Aniden sıcakların bastırmasıyla benim Maya ve Barney’de yün yün, topak topak, tuttun mu elinde kalan tüyler uçuşmaya, hatta bazıları topak olup Maya ve Barney’in üzerinde durmaya başladı. Elimdeki süper tarakla ne kadar çok tarasam ve kol kası yapsam da aynı miktarda tüy, bir saat sonra bile, taramaya devam ettiğim halde çıkmaya devam ediyordu. Soluğu veterinerde aldım tabii ki...
Tarak incelemeye başladım; daha büyüğü, daha çok tüy alanı, bir anda şu dökülenlerden kurtulmanın bir yolu var mıdır, diye...
Tabii ki istediğim şey, mucizevi bir şeydi ama bir umut işte...
Veterinerden kocaman ama kısa ve ince aralıkları olan bir tarak aldım ve çıktım. Eve geldim, önce Maya’yı kuzu gibi yatırdım önüme... Üç yorganlık tüy çıktı. Hatta eve dönen babam bu olayı o kadar ilginç buldu ki, bir sandalye çekip uzunca bir süre bizi izledi. Maya’dan açıklanamaz şekilde her tarak darbesinde tüy çıkıyordu. İşimiz bittiğinde Maya, tüylerinin gitmesiyle zayıfladı, çelimsizleşti. O şatafatlı havası kalmadı ama kuş gibi özgürmüşcesine bahçede koştu, durdu.
Veterinerimden aldığım bilgiye göre, bu tarakla her gün taramama-lıymışım. Tarama işini 15 günde bir yapmam gerektiğini söylediler.
Zaman ayarlı gibi, hakikaten 15 gün boyunca Maya tek tük tüy bıraktı ama az önce, yine bahçede bir yorgan daha çıkarttık!
Maya ile yine dökülen yün gibi tüyler elimle çekince, elimde kalan topaklar, baktım olmayacak yine bahçede taradım kızımı... O da rahat etti ben de... Şimdi yanımda mışıl mışıl uyuyor.
Tarağın adını bilemiyorum ama yukarıda tarif ettiğim gibi, köpeği çelimsiz ve küçük bırakıyor belki ama evin içinde tüy yumakları uçuşmuyor en azından...
Maya’ya yaptığımız işlemin aynısını Barney’e de uyguladık. O da tüy gibi kaldı ama Maya kadar zayıflamadı. Alt alta üst üste, enerjileri kalmayana kadar koşturdular.
Barney su kuşu olduğu için hortumu da açtım. Maya, ağzıyla suyu yakalamaya çalışırken Barney tam altına geçip yatıp, “Maya’nın suyu yakalamasını nasıl daha zorlaştırabilirim?” hesabındaydı.
Bu kadar iyi anlaşan, boyu boyuna huyu huyuna uygun iki can dostuna sahip olduğum için çok şanslı olduğumu düşündüm.