana güvenmeye başlamıştı en fazla 4-5 metre uzağa gidiyor sonra yanıma geliyor, tüm komutlarımı dinliyordu. Bazen de tasmalı dolaştırıyordum. Romeo tasmalı dolaşmayı pek sevmiyordu ama uyum sağlıyordu. 2 yaşına geldiğinde, beni fazla dinlememeye, kafasına göre takılmaya, başka hayvanları gördüğü zaman yanlarına gitmeye ve kavga etmeye başladı. Bazen iş çığırından çıkıyordu.
* * *
2010 Ocak’ta arkadaşımın çiftliğinde eğitime başladık. Romeo, eğitimin ilk günlerinde çiftlikte kaldı. Çevreye alışamamış olması nedeniyle, eğitim alanında kendi kafasına göre takılıyordu. Eğitimimizin bu ilk günlerinde çok zorlanıyordum, moralim bozuluyordu, olmayacak diye düşünüyordum. Zaman
Geçen haftaki Cenk Bey ve köpeği Casy ile yazdığım yazı çok beğenilmiş olacak ki, çok sayıda mail ve telefon aldım. Cenk Bey’in diğer köpeği Romeo’yu da anlatacağımı söylemiştim. Romeo’nun hikayesi çok uzun ama ben kesmek istemiyorum. Çünkü birlikte yaşadıkları bir mücadele söz konusu.
Şimdi sizi Cenk Bey’in diğer can dostu Romeo ile başbaşa bırakıyorum:
Bugüne kadar sokak köpekleri dışında gerçek anlamda üç köpeğim oldu. Bir arkadaşım, ‘Alaska kurdu cinsi köpeğinin yavruları olunca, sana birini vereyim’ dedi. Yavrular 1.5-2 aylık olunca görmeye gittim. İçlerinde çok güzel olanlar vardı. Bir yavruyu aldım eve geldim. Adını Romeo koydum. Romeo, ilk gördüğümde tombul, tüylü ve küçük bir aslan yavrusuna benziyordu.
Ben Romeo’yu almaya karar verdiğim zaman arkadaşlarımın bana dediği tek şey, bu cins köpeklerin fazla zeki olmadığı, eğitilmesinde zorluk yaşandığı, başıma bela alacağımı söylemeleriydi. Ben gene de Romeo’yu almaya karar verdim.
Köpek eğitmeni arkadaşımı aradım, neler yapmam ve neler yapmamam gerektiği konusunda bilgi istedim. Arkadaşım, Alaska kurtlarının özelliklerini, üç ana maddede özetledi:
1 - Ne yaparsan yap, özgürlüğüne düşkün olduğu için seni
Bu hafta sizlerle Cenk Burak Alpaslan isimli okuyucumun köpeği Caisy ile ilgili bana gönderdiği bir yazıyı paylaşacağım.
Aynı okuyucum, köpeği Romeo’yu da anlatmış.
En kısa zamanda Cenk Bey’in anılarına ve Romeo’ya da yer vereceğim.
Keyifli pazarlar diliyorum.
Siz de petlerinizle olan güzel şeyleri paylaşmak isterseniz sayfam size de açık.
Cenk Bey, Alman çoban köpeği Caisy ile ilgili bakın neler diyor:
* * *
Geçen pazar günü herkes inandığı yol uğruna sandık başına gitti.
Hayvanseverlerde seçim meydanlarında söylenen vaatlere ve istedikleri yasa değişiklerine inanıp oylarını kullandılar.
Şimdi hep beraber oturup bekleyeceğiz, seçim mitinglerinde verilen sözler yerine getirilecek mi?
Bir çoğunuz konuyu biliyorsunuzdur ama yine de hatırlatmakta fayda var.
2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı “Hayvanları Koruma Kanunu”, Kabahatler Kanunu’ndan çıkarılarak TCK kapsamına alındı.
Aniden sıcakların bastırmasıyla benim Maya ve Barney’de yün yün, topak topak, tuttun mu elinde kalan tüyler uçuşmaya, hatta bazıları topak olup Maya ve Barney’in üzerinde durmaya başladı. Elimdeki süper tarakla ne kadar çok tarasam ve kol kası yapsam da aynı miktarda tüy, bir saat sonra bile, taramaya devam ettiğim halde çıkmaya devam ediyordu. Soluğu veterinerde aldım tabii ki...
Tarak incelemeye başladım; daha büyüğü, daha çok tüy alanı, bir anda şu dökülenlerden kurtulmanın bir yolu var mıdır, diye...
Tabii ki istediğim şey, mucizevi bir şeydi ama bir umut işte...
Veterinerden kocaman ama kısa ve ince aralıkları olan bir tarak aldım ve çıktım. Eve geldim, önce Maya’yı kuzu gibi yatırdım önüme... Üç yorganlık tüy çıktı. Hatta eve dönen babam bu olayı o kadar ilginç buldu ki, bir sandalye çekip uzunca bir süre bizi izledi. Maya’dan açıklanamaz şekilde her tarak darbesinde tüy çıkıyordu. İşimiz bittiğinde Maya, tüylerinin gitmesiyle zayıfladı, çelimsizleşti. O şatafatlı havası kalmadı ama kuş gibi özgürmüşcesine bahçede koştu, durdu.
Veterinerimden aldığım bilgiye göre, bu tarakla her gün taramama-lıymışım. Tarama işini 15 günde bir yapmam gerektiğini söylediler.
Zaman
Petimizi çiftleştirdik, acaba hamile mi?
öğüslerinde hafif de olsa şişlik varsa, köpeğiniz, petiniz kilo aldıysa, hamile olabilir. Ama kesin emin olmak ve her şey yolunda mı diye kontrol etmek istiyorsanız, veterinerinize gidiniz. Tam çiftleşme tarihini belirtmeyi unutmayınız. Çünkü hamile köpek bakımı farklıdır, yiyeceğinden aşılamasına kadar... Normal aşı takvimi dışında yetişkin anne adayı petlerinize bebekleri için bir aşılama çizelgesi çıkarılır. Ayrıca ultrasonda da kaç yavrusu olacağını görebilirsiniz. Ultrasonda çıkan yavru sayısı her zaman tutmasa da söylenene yakındır.
Hamile köpeklerin beslenmesi, doğacak yavruların sağlığı ve gelişimi içinde temel oluşturmaktadır, bu yüzden çok önemlidir.
Doğum esnasında
Köpeklerin hamilelik süresi 2 aydır. Çiftleştiği günden itibaren 63. günde doğum beklenir. Köpeğinizin doğum saatine yaklaştığını, yeri kazımaya başlamasından, yemek yemeyi kesmesinden anlayabilirsiniz.
Önceden bir doğum yuvası hazırlamanızı tavsiye ederim. İçinde rahat edebileceği, yavrularıyla kalabileceği bir yer...
Bu aralar birçok pet sosyal paylaşım sitesinde, köpeklerine kedilerine acil eş arayanları görüyorum. Bazıları 1 yaşını yeni doldurmuş, daha bebekler... Bazıları da kırma kedi ve köpekler...
Demeyin ki cins takıntısı var herhalde, kırmaysa ne olmuş, onun da hakkı yok mu falan diye. Sokaklarda başıboş sahipsiz, sevgisiz, yazın bazen susuz, kışın yemeksiz, yataksız çevrede dolanan kedi ve köpekler cins olmadıkları için oradalar. Siz hiç sokakta yaşayan Samoyed, Beagle ya da Shih-Tzu gördünüz mü?
Evinden kaçmadıysa göremezsiniz.
Dolayısıyla bende cins takıntısı yok fakat kırma kedi ve köpeklerin de çiftleştirip çoğaltılmasına karşıyım açıkçası. Sokakta sahipsiz binlercesi varken, o yavruları dünyaya getirtmedeki amacı anlamakta zorlanıyorum.
Barınaklarda yuva bekleyen bazıları bilinçsizce, karne hediyesi, doğum günü hediyesi, yıl dönümü, sevgililer günü için alınmış. Yavruluk dönemlerindeki sevimlilik geçince sorumluluk olarak ağır gelmiş, çoğu maalesef Golden Retriever olmak üzere bir sürü cins kedi köpek varken...
Hala köpeğim, kedim anne olsun, baba olsun, denmesini anlamıyorum.