Geçen pazar günü herkes inandığı yol uğruna sandık başına gitti.
Hayvanseverlerde seçim meydanlarında söylenen vaatlere ve istedikleri yasa değişiklerine inanıp oylarını kullandılar.
Şimdi hep beraber oturup bekleyeceğiz, seçim mitinglerinde verilen sözler yerine getirilecek mi?
Bir çoğunuz konuyu biliyorsunuzdur ama yine de hatırlatmakta fayda var.
2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı “Hayvanları Koruma Kanunu”, Kabahatler Kanunu’ndan çıkarılarak TCK kapsamına alındı.
Yani sokakta kedilere, köpeklere tecavüz eden sebepsiz yere kulaklarını kuyruklarını kesen, komşunun köpeği havladı, rahatsız oldu diye, gidip köpeği öldüren kişilerin eylemleri suç değil, kabahat sayılıyor.
Yani sizin can dostunuzun başına bir şey gelirse, bu sizin malınıza gelmiş olarak değerlendiriliyor.
Hayvanların da bir canlı olarak değerlen-dirilmesini istiyoruz biz
hayvanseverler...
İşte bu yüzden yukarıda yazılan kanunun değişmesi lazım.
Umarım vaatler seçim öncesinde kalmaz ve gerçeğe dönüşür. Dilerim, sözler tutulur.
Böylelikle, aynı Amerika ve Avrupa’daki gibi, eğer kişi petine gerektiği ilgiyi ve bakımı göstermiyorsa, kediyi ya da köpeği ellerinden alabileceğiz.
Yani “Ben bir köpek aldım, şuraya bağladım, işte burayı koruyor” olmayacak.
Bakıldığı yer, koşullar önemli olacak, sağlık kontrolleri düzenli yapılması şartı gelecek.
Dahası hayvanlara yapılan zulüm, tecavüz, öldürme, işkence, bunlar artık kabahat değil, suç olacak ve yaptırımları da buna göre olacak.
İnşallah bu sözler sadece sözde kalmaz.
Kanun uygulanır ve biz de toplum olarak biraz daha ileriye gideriz.